I.Dünya Savaşı sonunda Limni Adasının Mondoros Limanı’nda demirli olan Agamemnon Zırhlısında Osmanlı Devleti ile Britanya İmparatorluğu arasında 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondoros Antlaşması ile İtilaf Devletleri’nin hedefi;“Türk milletinin tarih sahnesinden silinmesiydi.”
30 Ekim 1918 Mondoros Ateşkes Antlaşmasıyla Osmanlı Devleti hukuken kağıt üzerinde varlığını devam ettirmesine rağmen fiilen sona eriyordu. Mondoros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin işgaline zemin hazırlayan ve Osmanlı Devleti’nin sonunu getiren bir antlaşmadır.. Mondoros Ateşkes Antlaşması, Türk topraklarını bir işgal planı olarak nitelendirilebilecek bir antlaşmaydı.
30 Ekim 1918’de Osmanlı Devleti Mondoros Mütarekesini imzalayarak I.Dünya Savaşı’ndan çekildi. Mondoros Mütarekesinin özellikle 7. Ve 24. Maddelerini bir işgal ve paylaşım belgesi gibi gören Mustafa Kemal Atatürk;Mondoros Mütarekesi’ne çok büyük bir tepki göstermişti.
7 Ağustos 1918 tarihinde 7. Ordu Komutanı olarak Suriye Cephesine gönderilen Mustafa Kemal Atatürk, 30 Ekim 1918’de Mondoros Ateşkes Antlaşmasının imzalanmasının hemen ardından 31 Ekim 1918’de Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına atanıyordu.
30 Ekim 1918’de İtilaf Devletleriyle imzalanan MondorosMütarekesi’ne göre; Türkiye’de bulunan Almanların ayrılmaları gerekmekteydi. Buna dayanarak Sadrazam Ahmet İzzet Paşa, 30 Ekim 1918’de Liman VonSanders’ebir telgraf çekerek, Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’nıMustafa Kemal Paşa’ya devretmesini istemişti. Kaynak: Süleyman Hatipoğlu, Mustafa Kemal Paşa Türk Bağımsızlık Savaşı’nın ilk Ateş Emrini Adana’da verdi. 08.01.2020; yeniadana.net/kose-yazilari/_mustafa_kemal_pasa_turk_bagimsizlik_savasinin_ilk_ates_emrini_adanada_verdi-4094.html?deskmode=1
Atatürk, 30 Ekim 1918 Mondoros Ateşkes Anlaşmasından bir gün sonra 31 Ekim 1918’de Adana’ya gelerek Limon VonSanders’ten Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’nı devraldı. Kaynak:sozcu.comtr/2019/yazarlar/sinan-meydan/ataturkun-bagimsizlik-yolu-1-adanadaki-yedi-gun-4684078/-
İki Komutan ayakta karşı karşıya geldiler. Liman VonSanders söze şöyle başladı: “Ekselans, sizi Arıburnu ve Anafartalar Cephelerinde orduya kumanda ettiğiniz günlerden yakinen tanırım. Beni avutan tek şey, komutayı size bırakmamdır”..
Sonra iki komutan karşılıklı oturdular. Birer sigara yaktılar. Kahveler geldi. Liman VonSanders; yenilgiyi kendi kusurlarına dayandırınca Atatürk müdahale ederek müsterih olunuz!... Sizde hiçbir kusur ve kabahat düşünemiyorum!.. Kusur ve kabahatin büyüğü sizi mensup olmadığınız bir milletin orduları başına getirenlerdedir.” Dedi. Kaynak:sozcu.comtr/2019/yazarlar/sinan-meydan/ataturkun-bagimsizlik-yolu-1-adanadaki-yedi-gun-4684078/-
31 Ekim 1918 günü Yıldırım Orduları Grup Komutanlığını bırakmak durumunda kalan Liman VonSanders, emrinde bulunan birliklere veda yazısı yazarak görevden ayrılırken Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı görevini devralan Mustafa Kemal Paşa’nın konu komutanlık görevi 7 Kasım 1918 tarihine kadar yani sadece 8 gün sürecekti..
Alman Generali Liman VonSanders Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’nı Mustafa Kemal Paşa’ya bırakmıştı. Bunun sonrasında ordusundaki subayları toplayarak yapmış olduğu durum değerlendirmesinde; Alman subaylarının “Artık Harp Bitmiştir” yorumlarına karşılık Mustafa Kemal Atatürk: “Onlar İçin Harp Bitmiş Olabilir. Bizim İçin Yeni Başlıyor” demişti.
İtilaf Devletleri o günde Mondoros Mütarekesi’ne dayanarak Osmanlı topraklarının Güney bölgesini işgal edeceklerinin sinyalini veriyordu. Bu durum üzerine Mustafa Kemal Paşa, Türk halkının örgütlenmesinde göstermiş olduğu çalışmaların sonucunda meydana getirdiği Kuva-yı Milliye sayesinde bölgede ilk milli mukavemetleri başlatacaktı..
