Orta-Doğu ateşi, Avrupa'ya sıçradı

<p class="MsoNormal"><span>Orta-Doğuda başlatılan ateş çemberinin yalnızca Türkiyeyi değil, Avrupa kıtasını da derinden etkileyeceğini öngöremeyen İngiltere, Almanya ve Fransanın başını çektiği Batı dünyası, içine düştüğü...

Abone Ol

Orta-Doğuda başlatılan ateş çemberinin yalnızca Türkiyeyi değil, Avrupa kıtasını da derinden etkileyeceğini öngöremeyen İngiltere, Almanya ve Fransanın başını çektiği Batı dünyası, içine düştüğü durumdan nasıl çıkacağını düşünmekte, bu arada da beklenmedik gelişmeleri önlemeye çalışmaktadır.

 

Savaş bölgelerinden güvenli topraklara akın eden Orta-Doğu halkı, başta Türkiye olmak üzere adalar üzerinden Malta, Girit, Yunanistan, İtalya, Almanya, Fransa ve İngiltereye akın akın gitmektedir.

 

Son yıllarda Avrupada belirginleşen “ırkçı” yaklaşımlar, İngilterede yapılan referandum ile gün yüzüne çıkmıştır.

 

İngilterenin geçtiğimiz hafta yaptığı halkoylamasında Avrupa Birliğinden çıkılması kararı, AB içinde ikinci bir şok dalgasına neden olmuş, ülke ekonomileri ve başta Euro ve Sterlin olmak üzere para birimleri değer kaybetmeye başlamış, gelecek endişesi ciddi şekilde bir baskı yaratmıştır.

 

AB tarafından Türkiyeye dayatılmak istenen stratejilerin de berhava olmasıyla ortaya çıkan durum gerçekten de endişe vericidir.

 

Başı her sıkıştığında Türkiyenin kapısını çalan Avrupa, verdiği sözleri tutmayarak hem kendini, hem de Türkiyeyi zora sokmaktadır.

 

“Brexit” olarak adlandırılan İngilterenin Avrupa Birliğinden (AB) çıkma kararının yansımaları Kıbrısta da etkili olmuştur.

 

Rum kesiminin AB üyesi olduğu günlerde İngiliz üsleriyle ilgili uluslararası anlaşmaya eklenen “3üncü Protokol” şu an itibarıyla hükmünü kaybetmiştir.

 

Bu da İngiliz ve Rum hükümetlerinin ilişkilerinde nasıl bir sonuç doğuracağı konusunda belirsizlik yaratmaktadır.

 

Rum lideri Anastasiadisin, “Çıkış için izlenmesi gereken bir süreç olduğu ve çıkış sonrasında AB-İngiltere arasındaki ilişkilerin nasıl olacağını görmek için zaman gerekeceğini” söylemesi, bu konuların yıllar boyu görüşüleceği anlamı taşımaktadır.

 

İngilterede alınan karar, doğal olarak Kıbrıs Türkleri ve Rumları da etkileyecektir. Güney Kıbrısta ikamet eden çok sayıda İngiliz vatandaşı olduğu bilinmektedir.

 

AB üyesi statüsüyle Güney Kıbrısta  yaşayan İngilizlerin resmi ayrılma gerçekleştiği andan itibaren tüm hakları ortadan kalkacaktır. Buna ek olarak Kıbrıs kimlik kartı olan Türklerin de İngilterede sahip olduğu haklar ortadan kalkacaktır.

 

Genel olarak baktığımızda, uluslararası işbirliği anlaşmalarına katılım ile ayrılık konularında uzun süren ve “kâr-zarar” hesaplarının ön plana çıktığı bir süreç yaşanması kaçınılmazdır.

 

Bu süreçte neler yaşanacağı önümüzdeki günlerde netleşecektir.

 

 

Önemli olan Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin mümkün olan en düşük zararla bu süreci atlatması olacaktır.