NE YAZIK Kİ HALA DAHA ARAMIZDA FEDERASYON GİBİ BİR SİYASİ ÇÖZÜMÜ HEDEFLEYENLER VARDIR

Abone Ol

Geriye dönüp bakacak olursak, 11 Şubat 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre; Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Güven Artırıcı Önlemlerin önemine vurgu yaparak yeni önerileri reddetmek yerine, ilgili tüm detayların  siyasi partiler ve paydaşlarla da istişare etmek gerektiği belirtilen  açıklamasında “Kıbrıs’ta Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararları ve parametrelerine bağlı, iki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon zemininde yürütülen barış tesisi sürecinde, güven artırıcı önlemlerin  önemli bir kaldıraç niteliğinde olduğu kanıtlanmış bir gerçektir” deniliyordu.
..Güven Artırıcı Önlemlerin, siyasi sorun kaynaklı sınırlamaların hafifletilmesine  ve böylelikle toplumları yakınlaştırmaya yönelik  önlemler olduğu belirtilen açıklamada , geçiş noktalarından ‘Yeşil Hat’ ticaretine kadar, mobil iletişimde iş birliği  ve elektrik şebekelerinin  kalıcı bağlantısı başta olmak üzere bir çok güven artırıcı önlemin toplumlara neler  kazandırdığının “Herkes tarafından takdirle idrak edildiği” kaydedildi. Açıklamada , etki gücü yüksek olan söz konusu önlemlerin, federal çözüm kapsamında ve iki toplumluluk ekseninde kurgulanması için başta BM ve AB’ye de büyük görev düştüğü ifade edildi.
.Konu açıklamada “CTP, 24 Nisan 2004 tarihinde , Kıbrıslı Türklerin tarihinde ilk kez yaptıkları referandumla onayladıkları iki bölgeli , iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm yapısına dair iradenin canlı olduğunu, bizi yarına taşıyacak güce sahip olduğuna inanmaktadır.  Federasyon, Kıbrıs’ta çözümün adıdır, uzlaşı alanıdır” ifadelerine  yer verildi.
Gerilere dönüp bakacak olursak; 24 Nisan 2004 Annan Planı referandumunda Rumlar %75.83 oranında ‘Hayır’ oyu kullanırken Kıbrıs Türk Halkı, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın ‘Hayır’  tutumuna karşı anavatanımız Türkiye’nin desteğinde %64.91 oranında ‘Evet’ derken bir hafta sonra Rumlar 1 Mayıs 2004’te 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti olarak AB üyesi oluyorlardı..
 CTP’nin ileri gelenlerine sormazlar mı Rumlarla on yıllarca Federasyon gibi bir siyasi çözüm süreci yaşandı. Geriye dönüp baktığımızda 1972’den beri Federasyon görüşmeleri aralıklarla devam etti de ne oldu?  Aramızdan bazıları KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı  Rauf R. Denktaş’ı uzlaşmaz görüyordu. Peki KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat, KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanı sayın Dr. Derviş Eroğlu, KKTC’nin 4. Cumhurbaşkanı  sayın Mustafa Akıncı ile federasyon görüşme süreci devam etti de ne oldu?
Gerilere dönüp baktığımızda KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat Kıbrıs’ta siyasi çözüm adına taviz üstüne taviz verdi de ne oldu? Neticede sayın Talat: “Daha Ne Yapayım Gidip Kendimi Saray Önünde Asayım Mı” demek durumunda kalmıştı!.
Yine, Kıbrıs’ta siyasi çözüm adına taviz üstüne taviz veren ve de neticede  KKTC Meclisinin bilgisi dışında ‘Harita’ bile veren KKTC’nin 4’ncü Cumhurbaşkanı sayın Mustafa Akıncı; Rum-Yunan ikilisinin Crans Montana görüşme sürecini 07 Temmuz 2017’de  sabahın erken saatlerinde 03.30’da terk etmelerinin ardından sabah saat 10.00’da   düzenlediği basın toplantısında  “Bu Bizim Neslin Son Denemesiydi” demişti.
