NEREDE HATA YAPTIK

<p class="MsoNormal"><span>

Abone Ol

 

Aralık 1963 silahlı çatışmalardan ve Rumların Kıbrıs Türklerini sindirme girişimlerinden sonra...

Kıbrıs Cumhuriyetindeki ortaklık yönetiminden koptuk, ayrıldık, geri dönmedik. Can güvenliği yoktur  denildi de ondan.

Hem de, rahmetli Büyük devlet adamı İsmet İnönüden gelen mektuba rağmen.

İsmet Paşa, Kıbrıs Türk liderliğine, yani bizi yönetecek durumda olan liderlere açık ve net olarak “Kıbrıs Cumhuriyetindeki görevlerinize dönünüz. Ayrılmayınız, İşlerimizi zorlaştırmayınız” demesine ve uyarmasına karşın.

 

Temsilciler Meclisini, Bize ayrılan üç bakanlığı bıraktık....

Ortalık yatışsın da geri dönelim demediler bize. Ayrı yönetim kurdular.

Doğru mu , yanlış mı yaptık ? Kıbrısın yönetimini ve kaynaklarını ada rumlarına teslim ettik mi etmedik mi ?

 

Kıbrıs Cumhuriyeti BM üyeliğine ilaveten AB üyeliğini de kazanırken ne ses çıkarttık ne de protesto ettik. Bize denilen, “yapamazlar, Kıbrısı AB ye alamazlar” oldu.

AB ye tam  üye oldu Kıbrıs Cumhuriyeti. Biz ne dedik ? Kıbrıs Rumları AB ye alındı.

Hayır.  AB ye tam üye olarak alınan Kıbrıs Cumhuriyetidir. Ve o cumhuriyette bizler de uluslararası anlaşmalara göre ortağız.

 

Rum cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Cumhuriyeti demeyi tercih ettiğimiz, Kıbrıs Cumhuriyeti, dünya ile ilişkilerini sürdürdü, geliştirdi. Bizler ortada kaldık.

Ayrı devlet  ilan ettik. Tanıyan olmadı. Ne AB ne BM ne de dünya devletleri!!!

İşin en acı yanı bizim devletimizi tanıyan veya tanıyacak olan bir tek İslam devleti de çıkmadı.

Bizim devletciği yalnız Türkiye Cumhuriyeti tanırım dedi. O da yarım yamalak.

Kıbrıs Cumhuriyetini tanımayız, KKTC yi tanırız diyen Türkiye, Rum Kıbrıs cumhuriyeti dediklerimiz ile her türlü sportif, ticari, kültürel, siyasi ilişkilerini zaman zaman  kapalı olarak, bazan da açıkca sürdürdü. Sürdürüyor.

KKTC ise hangi ülkelerle  ilişki içindedir. Siyasi olarak kendisini tanıyan var mıdır? Yoktur. Zaten, üstün zekalı liderlerimiz, bir yandan KKTC sonsuza dek yaşatılacaktır diyor, halbuki diğer yandan  bu güne kadar resmen tanınmak için hiçbir girişimde bulunmamıştır,  kimseden de bu istek de yapılmamıştır.

Hiç tanınmayan bir devlet, tanınmadan nasıl sonsuza dek yaşatılacaktır? Birileri bizlere anlatacak mı ?

 

Gelelim  spora. Türkiyede birçok müsabakaya Güney Cumhuriyeti dediğimizin takımları, atletleri, sporcuları, futbolcuları, voleybolcuları, basketbolcuları katılıyor. Ve resmi  geçitte sporcuları ayakta selamlanıyor. Türkiye takımları da Güneyde her türlü müsabakaya katılıyor.

KKTC nin 1983 kasımında  ilanından sonra Kuzey Kıbrısta  bizimle  oynanan oyunlar durduruldu. Ne FB ne GS ülkemize geldi. Ne maç ne antreman bile yapmadı. Halbuki  KKTC ilanına kadar  çoğu geldi, hatta Türk Milli takımı, ordu takımı geldi, bizlerle maçlar oynadı.  1975 de Barış Turnuvası düzenlendi. Geldiler. Finali Gönyeli Ali Naci Karacan stadında, FİFA kokartlı Doğan Babacan, Ertuğrul Dilek ve ben yönettik. Ne FİFA ne UEFA ses çıkartmadı, itiraz etmedi, hiçbirini cezalandırmadı.

 

Ne olduysa KKTC ilanından sonra oldu. Dünya ile ticaretimiz, ilişkilerimiz, sportif temaslarımız şak diye kesildi.

Neden?

KKTC diye bir devlet ve onun federasyonlarının tanınmadığı için. Famagusta Port yerine KKTC mühürü vurulduğu için de narenciye, patates, konfeksiyon  vs. ticaretimiz durduruldu. Ambargola kondu..

 

Futbolu da Rum Cumhuriyeti dediklerimize bıraktık. Halbuki KOP (Kipriyaki Omospontiya potosferu)da biz de ortakdık. Yönetiminde temsilcilerimiz vardı. Onu da bıraktık. Ondan da koptuk.

Şimdi   45 gün sonra KOPa yeniden başvurmaya hazırlanıyoruz. Ne yapmaya , geri dönmeye!!

 

Gençlerimiz belkide bilmez. Ama, Kıbrıs olaylarından önce , Türk Spor kulübü ve birkaç kulübümüz daha KOP a üye idi. Çetin Kaya  ve Omonya değildi.

Türk Spor kulübü ile Çetin Kaya birleşti ve Çetin kaya da resmen KOPa girmiş oldu. 3-4 kez şampiyonluk kazandı. Pakkos şildini aldı.  En az 2-3 futbolcumuz Kıbrıs  Milli !! takımında oynadı. Bazıları AEL de Anortosis de, EPA da, Omonya da top koşturdu.

 

Bakınız Kıbrıs Güney Cumhuriyeti !! futbolu şu anda Barcelona ile, Madrid ve bilmem hangi Avrupa şampiyonları ile karşılaşmalara çıkıyor. İyi sonuçlar aldığı da oluyor.

Ya biz neredeyiz?

Biz sanki de bu adada yokuz. Futbolumuz  amatör mü, profesyonel mi onu da bilmiyoruz. Netleştiremiyoruz. Dış dünya ile hiçbir temasımız da yok, olmayacak da. Kıblüplerimiz yönetici bulamıyor. Hepsi de borç harç içinde.

 

Ne dmişler ? KOPa dönmek hainklikmiş

 Hainlik nedir ki? Kim kimi istediği anda vatan millet haini ilan etmek yetkisine sahiptir?

Eğer bir ülke insanları, gençleri ve sporcuları için birşeyler yapmak, fedakarlık etmek hainlikse.....

Vatanperverlik nedir ?  Onu da açıklasınlar. Ve halk da değerlendirsin, kimler kimler bu halka ihanet etti ? anlasınlar.

 

 

Düşünme ve sorgulama zamanıdır. Biz nerede, ne zamanlar hata yaptık? Bu hatalar ,acaba, hiç mi düzelotilmeyecek.....