Nerede o eski heyecanlar !
Tümüne verdiğimiz isimle 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramımızı bir kez daha yaşadık.
Aile arasında rivayet o ki, annemin büyük, büyük, büyük dedesi Cebbar ağa, 450 yıl önce bu günlere denk düşen tarihlerde, Osmanlı ordusunun başkent Lefkoşa’ya yürüyüşü esnasında, Lefkoşa varoşu olan Sihari ( yukarı Taşkent) köyünün papazının kızının coşku içinde “ kahrolsun Venedikliler, yaşasın Türkler” haykırışının heyecanına o denli kapılmış ki, Mariya adlı kızı atının terkisine almış ve onu ikinci eş olarak hayatına katmıştı.
Merak edenler için yazmış olayım, Cebbar ağanın bu hanımdan çocuğu olmamış! Adada kalma kararından sonra Anadolu’dan getirttiği hanımı, çocukları ve ikinci eşi ile Kaymaklı bölgesinde yer tutmuş.
Bu sebeple 1571 den günümüze aradan 450 yıl geçmiş olmasına rağmen benim için ayrı bir anlam ve heyecan taşır.
-------------------------
Kıl payı yaş hesaplamasından dolayı( 17 yaş) TMT saflarında yer alamayanlardanım ama 21 Aralık 1963 hadiseleriyle birlikte ön saflarda mücadeleye katkı koyanlardanım.
Yıllar sonra, uzunca bir süre önce Mücahitler Derneğinin, sonrasında ise iki derneğin birleşmesindeki katkılarımdan olacak TMT Mücahitler Derneğinin Genel Sekreterliğini yaptım.
1 Ağustos 1958 de kurulduğu kabul edilen TMT, 21 Aralık 1963 olaylarının patlak vermesiyle birlikte gizlilik zırhını üzerinde atarak Mücahit ordusu haline dönüştürüldü. TMT geçen bu 5-6 yıl zarfında EOKA nın tedhiş hamlelerine misilleme yapmak yanında toplumsal bütünlüğü sağlama görevini de çok başarılı bir şekilde yerine getirdi.
Mücahit ordusundaki sevk ve idare zaman içinde Türkiye den gelen subayların, Türkiye de Harp okullarında eğitim gören Kıbrıslı üst rütbeli askerlerin yönetimine geçti. 20 Temmuz 1974 Barış harekatları gerçekleşirken Mücahit ordusu tam manasıyla disiplinli bir ordu konumundaydı.
Harekatlar sonrasında bu orduyu resmiyete dökme zamanı gelmişti.
İşte 45 yıl öncesinde çekirdeği TMT ile başlayan mücahit ordusu oluşumu, adını Güvenlik Kuvvetleri olarak değiştirerek tam anlamı ile bu günkü yapı ortaya çıkarıldı.
Geçmişte, mücahit saflarında yer aldığımız günlerde, törenler, kutlamalar hatta her hafta sonu yapılan Bayrak merasimleri vatandaşlarımız tarafından coşku içinde izlenir, merasim birliklerinde yer alan bizler, bir rekabet anlayışı içinde en güzelini ve en doğrusunu yapma heyecanı içinde hareket ederdik. Zorunluluk anlayışından uzak içtenlik öncelik taşırdı. Bizim bu coşkulu halimize halka sirayet eder törenler adeta bir şölene dönüşürdü.
Nerede o eski heyecanlar değişim, bundan!