Yine ayni günde Türkiye Dışişleri Bakanı  sayın Mevlüt Çavuşoğlu : “Federasyon Görüşme Süreci Bir Kez Daha Başlamamak Üzere Sona Ermiştir” demişti.
Ama ne var ki, aramızdan bazıları hala daha yıllardan beri tutturmuş  ‘Federasyon’ diyor başka bir şey demiyor ve de Rum-Yunan ikilisinin olası bir siyasi çözümle birlikte Enosis’e giden yolu açmak niyetinde olduğunu bilmezden ve görmezden geliyorlar. Rum-Yunan ikilisinin “Garanti Anlaşmaları İptal Edilmeli, Türk Askeri Adadan gitmeli” dediğini, Türkler ‘azınlık’ haklarına razı olmalı dediklerini bilmezden geliyorlar..
Şimdilerde 27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de, Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm için KKTC’nin 5. Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; “Kıbrıs’ta   İki egemen devletin siyasi eşitliğine dayalı, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde” siyasi çözümü gündeme getirmiştir.   Kıbrıs Türk Halkı ve  anavatanımız  Türkiye bu noktada kararlıdır, bu böyle bilinmelidir.
Şimdilerde de maalesef GKRY Savunma Bakanı Yorgallas “İşgal altında olan, tehditler ve meydan okumalarla karşı karşıya bulunan bir ülke” olduklarını dile getirmekten sıkılmıyorlar ve de bu yüzden modern ve rekabet edilmeye değer bir orduya sahip olmalarının olmazsa olmazları olduğunu savunuyor.
Şimdilerde de 20 Mayıs 2023 tarihli Kıbrıs Gazetesindeki köşesinde “Biz Seçimlere Odaklanmışken Onlar Savaşa Hazırlanıyor” başlıklı makalesinde sayın Sabahattin İsmail; Türkiye seçimlere odaklanmışken, Rum-Yunan ikilisi ve müttefikleri ABD, AB, İsrail oldukça hareketlendi.. Örneğin Yunanistan, kara sularını 12 mile çıkarma hazırlığı içine girdi. Yunanistan’ın kara sularını 6 milin üzerine çıkarması halinde Adalar Denizi’nde bir savaş çıkması kesindir..
..Yine tam da bu günlerde Rum-İsrail Savunma İşbirliği Anlaşması çerçevesinde  “IASON-1/2023-Blue sun 1” adlı Hava tatbikatı yapıldı. Israil Savaş Uçakları Baf’taki Andreas Papandreu Askeri Havaalanına  inip , kalktı, Rum savunma sistemleri denendi. Rum Yönetimi ve İsrail Askerleri de 7-11 Mayıs arasında Hava İndirme ve meskun mahal operasyonları için birlikte “AGAPINOR”adlı bir tatbikat  yaptı. Bütün bunlar, ABD ve maşası Rum-Yunan ikilisinin , İsrail ve Fransa’yı da yanlarına alarak bir savaşa hazırlandıklarını kanıtlıyor” diyordu.
Kıbrıs Türk Halkı ve anavatanımız Türkiye birlik ve beraberlik içinde hareket ederek Kıbrıs’ın, KKTC’nin geleceğine yön vermelidir. Nitekim son zamanlarda yer alan Türk Devletleri kurultaylarında  alınan kararlar, Kıbrıs Türk Halkının,  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin , Anavatanımız Türkiye’nin geleceğini belirleme yönündedir.
Yakın geçmişe dönüp baktığımızda  18 Ekim 2020 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 5. Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından  ilerleyen günlerde  Rum liderliğinin 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında Cenevre’de  gerçekleşen 5+BM Konferansında   “Kıbrıs’ta Siyasi Çözüm İçin Federasyonu Tartışmak Artık Zaman Kaybıdır” diyerek iki devleti siyasi çözümü gündeme taşıyan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı  sayın Ersin Tatar: “Egemen eşitliğimizin ve uluslararası eşit statümüzün tanınması halinde devletten devlete yapılacak görüşmelerle ancak  Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir anlaşma sağlanabileceğini ifade ettik” demişti.
