MURATAĞA-ATLILAR, SANDALLAR VE TAŞKENT KATLİAMLARININ 47. YILDÖNÜMÜ’NDE AZİZ ŞEHİTLERİMİZİ SAYGIYLA ANARKEN
19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları temelinde, Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının siyasi eşitliğine ve ortaklığına dayalı olarak Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Antlaşmaları ile kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayalleri nedeniyle uzun ömürlü olmayacaktı..
EOKA’cı canilerin tek hedefi vardı: Türk Ulusunun kökünü adadan kazımak ve tek bir canlı Türk dahi bırakmamak ve bunun için mücadele etmek!. Nitekim, 1962’de kendi köyü olan Ano Panayia’da yaptığı konuşmada Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios: “Elenizmin korkunç düşmanı Türk ırkının bir parçası olan bu küçük toplumu adadan atılana dek EOKA’nın görevi tamamlanmamış sayılacaktır” demişti.
Yine, 21 Aralık 1963’te gerçekleştirmeye başladıkları Kanlı Noel saldırılarının ardından yapmış olduğu konuşmada Makarios: “Türkiye Adaya müdahale ettiğinde kurtaracak tek bir Türk bulamayacaktır” diyerek hedefini çok açık ve net olarak ortaya koyuyordu..
Yine 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarının ardından ilerleyen günlerde 26 Mayıs 1965’te Karpaz’da yapmış olduğu konuşmasında Makarios: “Ya Kıbrıs’ın bütünü Yunanistan’la birleşir, ya da soykırım gerçekleşir. Ulusal özlemlerin doyurulmasına giden yol, zorluklarla dolu olabilir, ama hedefimiz olan Enosis’e, ölü ya da diri ulaşacağız” demişti..
Şu bir gerçek ki; 15 Temmuz 1974’te ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı Yunan Cuntası desteğinde Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) ve EOKA-B’nin düzenlemiş oldukları darbenin esas nedeni Enosis’in bir an önce gerçekleşmesini sağlamaktı. Nitekim Makarios’un yerine getirilen Nikos Sampson 17 Temmuz 1974’te Radyo-TV’de yapmış olduğu konuşmasında Kıbrıs Helen Devletini ilan etmişti..
20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın düzenlendiği günlerde Yunan Cuntası istifa eder ve 7 yıldan beridir Fransa’da sürgünde yaşayan Yunanistan’ın eski Başbakanı Konstantin Karamanlis, Hükümeti kurmak için Yunanistan’a çağrılırken, Nikos Sampson’un da ‘sözde’ 3 günlük iktidarı sona eriyordu!..
1972’de, Makarios ile Yunan Askeri Cuntasının Kıbrıs Türk Halkını yok etmeye yönelik Yunan Silahlı Kuvvetleri Subaylarının çalışması ile ortaya konulan Iphestos Planı ile Kıbrıs’ta ve Yunanistan’da planlı ve programlı hazırlıklar yapılır. Kıbrıslı Rum Subay ve Astsubaylar 3 aylık programlar halinde Yunanistan’da Kıbrıs Türk Halkını yok etmeye yönelik her türlü eğitim yapılır. Araç ve gereçler yanında Kıbrıs’a çok miktarda silah gönderenler, “Büyük ülkümüzü gerçekleştireceğiz, katliamlar yapacağız” sloganları ile yola çıkanlar yanılacaktı!...
Iphestos Planı, Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO)’nun Yunanistan desteğinde Kıbrıs Türk Halkını 1974’te yok etme planıdır. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatında elde edilen RMMO belgelerine göre, adadaki Kıbrıs Türk Halkını bütünüyle yok etmeyi amaçlayan planda “temizlenecek” Türk köyleri ve bölgeleri detaylı olarak gösteriliyordu..
Bu belgenin detaylarında imha edilecek köyler, bölgelere hangi Özel Askeri Birliklerin gönderileceği, hatta cesetlerin nereye gömülecekleri bu planda vardı. Bu belgeler, Lefkoşa’nın Kuzeyinden, Girne’den, Güzelyurt’un koyuna kadar olan bölgelerle ilgilidir. Bu belgeler Kıbrıs Türk Halkını adada yok etmeye yöneliktir. Bu plana göre Kıbrıslı Rumlar öldürecek, Kıbrıslı Türkler öldürülecekti!.
Tüm veriler, Rum-Yunan ikilisi Kıbrıs’ta Türk varlığına son vermek için kapsamlı bir soykırım planı hazırladıklarını göstermektedir.. Iphestos Planı, Rum Milli Muhafız Ordusu’nun, Kıbrıs Türk Halkını 1974 yılında yok etme planıdır.1974 Barış Harekatı günlerinde ele geçirilen RMMO belgeleri, Kıbrıs Türk Halkını bütünü ile yok etmeyi hedefleyen, tüyleri diken diken eden bir plandı..
RMMO Komutanı Haralambos’un yöneteceği Iphestos Planı , “Iphestos 1974” kod adını taşıyordu.. Bu plana göre; Rum-Yunan ikilisinin 1974 Cunta Darbesi ile gerçekleştirilmesi hedeflenen Enosis için plan uygulamaya konulduğunda Türkiye’nin müdahale edemeyeceği, ederse de kurtaracak Türk bulamayacağı inancındaydılar..
