NİKOS SAMPSON’UN HATIRALARINI OKUYUNUZ

Abone Ol

Nikos Sampson kimdi? EOKA’nın kurucularından ve en fanatik taraftarlarından birisiydi. Onun geçmişini, Küçükkaymaklı’yı 1963’te Türk evlerini yaktığı ve Türk bayrağını avuçlarına alarak resim çektiği ve Türkiye’ye “Cesursan gel al” mesajı gönderdiği zaman tanımıştık. Bunun dahası var.

Rumların Mahi gazetesi de onundu. EOKA faaliyete geçtiği zaman, 1955-58 yılları arasında, bazı yüksek rütbeli İngiliz askerlerini gizlice tabancası ile sokak ortasında vurur öldürür, sonra tabancasını cebine koyup fotoğraf makinasını çıkarıp resmini çekerek ilk kez Mahi’de haberi ve resimleri bastığı sözde bir kahramandı. Ne kadar çok İngiliz ve yardımcı Türk polisleri vurduğu bir gerçek.

Onun o fanatikliği, onu ipe gönderiyordu. İngiliz zamanında silah taşımak ve birilerini vurmak çok büyük cezalara düçar olurdu. Nikos Sampson, elindeki tabanca ve mermilerle yakalanınca ve bazı İngilizleri tehdit edince, İngiliz Özel Mahkeme Yargıcı Samuel John idam kararını açıklamıştı.

Karar şöyleydi:

“Nikos Sampson, Yeorgiadis oğlu. İki kez idama mahkumm ediliyorsun. Lefkoşa Merkezi cezaevi’ne nakledilecek, karar orada infaz edilecek.”

Tarih, 1 Haziran 1957 idi.

Nikos Sampson hatıralarında neden bu kadar keskin ve mücadeleci olduğunu şu sözlerle anlatır:

“İngiltere Başbakanı Churchhill, NAZİ’lere karşı savaşmamız halinde Kıbrıs’ı bize vereceğini ve adanın Yunanistan’a ilhak edileceğine dair bize söz vemiş ama sözünde durmamıştı.”

Rumların hiç bitmeyen istekleriydi, Kıbrıs’a sahip olmak.

İdam karar verildiğinde henüz 22 yaşında olan Nikos, öyle bir ortam ve süreçte bulundu.

Geçen zaman zarfında EOKA’nın tehditleri, zamanın valisini geriletmişti. Mahkeme son görüşmesinde müebbet döndürmüştü kararı. Anlaşmalar olunca da aftan yararlanmıştı.

Gerek Kıbrıs Türklerinin, gerekse Kıbrıs Rumlarının kaderini değiştiren adam, yine Nikos Sampson oldu. Hangi bağlamda?

15 Temmuz 1974 Makarios’a düzenlenen süikast bağlamında ve Türk askerinin 20 Temmuz günü anlaşmalardan doğan müdahale hakkını kullanması bağlamında.

Nikos Sampson Makarios’a süikast düzenlenmesini Yunanistan’ın Cuntasıyla birlikte ayarlamışlardı. Tabii ki 15 Temmuz darbesi, Türk askerinin adaya gelmesini sağladı. Bir yerde Rumlar bu darbeyi yapmasalardı Türk askeri çıkrma yapmayacaktı. Allah onları şaşırttı.

Nikos Sampson, kendi halkının kendisini suçlamaması için, roman tadında hatıralarını kaleme alarak bir gazetece tefrika halinde yayınlattı. O hatıralar, kendini kahraman gösteren ve suçun kendisinde değil, Yunan Cumtasında olduğunu anlatıyordu.

Bereket versin bizim Milli Arşiv Nios’un hatıraları tercüme ettirerek kitaplaştırdı ve bildiğimizi sandığımız ama bilemediğimiz gerçekleri öğrenmemizi sağladı. O nedenle bu kitabı okuyun, diyorum.

Nikos Sampson hatıralarında Yunan askerleri ve komutanları için “hain” ve “ihanet” kelimesini kullanmıştır. Hatta Kıbrıs Rumlarının bu duruma düşmesine neden olan Yunan generalleri için “Bir gün ihanet dosyası açılacak” ifadesini kullanmıştır.

Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını ısrarla isteyen bu EOKA’cı, sadece bir şeyi unuttu. O da Londra ve Zürih anlaşmalarından doğan Türkiye’nin garantör ülke olarak doğan müdahale hakkını..

Mesela Nikos Samson hakkında verilen idam kararı için o kadar duygu sömürüsü yapıyor ki, nerdeyse kitabın 1/3’ünü o anlatılara ayırmıştır. Yani bu ve bunun gibi anlatıları okuyan Rumlara şu mesajı veriyor.

“Lütfen beni suçlamayın, suçlu Yunan generalleridir. Ben ülkem için savaştım ve pek çok da kan döktüm, süikastı ben düzenlemedim, onlar düzenledi” demeye getiriyor.

Bu arada insan haklarından da bahsediyor Nikos. İnsan haklarını ihlal edenlerin kendi içlerindeki faşistlerin olduğunu söylüyor. Nir de ne kadar çok silahın adaya gizlice sokulduğundan bahsediyor.

Makarios-Grivas çatışmasını uzun uzun anlatıyor. Grivas’ı hem öğüyor, hem de yerden yere vuruyor. Keşke Grivas Türk çıkarmasını gördükten sonra ölseydi. Grivas’ın ölümü ile ilgili siyasilerin onun hakkındaki düşüncelerini anlatırken, adeta bir vatan haini imajını veriyor. Nitekim yıllar sonra Grivas anıtı için Rum Meclisi o projeyi onaylamamış ve Grivas yüzünden bu işlerin başlarına geldiğini söylemişlerdir.

Yıllarca Türk gazeteciler yorum yaptılar, adada pek çok Yunan subayı vardır diye. Hatta gizliden adayı işgal ettiklerini söylüyor hatıralarında. Sadece insan haklarını çiğneyen Rum canileri anlatırken, Grivas’ın 8 Ağustos 1964 Erenköy’e bir ordu ile saldırısından bahsetmiyor.

Darbe olduğunda Nikos Sampson bir milletvekili idi. Meclislerindeki fikirsel çatımalara ve Grivas hakkında söylenenlere uzun uzun yer vermiştir.

Zaman zaman Nikos Sampson’un hatıralarından kesitler vereceğm yine. İşin özünü bugün verdiğime inanıyorum. O kadar çok yorumlayacak şey var ki o hatıralarda, sizlere anlatmam.