Gelinen noktada, Türk Devletleri Teşkilatı, 11 Kasım 2022’de Özbekistan’ın  Semerkant şehrinde gerçekleşen zirvesinde  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti,  Türk Devletleri Teşkilatı’na  “Gözlemci Üye” olarak kabul edildi.
O günde kardeşlik hukukunun gereğini yerine getirerek KKTC’nin teşkilata  gözlemci üye olmasının kabul edildiğini dile getiren T.C Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Türk Dünyasının  ayrılmaz bir parçası olan  Kıbrıslı kardeşlerimizin yalnız olmadığını göstererek çözüm sürecine katkı koyduk.  Her zaman her yerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanındayız” demiştir.
Dün olduğu gibi bugün  de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti; tanınma yolunda ilerlemeye devam   etmektedir. Nitekim, anavatanımız Türkiye’nin desteğinde; 11 Kasım 2022’de Türk Devletleri Teşkilatına Gözlemci Üye olarak kabul edilen bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 28 Nisan 2023’te de Türk Devletleri Asamblesi  (TÜRKPA)’nın 12. Genel Kurulunda  da oy birliği ile alınan kararla “Gözlemci Üye”   olarak kabul edilmiştir.
30 Nisan 2023 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında “KKTC Cumhuriyet Meclisinin Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA)  Gözlemci üyeliğini büyük bir memnuniyetle karşıladığını vurgulayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Kıbrıs Türk halkının haklarının tescili mücadelemize yorulmadan devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
Yine o günde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay “Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi’nin (TÜRKPA)   Ankara’da gerçekleşen 12. Genel Kurulu’nda KKTC Cumhuriyet Meclisimizin gözlemci üyesi olarak kabul edilmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu güzel gelişme Türk dünyasına ve Kıbrıs Türkü  kardeşlerimize hayırlı olsun” ifadelerini kullanmıştı.
TÜRKPA’nın 12. Genel Kurulu’nda oy birliği ile alınan kararla KKTC Cumhuriyet Meclisi’nin gözlemci üye statüsü elde etmesinin kendilerini duygulandırdığını dile getiren KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Bu Onuru Bize Yaşatan, Devletimizin Türk Devletleri Teşkilatı’na Gözlemci Üye olmasını sağlayarak mücadele meşalesini yakan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve TÜRKPA Gözlemci Üyeliğimizin Mimarı TBMM Başkanı sayın Mustafa Şentop’a şükranlarımı sunuyorum..
..Ayni zamanda  sayın Ersin Tatar;  TÜRKPA’nın değerli üyelerine, kardeş ülke Parlamento Başkanları’na oy birliğiyle bize bu statüyü verdikleri için teşekkürlerimi iletmeyi görev sayıyorum. Egemen eşitliğimizin ve eşit  uluslararası statümüzün tescil  edilmesine  dair çıktığımız  bu onurlu yolda bir adım daha ilerlemiş olmamız geleceğe dair umudumuzu ziyadesiyle artırmıştır” demişti.
Sonuç olarak; Kıbrıs Türk halkı canı cana , kanı kana  katarak, anavatanımız Türkiye’nin desteğinde  büyük mücadeleler vererek bugünlere geldi.
Hayatı boyunca Enosis hayali ile yaşayan GKRY’nin yeni başkanının hedefi öncelikle Garanti Anlaşmalarının iptal edileceği, Türk Askerinin adadan gideceği, Kıbrıs Türk halkının ‘azınlık’ hakları ile ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olacağı bir siyasi çözüm hedeflerken günümüzde Rum-Yunan  ikilisi, emperyalist güçler ve maşaları,  Enosis’e giden yolu açmak için artan bir hızla hazırlık yapmakta iken  Federasyon gibi siyasi bir çözüme dönüş yapmayacaktır.
 Atatürk İlke ve devrimlerine bağlı Kıbrıs Türk gençliği, bağımsız ve egemen devletimize sahip çıkmaya devam edecek ve de Anavatanımız Türkiye ile birlik ve beraberlik içinde hareket ederek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin tanınmasını sağlama yönünde adımlar atmaya devam edecektir..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın dediği gibi Kıbrıs’ta siyasi çözüm için “Egemen Eşitlik ve Eşit Uluslararası Statü Esastır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..