Sözde SOSYALİST, aslında aşırı sağcı, EDEK partisinin eski lideri, şimdilerde Kıbrıs Cumhuriyeti Meclisi Başkanı, Yannakis Omiru, sert ve ölçüsüz konuşmalarını sürdürüyor.
Kıbrıs Türk halkı, Türkiyenin garantisinin , ne kadar hayati olduğunu vurguladıkca, o da, Türkiyenin garantisinin dahil edileceği herhangi bir anlaşmayı asla kabul etmeyeceğiz, diyor.
Ve ekliyor. Ne Yunanistan, Ne İngiliz ne de Türk garantisine gerek yoktur. Kıbrıs bir AB üyesi ve memleketidir, garantörü de Avrupa Birliği (AB) olmalıdır. Omirunun görüşünü savunan Yunan yetkililer de var, Kıbrıs Rum siyasi liderleri de...
Kıbrıs müzakerelerinde, masada, olumlu ve yapıcı hava esiyormuş... Esiyor, esti de ne oldu ?
Mal mülk, garantiler, askerler, göçmenler, yerlesşikler, toprak ve dönüşümlü başkanlık konuları ayrıntıları ile ele alınıp, hiçbir mutabakat sağlandı mı ?
Duymadık, öğrenemedik.
Bildiğimiz;
Toprak, mülk, garantiler konuları ileriye aktarılmış, sonra görüşülecek ve halledilecekmiş.
Elli yıl oldu, Kıbrısın halkları ninnilerle uyutuldu, narkozlandı... Uyanır gibi olur, sarhoş sersemliği ile etrafına şaşkın şaşkın bakar.... BM ve siyasi liderlerin ninnileri ile yine derin uykuya ve çözüm olacak rüyalarına dalarlar.
Boşuna olmaz, OLMAZ demiyoruz.
Rum-Yunan politikası, tutumu belli. Türk pozisyonu ortada. İkisinin arasında kanyonlar- uçurumlar- okyanuslar varken , yakın bir gelecekte andlaşma ve çözüm beklemek safdillik değilde nedir ?
Tarafların görüş, istek ve taleplerinde ciddi değişiklik olmadan, önemli –hayati tavizler verilmeden , asla sonuç alınamayacaktır.
Kimse , bizleri aldatmaya çalışmasın... Geçmişte çok işittik, umutlandık, hazırlandık ve sonunda hep düşkırıklığına uğradık.
Ayni pilav, ayni çorba ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürülüyor... Yeter artık deyiniz, yemeyiz, usandık, ayni türküleri, arabın yalellilerini de işitmek istemiyoruz.... diyerek, bildiğiniz yolda ilerlemeye bakınız.