Meali İdea haritası ilk defa 1791-1796 yılları arasında Bükreş’te Rigas Ferreros tarafından 12 yaprak halinde hazırlanarak 1796 yılında Viyana’da bastırılmıştır. Megali-İdea ülküsünü besleyen , yayan esas örgütlü güç, Osmanlı devleti içinde çok geniş imtiyazlar elde eden Ortodoks Kilisesidir. Megali İdea gerçekleştirmek için kurulan en etkin örgüt 1814’te Rusya’nın Odessa kasabasında kurulan Fili-Eterya’dır. Megali İdea hedefi için yemin edenler “… Yemin ederiz ki; vatanımızın kurtuluşu müstevlilerle bizim aramızdaki uzlaşma ateş ve demirden öteye geçmez… Vatanımızın istiklaline kavuşması için yegane çare Türklerle savaştır; Onlarla uzlaşma unsuru aramızda sadece ateşle demirden ibarettir. Kutsal görevi ifa etmek borcumuzdur…” diyorlardı.
Megali İdea çerçevesinde hayat bulan Enosis’i gerçekleştirmek için Kıbrıslı Rumlar 6 Temmuz 1821’de ve 31 Ekim 1931’de iki kez ayaklandılar.1921’de ve de 1950’de iki kez Plebisit düzenlediler. Yine Rum Meclis’inin oybirliği ile aldığı ilk Enosis kararı 30 Temmuz 1964 tarihlidir. AKEL ise 1966’da yaptığı 11’nci Genel Kurul toplantısında Enosis kararı alırken Rum Meclisi de 2’nci kez Enosis kararını 26 Haziran 1967’de AKEL desteğinde oy birliği ile alıyordu….
Megali İdea düşüncesi çerçevesinde şekillenen Yunan Milliyetçiliği Kıbrıslı Rumlar tarafından Kıbrıs’ta 1821’de Kıbrıs Başpiskoposu Kiprianos , ayaklanma hazırığına girişir. Ayyanni(Aydın) köyünden “Dimitri” adlı bir Rum Kıbrıs Valisi Küçük Mehmet’e ihbar etti ve isyan başlamadan önlemiş oldu.
Bu isyan Kıbrıs’ta başarılı olamadı ama Mora Yarım Adasında bir kıyıma, hatta bir soykırıma dönüştü. Harward Üniversitesi Profesörü Rum asıllı Dennis Skiotis’in şu iki dizesi çok şey anlatır. “Ne Mora’da ne de bütün dünyada, Tek bir Türk bırakmayın ayakta”. Bu iki dize ve Yunan isyanı sonrasında Mora’da hiç Türk kalmadığı düşünülürse Kıbrıs Türk halkı olarak bundan çok iyi ders almamız gerektiği kendiliğinden ortaya çıkar…
İngiliz Sömürge Yönetimi döneminde de 17 Ekim 1931’de başlayan ilk Enosis isyanı ile Rum-Yunan ikilisinin Enosis tahrikleri yeni bir boyut kazanıyordu. 21 Ekim 1931’de de bir vergi beyannamesini bahane eden Rumlar isyan ederken Vali Konağını yakıp yıkarken ‘Enosis’ naraları atıyorlardı. 31 Ekim 1931’de Yunanistan Başbakanı Venizelos ise İngiltere’den Enosis talep ediyordu.
28.08.1949’da Rum Komünist AKEL Partisi Genel Kurulu’nda alınan karara uygun olarak 5 Aralık 1949’da Enosis için imza kampanyası başlatır ve AKEL üyeleri ev ev gezerek “Enosis istiyorum” yazılarının altına imza toplamaya başlar. Diğer yandan Enosis yarışında bayrağı AKEL’e kaptırmak istemeyen Rum Ortodoks Kilisesi Kitium Piskopos’u olan Makarios II, 1 Aralık 1949’da alınan kararla 15 Ocak 1950’de Kiliselerde yapılmak üzere Enosis amaçlı Plebisit kararı alıyor ve halkın kendilerinin düzenleyeceği Plebisite katılmasını istiyordu. Baf Metropoliti olan Makarios III ise plebisitin başarılı geçmesi için sonuçlanması için çaba gösterirken bu başarı ona Başpiskoposluğun kapısını açacaktı...
15 Ocak 1950’de Kiliselere konulan defterlere “Enosis’e evet” ya da “Enois’e hayır” şeklinde imza atarak gerçekleştirilen Plebisit 2 hafta süreyle devam eder. Rum Ortodoks Kilisesi tarafından 4 Şubat 1950’de tarihinde İngiliz Sömürge Yönetimi’ne resmen bildirilen yazıda 18 yaşından büyük oy kullanan 224700 Rum’un 215000’nin yani %96’sının ‘evet’ yönünde oy kullandıkları beyan ediliyordu.
O günde Esperini gazetesi , “Plebisit, Yunanistan’la birleşme ile eş anlamalı, yani Enosis’e eşit sayılacak ve bunu 1906 yılında, Girit için uygulanan yönteme uygun olarak, Kıbrıs Rum Temsilcilerinin (Milletvekillerinin) Yunan Parlamentosuna gönderilmesi izleyecektir diye yazıyordu.
Rum-Yunan ikilisinin 1950 Enosis Plebisiti ile doruğa çıkarılan Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı faaliyetlerinin bir sonucu olarak 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarla Akritas Planı’nın devreye konulmasıyla yıkılırken Kıbrıs Türk halkı 11 yıl boyunca Rum-Yunan ikilisinin silahlı saldırılarına ve de katliamlarına uğramıştır. Kıbrıs Türk halkı Yunan Cuntası desteğinde RMMO’nun Makaris’a karşı düzenlediği 15 Temmuz 1974 darbesinden sağ kurtulan ve İngiltere üzerinden ABD’ye giden ve 19 Temmuz günü BM’de konuşma yapan Makarios: “Ülkem Yunanistan’ın işgali altındadır. Rumların da Türklerin de hayatları tehlikededir. Müdahale ediniz” derken anavatanımız Kıbrıs Türk halkından ve de Makarios’tan gelen seslere kulak vermemezlik edemezdi..
20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’a barış ve huzur gelirken Kıbrıs Türk halkı self-determinasyon hakkını kullanarak 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’ni ilan etti.Kıbrıs Türk halkı olarak korku,ölüm ve kanla dolu 1963-1974 dönemini yeniden yaşamak istemiyorsak özgürlüğümüzün, bağımsızlığımızın ve de güvenliğimizin teminatı olan KKTC’ne kararlılıkla sahip çıkmalıyız, onu yüceltmeli ve tanınmasını sağlamalıyız…
Rum bir yanda görüşme masasında oturuyor, diğer yanda 67 yıl önce gerçekleştirilen ‘Enosis’ referandum sonuçlarını Temsilciler Meclisi’nde resmen geçirerek Rum okullarında okutulması ve bayram günü olarak kutlanması için kararlar geçiriyor. Bu kararlar sonrası 16 Şubat Perşembe günü liderler görüşmesinde yaşananlar; Anastasiadis ve diğerlerinin verdikleri beyanatlarla verilen mesajlar gayet açıktır!...Rum liderliği, Kıbrıs Türk halkına geliniz bizim egemenliğimizde olan ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olunuz, Enosis isteklerimize karşı durmayınız diyor!...
Ama Rumlar çok iyi bilmelidirler ki; Kıbrıs’ta siyasi çözüm KKTC’nin Rumlar tarafından kabulü ve de tanımasıyla mümkündür…