Kıbrıs’la ilgili ABD Milli Arşiv Belgelerine dayanarak Makarios ; Durusiotis, “İlk Bölünme-Iproti Dihotomisi” adlı kitabında, Tasos Papadopulos’un Amerikalılara “Eğer, Türk Donanması, 12 mil sınırları içine girerse, bunu işgalin başlangıcı olarak sayacaklarını, hesaplarına göre bu zamanın kendilerine, kendi savunmaları amacıyla Kıbrıslı Türkleri temizlemek için 75 dk. Sunduğunu ve bunu yapacak plan ve yollara sahip olduğunu ifade ettiğini açıklamaktadır. Kaynak: www.oocities.org/gercekkatiller/rum.htm.
Bu bilgi veriler Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’ta Türk varlığına son vermek için kapsamlı bir soykırım planını hazırlandığını ve uygulamaya konulduğunu çok açık ve net olarak tartışmasız bir şekilde ortaya koymaktadır.
Nitekim Muratağa, Atlılar ve Sandallar’da yaşanan katliamlar bunun en korkunç örnekleridir… 14 Ağustos 1974 tarihinde EOKA-B tarafından Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde Kıbrıs Türk Halkına karşı katliamlar gerçekleştirilmiştir. Katliamda en genci 16 günlük, en yaşlısı ise 95 yaşında olmak üzere 126 Türk öldürülmüştür.. Muratağa ve Sandallar köylüleri ayni toplu mezara gömülmüştür. Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Muratağa_Sandallar_ve_Atlılar_Katliamı
20 Temmuz 1974 Barış Harekatı sürecinde Rum-Yunan ikilisinin gerçekleştirmiş oldukları Muratağa, Atlılar, Sandallar ve Taşkent katliamları ve yabancı gazetecilerin gözlemledikleri olaylar, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’a gerçekleştirmiş oldukları soykırım girişimlerinin en güçlü kanıtlarıdır.
Muratağa (Maratha), Mağusa İlçesinin Mesarya bölgesindeki Türk köylerindendi. 1960 Nüfus sayımına göre 113 Türk yaşamaktaydı. Mağusa’ya 21 km uzaklıkta idi. Sandallar(Santalaris) ise, yine Mağusa İlçesine bağlı olup Mesarya bölgesinde 1960 nüfus sayımına göre 94 nüfuslu bir Türk köyü idi. 20 Temmuz 1974 günlerinde nüfusu 50 kişi idi. Atlılar ise yine Mağusa’ya bağlı Mesarya köylerinden olup 1960 sayımına göre 41 Türk yaşamaktaydı. Mağusa’ya 15 km uzaklıkta olan bir köydü.. 13-14 Ağustos 1974 tarihinde EOKA-B tarafından Sandallar basılmış, daha sonra bu köylüler Muratağa’ya getirilerek 14 Ağustos günü basılan Muratağa köylüleri ile birlikte öldürülmüştür.
Akıl almaz bir barbarlığın eseridir; Muratağa, Atlılar, Sandallar, Taşkent katliamı. Peki neden? Bu ve buna benzer soruların cevabı çok basittir!.. Ve de bu acı gerçekler Yunan Askeri Birliklerinde ele geçirilen belgelerle de belgelenmiştir.
Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’ı, Kıbrıs Türk Halkından arındırmak, Kıbrıs’taki Türk Askerinin varlığından kurtulmak için, Kıbrıs Türk Halkını Girit misali yok etme planları vardı. Kod adı Iphestos olan bu plan, 1971-1973 yılları arasında hazırlanmıştı. Konu Iphestos Planı 1974 günlerinde uygulanmaya başlamıştı.
Iphestos Planının uygulanmasının bir sonucu olarak ortaya çıkan toplu mezarlar, toplu katliamlar Rum-Yunan ikilisinin soykırım planlarını çok açık ve net olarak ortaya koymaktadır.. Muratağa, Atlılar ve Sandallar’da , Taşkent’te hatta daha gerilere gidecek olursak, 22 Aralık 1963’te Türkeli (Ayvasıl)’da yaşanan katliamda da 21 soydaşımız toplu çukurlara gömülmüşlerdir. Bu katliamlar Rum-Yunan ikilisinin yakın gelecekte hedefledikleri korkunç katliamların habercisiydi..
Bir Türk çobanın 1 Eylül 1974 tarihinde toprak üzerinde fark ettiği insan eli, Muratağa, Atlılar ve Sandallar’da köy sakinlerine ne olduğunu, neler yaşadıklarını çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.. Muratağa, Sandallar ve Atlılar katliamı, 14 Ağustos 1974 tarihinde Rumlar tarafından Kıbrıs Türk Halkına karşı gerçekleştirilen katliamlardır. Konu katliamlarda en genci 16 günlük, en yaşlısı ise 95 yaşında olmak üzere; Muratağa-Sandallar’a ait çukurdan 89 ve Atlılar’a ait çukurdan 37 kardeşimiz olmak üzere 126 Türk kalleşçe şehit edilmişlerdir...
