Mülkiyet-Toprak Sorunu

<p class="MsoNoSpacing"><strong><span>Mülkiyet-Toprak Sorunu ve Sayın Kudret Özersay İle Sayın Osman Ertuğun

Abone Ol

Mülkiyet-Toprak Sorunu ve Sayın Kudret Özersay İle Sayın Osman Ertuğun  İşaret Ettikleri Acı Gerçekler

 

BM Genel Sekreterinin  Kıbrıs Özel Danışmanı EspenBarthEidenin 28 Temmuz Salı günü liderler  görüşmesinin ardından yapmış olduğu açıklamada  Cumhurbaşkanımız sayın  Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı NikosAnastasiadisin “Mülkiyet hakkına  saygı duyulması ilkesinde anlaştığı , bu ilke anlaşmasının  kriterlerinin yapılacak müzakerelerde  belirleneceği” anlaşmasını yapmıştır.

Bu nokta  durup düşünmek  gerekmektedir.  Eidenin yapmış olduğu bu açıklama ne kadar sağlıklıdır.  Yıllardan beridir  Kıbrıs Türk tarafı  “Mülkiyet ve Toprak” konusunun “Global mal mülk takası ve tazminat” yolu ile çözümlenmesini hedeflemiştir. Rum tarafı ise daha ilk günden  beri bireysel iadeyi ve de takas ve tazminatı  reddetmektedir. Rumun istediği  toplu iadedir ve 1974 öncesi mal  sahibinin  kesin söz hakkının olmasıdır. 

Basında yer alan haberlere göre  :  İlke Anlaşması temelinde   mülklerin sahiplerinin   ve bugünkü  kullanıcılarının   tazminat , takas ve iade seçenekleri olacak. Ancak, Rum tarafı mülklerle ilgili ilk söz hakkının  mal sahibi olmasında  ısrar  ediyor..

İsteyen her Ruma ve her Türke bireysel hakkıdır diyerek 1974 öncesinde sahibi olduğu  mal iade edilirse önümüze çıkacak durum 1974 öncesine dönüşten başka bir şey olmayacaktır.  Böyle bir uygulamanın  yürürlüğe girmesi mümkün değildir.

Şimdi  Rumlara sormak gerekmez mi hani nerede kaldı  iki bölgeli , iki toplumlu Federasyon hedefleriniz? Demek oluyor  ki, iki bölgelilik ve iki toplumlu federasyon modeli diye bir niyetleri yokmuş!.. Niyetleri belli!...AB  normlarının da  uygulanmasıyla Federal devlet  değil, Birleşik Kıbrıs oluşacak ve Enosise giden yol  açılmış olacaktır.İki kere iki dört  eder…..

Özetle;Rumlar , bireysel hakları güçlendirerek  1974 öncesine dönüşün    önünü  açmak istiyorlar.Neticede tüm  yollar  Birleşik Kıbrısa çıkar ve  o da bizi  Enosisle karşı karşıya bırakır…..

Mülkiyet  sorunu  sadece hak  sahibi olan  Rumların bireysel  hakları  düşünülerek çözümlenemez. Aradan 41 yıl gibi bir zaman  geçtikten sonraRumların,  ben eski malıma  mülküme  döneceğim deme hakları yoktur. Unutulmamalıdır ki “İnsan Hakları”  Kıbrıs Türk halkı için de geçerlidir.

Eski Müzakereci ve DAÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr. sayın Kudret Özersay  son gelişmelerle ilgili  olarak basına yapmış olduğu değerlendirmede:“…Her iki tarafın yapmış olduğu açıklamalar bazı açılardan kafa karışıklığı ve soru işaretleri yaratmaya başladı…” dedi.

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı EspenBarthEidenin geçtiğimiz gün “çözümün AB prensiplerine   ve müktesebatına tam uyumlu hale gelmesi” ifadelerini de içeren bir açıklama yaptığını  kaydeden Özersay, şunları kaydetti:

Eide tarafından yapılan  açıklama “11 Şubat 2014 Ortak Açıklamasının  da açık  ihlali anlamı taşımaktadır. AB Hukuku tehlikeli şekilde  konuşlandırılıyor, Eide uyarılmalı” dedi.Sayın Özersay,AB temsilcisinin Kıbrıs Türk tarafına müzakere masasında yer almasına izin verilerek nasıl sıkıntı yaratabileceğini görmek için alim olmaya gerek yoktur, dedi.

Sayın Özersay“…Muktesebata tam uyumlu bir çözüm demek , müzakere etmenize  gerek kalmaksızın her konuda  AB kurallarını aynen alıp Kıbrısta uygulamanız anlamına gelir. Oysa bunu yapmanız durumunda ne iki kesimlilik kalır , ne de iki toplumluluk… Tam uyumlu bir çözüm yaklaşımı kabul ediliyorsa bu kadar yıllık mücadele ile yerleşmiş bir BM parametresi haline gelen ve kurucu devletlerin iki kesimlilik karakterine  saygıyı herkes artık unutabilir…Eidenin Kıbrıs Türk tarafını ciddi bir cendere  altına koyan bu yaklaşımının düzeltilebilmesi için acilen girişim  yapılması gerekir…” dedi.

Nasıl olursa olsun bir ilerleme iyi şeydir noktasına getirilmemelidir diyen sayın Özersay çok haklı!...

