NATO ZİRVESİ

Abone Ol

            NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la olan yakınlığından ve iyi işbirliğinden hayli umutlu, İsveç’in üyeliği için.
            Dünya da bunu biliyor.  Türkiye dünyadaki terörün kökünü kazımak niyetinde.  Mesele teröre gelince, iş değişiyor.  Türkiye’nin İsveç’e karşı bir husumeti yoktur esasında. Türkiye’nin istediği tek şey var, o da bütün ülkelerin teröre prim vermemeleridir.
            Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç’e karşı koyduğu tavır, bir davettir esasında.
            “Ülkenizdeki teröristleri sınır dışı ediniz ve onlara yataklık yapmayınız, o zaman sizin NATO’ya üyeliğinizi görüşelim” demiştir Cumhurbaşkanı Erdoğan.
            NATO’ya üye olacak ülkeler için neden oybirliği istenmiş, bu ve bunun gibi durumlar için.
            Finlandiye ile İsveç’in birden bire üyeliğinin gündeme gelmesi, ülkelerinin savunmasına ve askeri güçlerinin doğuya karşı güçlü olmalarına yöneliktir.  Bu konu Rusya-Ukrayna savaşları ile gündeme geldi.
            Esasında Türkiye, artık Ortadoğu’da büyük bir güç haline geldi.  NATO’nun en çok değer verdiği ülke de Türkiye’dir.  Gerçi Türkiye, doğu ile batı arasında bir barış köprüsü vazifesi görüyor.  Dünyaya tahıl sevkiyatında öncülüğünü göstermesi, Türkiye’nin yükselen değerlerini gösteriyor.
            Mesela NATO’nun neden Türkiye’ye değer verdiğine değinelim.  Daha önceki yazılarımda ve kitaplarımda bu duruma atıfta bulundum ama, yine de temas etmekte yarar vardır...
            15 Temmuz 1974’te Yunanistan marifetiyle Makarios’a darbe düzenlenince, Türkiye artık askeri müdahalenin şart olduğunu anlamış ki, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a asker çıkarmış ve iç savaşı sonlandırmıştı.
            Türkiye’nin adaya askeri harekatını engellemesini NATO’dan talep eden Yunanistan, bir red cevabı ile karşılaşmıştır.  Yunanistan da bunun üzerine NATO’dan istifa etmiştir.
            O günün NATO Genel Sekreteri Joseph Lunz ne demişti?
            “Yunanistan’ın NATO’dan ayrılması hiç önemli değil.  Önemli olan Türkiye’nin NATO’da kalmasıdır.  Nedeni de şu:  Bir savaş halinde Yunan askeri topunu tüfeğini bırakarak, savaş alanından kaçar.  Ama Türk askeri, ölümüne savaşır.  Kurşunu bittiğinde süngüsüne sarılır.   Süngüsü de kırılınca yumruğuna sarılır. O nedenle Türkiye NATO için çok büyük bir güçtür.”
            Joseph Lunz Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü idrak ettiğindendi ki, bu askeri harekatta Türkiye’ye hak vermiştir.  Bir de Kıbrıs Rumlarının Türklere yaptıkları mezalimlerin farkındaydılar.
            Daha sonra Yunanistan’ın NATO’ya dönmesine, maalesef Türkiye onay verdi.  Sanırım Evren Paşa zamanında yapılan bir hataydı.
            Şayet o zaman Türkiye, şimdiki gibi Yunanistan’a tavır koysaydı, durum Kıbrıs konusunda çok farklı olurdu.  Maalesef askeri gücüne güvenilmeyen Yunanistan yeniden NATO’ya girdi.
            Gerek Yunanistan, gerekse Rumlar oradan atıp tutuyorlar.  Onlar zannederler k, NATO’ya girdiler diye itibarları artı ve NATO’nun şahsında, bir milyar insanın hayatını savundular veya savunuyorlar.
            Evvela Yunanistan  kendilerine saygıyı öğrensinler ve ona göre NATO’daki varlıklarını kanıtlasınlar.  Nerdeyse adalar yüzünden yine Türkiye ile çatışacaklar.  Ege Kıt’a sahanlığı yasa ile belirlenmiştir.  Türkiye’nin kimsenin toprağında ve özgürlüğünde görü yok.  Lakin NATO üyesi olan Yunanlılar, NATO üyesinin en güçlü üyesi Türkiye’ye meydan okuyorlar.  Bu boş kahramanlıkların zamanı çoktan geçti.  Bugün dünya Türkiye’yi de, Yunanistan’ı da kendi gözlemleri ile değerlendiriyor.
            Kaldı ki Türkiye milyonlarca zavallı Suriye göömenlerine yıllarca ev sahipliği yaptı ve onlara hem aş verdi, hem de barınacak bir yuva.
            Yunanistan ne yaptı?  Veya hala ne yapmaktadır?
            Bütün Yunan sınırına gelen göçmenlere kök söktürdü ve kapılarını yüzlerine kapattı.  İşte o nedenle dünyanın bunları iyi değerlendirdiğini söylüyorum.
            Bugün aşlayacak olan NATO zirvesi de, insani konular çerçevesinde görüşülerek bir değerlendirmeye gidilecektir, sanıyorum.
            Esasında NATO zirvesi, kendi görevleri ve etkileşim alanları içinde ülkeler hareketini gözden geçirmektedir bir yerde.  İsveç zirvesi de NATO’nun stratejik yapısına etkinin ne olacağını düşünerek, Türkiye’nin onayını zorlayacaktır.
            Tabii ki Türkiye’nin olmazsa olmazıdır dünyadaki terör hareketi.  O nedenle NATO zirvesinin hayli hareketli geçeceğini düşünmek yanlış olmaz herhalde.
            Yani NATO zirvesi...