Adana’da Yıldırım Orduları Grup Komutanlığını devralan Atatürk, Şakir Paşa’da Hacı Seyit Ağa’nın bağ evinde karargah kurdu. Şehir içinde de Muradiye Otel’inde bir menzil komutanlığı oluşturdu. Yıldırım Orduları dağılmış, parçalanmış, birbirinden uzakta, savaş yorgunu birliklerden oluşuyordu.. Buna rağmen Atatürk umutluydu ve şöyle diyordu: “Her şeyden evvel elimin altında bulunan iki ordunun, arzu ettiğim tarzda güçlendirilmesi halinde, bütün felaketlere rağmen Türk’ün sesini işittirebileceği kanaatinde idim.. Bu yolda işe başladım.. İşte Atatürk’ün, “Bu Yolda İşe Başlamasıyla” aslında milli mücadele başlıyordu. Takvimler 1 Kasım 1918’i gösteriyordu..Kaynak:sozcu.comtr/2019/yazarlar/sinan-meydan/ataturkun-bagimsizlik-yolu-1-adanadaki-yedi-gun-4684078/-
30 Ekim 1918 Mondoros Mütarekesi’nin metni, 3 Kasım 1918’de Adana’da Atatürk’ün eline geçtiği gün, Osmanlı’yı I. Dünya Savaşı’na sokan İttihatçı liderler Enver, Talat ve Cemal Paşalar bir Alman Denizaltısı ile İstanbul’dan ayrıldılar…
Atatürk, Mondoros Antlaşması’nı incelediğinde “Osmanlı Devleti’nin bu antlaşma ile kendini kayıtsız şartsız düşmanlara teslim etmeye razı olduğunu” hatta düşmanların memleketin işgaline yardımı da vaat ettiğini” düşündü ve hazin düşüncelere daldı.. Kaynak:sozcu.comtr/2019/yazarlar/sinan-meydan/ataturkun-bagimsizlik-yolu-1-adanadaki-yedi-gun-4684078/-
O günde İtilaf devletleri Mondoros Ateşkes Mütarekesi’ne dayanarak Anadolu’nun Güney Bölgesini işgal edeceklerinin sinyalini vermişti.. Bu durum üzerine Mustafa Kemal Paşa ; Türk Milletinin örgütlenmesinde göstermiş olduğu çalışmaların sonucunda meydana getirdiği Kuva-yı Milliye sayesinde bölgede ilk milli mukavemetleri başlatacaktı.
Atatürk, Mondoros’a karşı direndi. Öyle ki 31 Ekim’de Reyhaniye’nin, 3 Kasım’da Antakya’nın işgal edilmesi, 5 Kasım’da da İskenderun’u işgal etmek isteyenlere ateş edilmesi için emir verdi. Atatürk, “Bu Mütareke Reddedilsin” diyor, yenilgiyi kabul etmiyor ve emperyalizme asla teslim olmuyordu..
Atatürk, Adana’da 4 Kasım 1918’de 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Cebesoy’la “Adana Mülakatı”nı gerçekleştirdi.. Ali Fuat Cebesoy’un yazdığına göre Atatürk, o toplantıda şöyle dedi: “Artık milletin bundan sonra kendi haklarını kendisinin araması ve koruması, bizlerin de mümkün olduğu kadar yolu göstermemiz ve bütün ordu ile birlikte yardım etmemiz lazımdır.” Şevket Süreyya Aydemir, “Bence bu sözler yeni bir yolculuktan haber verir” derken çok haklıdır. Bu sözler cumhuriyet yolculuğunun ilk habercisidir…
… Atatürk, o görüşmede Ali Fuat Paşa’dan 20. Kolordu’nun başında kalıp ilk savunma tedbirlerini almasını istedi. Bunun için ordudaki subay ve erlerin bir an önce jandarmaya kaydırılmasına, bunların silah araç gereçlerinin tamamlanmasına ve Adana’nın önemli yerlerinde “Direniş yuvaları hazırlanmasına” karar verildi. Ali Fuat Cebesoy bu doğrultuda çalışmaya başladı. Kaynak:sozcu.comtr/2019/yazarlar/sinan-meydan/ataturkun-bagimsizlik-yolu-1-adanadaki-yedi-gun-4684078/-
5 Kasım 1918’de Muradiye Oteli’nin büyük salonunda verilen bir akşam yemeğinde Adana’nın ileri gelenleriyle bir araya gelen Atatürk yapmış olduğu konuşmada “Bu Memleketin Kurtulacağını, Bunun İçin Mücadele Edileceğini” söyledi..
Diğer bir değişle Atatürk; daha Adana’dan İstanbul’a gitmeden, Samsun’a çıkmadan aylar öncesinde 1-8Kasım 1918 tarihleri arasında 7 gün boyunca Adana’da olası bir emperyalist işgale karşı hem yetkilileri uyarmış ve hem de ilk direniş hazırlıklarını yapmıştı.. DEVAM EDECEK..