Kıbrıs Türk halkı olarak geçmişten günümüze ulusal kimliğimizden kopmadığımız için, anavatan sınırları dışında kalmamıza ve çeşitli baskılara rağmen, varlığımızı kendi kimliğimizle sürdürmekteyiz.
İşte bu nedenle, Batılı emperyalistler ile Rum –Yunan ikilisi ve içimizdeki işbirlikçiler, bizi yok etmek amacı ile milliyetçiliği kötülemekte ve bizi ulusal kimliğimizden koparmağa çalışmaktadırlar.
Komşularımızın gerçek ulusal kimliklerinin tartışmalı olmasına rağmen, kabul ettikleri Yunanlılığa çok sıkı bağlı olduğu inkar edilemeyen bir gerçektir.
Rumlar, ulusal günlerinde her yeri Yunan bayrakları ile donatmakta, kendi aralarındaki spor karşılaşmalarında bile, Yunan bayrakları ile tezahürat yapmaktadır.
KKTCde ise,her nedense, ülkemizdeki bazı kişiler ,Kıbrıs Türk halkını yok emek misyonları nedeniyle milliyetçiliği çok tehlikeli ve çok zararlı bir akım olarak gösteriyor, kötülüyor ve faşistlikle suçluyor.
Oysa milliyetçiliğin ve Türk milliyetçiliğinin tanımına bakıldığı zaman, bazı özenti ve moda solcularının ileri sürdüğü gibi, tehlikeli ve zararlı bir ideoloji değildir.
Milliyetçilik; ‘ulusunu ve bu ulusu oluşturan unsurlarını sevmek, korumak, yüceltmek ve yükseltmek ülküsüdür.
Türk milliyetçiliği ise; ‘Türk milleti ile Türk milletini meydana getiren, İslamiyeti,Türkçeyi ve Türk soyunu sevmek, korumak, yükseltmek ve yüceltmektir.
Atatürk Milliyetçiliği ise, 1924 Anayasası’nın 88. maddesinde ve Atatürk İlkelerinde de belirtilmiş olan, din ve ırk ayrımı gözetmeksizin ,ulus tanımını dil, kültür ve siyasi birliktelik gibi değerlere dayandıran milliyetperverlik anlayışıdır.
]Milliyetçilerin faşist olarak gösterilmesi ise tamamen yanlıştır. Çünkü ‘Faşizm Demokratik düzenin yerine aşırı çarpıtılmış bir ulusçuluk ve baskı düzeni kurmayı amaçlar.
Günümüzde ise, ‘faşizm; baskıcı otoriter rejim anlayışını betimleyen bir nitelemeye dönüşmüş ve Nasyonal Sosyalizm başta olmak üzere, anti demokratik ideolojileri ve yönetim sistemlerinin tamamına, halk tarafından verilen genel bir isim halini almıştır.
Görüldüğü gibi, milliyetçiliğin, Türk milliyetçiliğinin ve Atatürk milliyetçiliğinin tanımında sevmek, korumak, yükseltmek ve yüceltmek vardır.Bunlara karşı çıkmak da, halkımızın iyiliğini istememektir.
Aslında köküne ,dinine ,ulusal kimliğine, devletine, bağımsızlığına, anavatanına bağlı olmak, kendi halkının ulusal çıkarlarını her şeyden önce tutmak, ulusal davamızı savunmak, batılı emperyalistlere sempati duymamak, faşistlik veya gericilik değildir. Aksine çok ilkeli, onurlu ve doğru bir davranıştır.
Ülkemizde milliyetçiliği kötüleyen kişiler, bilerek veya bilmeyerek, Rum tezi ile davasını desteklemiş oluyorlar.
Çünkü yakın geçmişte güneydeki bazı liderlerin açıkladığı gibi Rum tarafının amacı, halkımızı ulusal kimliğinden koparmak ve uyduruk Kıbrıs kimliğini benimseterek zamanla asimile etmektir.
AKELin ortaya koyduğu ve bizim KKTCdeki bazı solcuların sahiplenip savunduğu; iki halkın Kıbrıslılık kimliği altında birleştirilmesi görüşü, nüfusu daha az olan Türklerin zamanla Rum çoğunluk içinde eriyip kaybolmasına sebep olacaktır.
Rahmetli Uğur Mumcunun ifade ettiği gibi; ‘Atatürkçülüğü ve milliyetçiliği yadırgayarak solculuk yapma gafletine düşen bir sol, Türkiyede hiçbir zaman başarılı olmadı olamaz da.. Türk milliyetçiliği, Türk halkının alın terini, yabancı çıkarlara karşı korumak demektir..