Diğer yandan ; 2 Ağustos 2015 tarihli Halkın Sesi gazetesinde ön sayfasında  Fehime Alasyanın verdiği habere göre Halkı Sesi gazetesine konuşan  KKTC Cumhurbaşkanlığı eski sözcüsü ve  eski müzakereci sayın  Osman Ertuğ, “Mülkiyet konusunda kamuoyuna yansıyan  haberlerin  doğru olup olmadığının  halkla paylaşılması  gerektiğini kaydetti”. Sayın Osman Ertuğ şöyle konuştu:

“Bu konuda  sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için  herşeyden önce halkı bilgilendirmek, halkın hakkıdır, nihai zamanda  referandumda evet veya hayır diyecek olan onlardır. Atı alan Üsküdarı geçtikten sonra  bilgi sahibi  kılmak olmaz. Dolayısıyla  böyle bir kritik  noktaya ulaşmış ve  kamuoyuna yansımış  birtakım bilgiler varsa  bunların  doğruluk derecesi  , halk ile paylaşılmalı. Son bir aydır kurulan komisyon çalışıyor  deniliyor, o zaman böyle bir komisyon çalışıyorsa; bu halktan niye gizleniyor? Bu komisyonda bizim ekibimizde kimler var? Uzmanlık sahaları  nelerdir bilmemiz hakkımızdır diye düşünüyorum.Bu işi yürütenlerin halkı bilgilendirme sorumluluğu vardır” dedi. 

Bazı kesimler tarafından Türk tarafının mülkiyet konusunda geri adım attığının  iddia edildiğini belirten sayın Ertuğ, şöyle konuştu:  “Bu iddialar da resmi  ağızlardan geldiği için   soruşturulmalı. İki kesimliliğin ve iki toplumluluğun  sonunu getirecek söylemler yapılıyor. Mülkiyet konusunda  eskiye dayanan global bir yaklaşım var; global mal-mülk takası… Mülkiyette çözümü ararken nereden nereye geldik? O kadar yılların  pozisyon ve  mücadelesi , bugün   bireysele indirgenmiş   vaziyette.

Ertuğ, “Kişisel mülkiyet hakkı sorunu daha da  karmaşık hale getirmez mi sorusu  üzerine ise  şunları kaydetti:

“Mülkiyet hakkını iki toplumlu çerçeve  içerisinde  düzenlemezsek  ve bireye indirgersek, o zaman hem dediğimiz komplikasyonlar doğar hem de  iki kesimlilik  ve iki toplumluluk ortadan kalkar. Avrupa kuralları Kıbrısın  özel kurallarını dikkate alıp , bu ülkede , sağlıklı ve dengeli  , sürdürülebilir bir uzlaşı bulmak mümkün değildir.Dünya sadece  Avrupa Birliğinden oluşmuyor” dedi.

Ertuğ: “…Özellikle 1974 yılından bu yana oluşan  sosyo-ekonomik ve insancıl  dokunun  bozulmaması lazımdır. Eğer bu doku bozulursa  , 1974 öncesine  dönüş olur. Buradaki Kıbrıslı Türklerin  , kurumların  kalıcılığı sarsılmış olur…Bu dikkate alınmazsa  ve özellikle  mevcut kullanıcının  hakları göz önünde  bulundurulmazsa  o zaman ciddi sorunlar doğar ve bu iş  sağlıklı bir şekilde  sonuçlandırılamaz…..İki kesimliliğin  ve iki toplumluluğun  korunması gerekiyor. Hakkı ret veya inkar etmek değil, düzenlemek önemli.Hiçbir hak mutlak değildir,haklar daha yüce değerler için düzenlenir.Mülkiyet hakkı da böyle bir haktır. Burada en yüksek değer  de barış ve  uzlaşı olduğuna göre bunların düzenlenmesi lazım. Ama bireysel haklarla  toplumun temelleri sarsılırsa bütünümüz zarar görür. Bu ileriye değil, geriye gidiş olur. 40 yıl içerisinde Kuzeyde ve Güneyde oluşan sosyo-ekonomik ve insancıl doku vardır. Siz bu insanlara kalkıp da hadi yerinizden kalkıp gidin dememelisiniz…Bu hiçbir inancıl mülahazaya sığmaz ve Kıbrısta da kalıcı bir barışı getirmez…” dedi.

Sayın Kudret Özersaya ve sayın Osman Ertuğa halkımıza yaptıkları çok değerli açıklamaları ve uyarıları dolayısıyla teşekkür ediyoruz, hassasiyetleri için kutluyoruz…

Sonuç olarak; AB muktesebatına dayalı bir siyasi çözüm Kıbrıs Türk halkı için felaketin  habercisi olur…Mülkiyet  kutsal bir hak değildir, kutsal olan  yaşam hakkıdır. Rumlarla iç içe yaşamamız mümkün değildir.

Gündemde olan  konuların içeriği Kıbrıs Türk halkını korkutuyor ve  üzüyor. Rumların ilk hedefi  20 Temmuz 1974 öncesine  dönüştür. Rumların esas  hedefi  Kıbrısı bir Elen adası yapmaktır.

Siyasi çözümün  çok kısa süre  sonra gerçekleşmesi bekleniyorsa Kıbrıs Türk halkı  gelinen noktadaki gerçekleri bilmek durumundadır. Annan Planı günlerinde yaşadıklarımızı yeniden yaşamak istemiyoruz….

 

Kıbrısta çözüm 20 Temmuz 1974 Barış Harekatıyla gerçekleşmiştir.  İhtiyaç duyulan siyasi bir çözüm ve barış anlaşmasıdır.  Ancak bu siyasi çözümün bedeli  Kıbrıs Türk halkının   Ruma azınlık olması, self-determinasyon hakkının ve de   eşit egemenliğinin  elinden alınması, anavatanımız Türkiyenin etkin ve fiili garantisinin sulandırılması ve devletimiz KKTCnin ortadan kaldırılması  ise bu kabul edilemez ve edilmeyecektir…