Katliamın Türk Askeri Birlikleri tarafından keşfedilmesi ve cesetlerin bulunması 1-2 Eylül 1974 tarihinde olmuştur. BM tarafından “İnsanlığa Karşı Bir Suç” olarak nitelenen katliamda otomatik olarak tüfekler ve kesici aletler kullanılmıştır.
Muratağa (Maratha) , o dönemde bölgedeki Türk köylerinin en büyüğüydü. 1960 yılında 94 nüfuslu bir Türk köyü olan Sandallar’ın (Santalaris) nüfusu ise , 1974 yılının ortalarında 50’ye kadar düşmüş durumdaydı. 13-14 Ağustos 1974 tarihinde EOKA-B tarafından Sandallar basılmış, daha sonra bu köylüler Muratağa’ya getirilerek 14 Ağustos günü Muratağa köylüleri ile birlikte öldürülmüştür. Muratağa ve Sandallar köylülerinin birlikte gömüldükleri mezardan 89 kişi çıkarılmıştır..
… Köylüler öldürüldükten sonra buldozerler kullanılarak yakınlardaki terkedilmiş bir Taşocağının yakınlarında bir toplu mezara gömülmüşlerdir. Cesetlerin büyük çoğunluğu parçalanmış haldeydi ve bu da katliamda otomatik tüfeklerin yansı sıra kesici silahların da kullanıldığını ortaya çıkardı..
..Katliamdan kurtulanlar, katliamı yapanların bazılarının kimliklerini tespit ettiklerini söylemiştir. Muratağa Köyünün imamı da katliamdan kurtulanlar arasındaydı. Katliam sırasında köy dışında bulunan köylüler de katliamdan kurtuldu. KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na göre Muratağa köyünde 7 kişi saklanarak kurtuldu..
… Atlılar (Aloda) köyünde 1960 Nüfus sayımına göre 41 Türk yaşamaktaydı. 1974’e kadar bu sayı 35 civarlarına düşmüştür. 15 Ağustos 1974 günü köy basılarak köy dışına çıkarıldı. Burada toplu mezarları kazıldıktan sonra hepsi kurşuna dizilerek öldürüldüler.. Saklanarak kurtulabilen 3 kişi dışında köy halkı tamamen öldürülmüştür. Atlılar Toplu Mezarından 37 kişi çıkarılmıştır..
.. Toplu mezarlar 1-2 Eylül 1974 günü bulundu.. Atlılar köyündeki toplu mezar Muratağa köyündekinden daha önce , 20 Ağustos günü bulunmuştur. Muratağa’daki toplu mezarı toprak üzerinde bir el gören bir çoban fark etmiştir. Daha sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinin 28. Tümeni’nin İstihkam Taburu’na mensup olan askerler çukuru açmak üzere kazıya başladı. Kazıyı BM Barış Gücü’nde görev yapan İsveçli askerler de izledi. Kazıların ilk günü olan 2 Eylül 1974 gününde Toplu Mezardan 44 ceset çıkarıldı.. kaynak: https:kibrisvolkan.net/murataga-sandallar-ve-atlilar-katliami-bu-vahset-unutulamaz-10296.html
1 Eylül 1974 günü saat 20.50’de Lefkoşa’daki Türk Basın Ataşeliği katliamı doğrulamıştır. Toplu mezar açma çalışmalarını “Her saat başı yeni çukurlar ve onlarca ceset bulunuyor, çalışmalara dayanmak çok güç” şeklinde tanımlamıştır.
Türk kaynaklarına göre mezarların açılışını izleyen The Sun Gazetesinden John Akass, katliamı bir “alçaklık” olarak tanımlamıştır. The Times ve The Guardian Gazeteleri 21 Ağustos 1974 günü katliama yer verdi. The Guardian Gazetesi katliamda 126 kişinin öldürüldüğünü ve bunların arasında kadın ve çocukların da olduğunu belirtmiştir. Yine United Press İnternational ve BBC de mezarların açılışına tanıklık etmiş ve ilgili haberlere yer vermiştir..
Sonuç olarak Muratağa, Sandallar Atlılar ve Taşkent’te yapılan toplu katliamlar 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın 2. Aşamasının yapılması konusunda verilen kararın ne kadar doğru bir karar olduğunu göstermektedir.
Kıbrıs Türk Halkı olarak; geçmişte yaşanan acıların, yapılan fedakarlıkların, kaybedilen yaşamların sayesinde , aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin emaneti olan bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sahip çıkacağız. Çocuklarımızın ve torunlarımızın bu topraklarda onurlu insanlar olarak yaşayabilmeleri için mücadele edeceğiz. Bayraklarımızın bu topraklarda ebediyen dalgalanması için kanlarını seve seve akıtan aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin emanetlerine sahip çıkacağız..
Ne Mutlu 20 Temmuz’u Yaratanlara, Ne Mutlu 20 Temmuz 1974’ü Yaşatanlara, Ne Mutlu Bağımsız ve Egemen Devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Yaratanlara ve Yaşatanlara…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…