PANDEMİDE BAĞIŞIKLIK ve D VİTAMİNİ

Abone Ol

Değerli okurlar,

Ülkemizde COVID-19 pandemisinin en azından ilk dalgasını oldukça başarılı bir şekilde atlatmış olmamıza rağmen dünyada maalesef çok yüksek oranlarda enfeksiyon ve ölümler devam etmekte. Günümüzde Rusya, Amerika gibi büyük ülkeler hâlâ yaygın enfeksiyon ve ölümlerle boğuşmaktadırlar. Hızla ve büyük kitleleri etkileyen bu pandemide bilimsel camiada da inanılmaz bilgi patlaması yaşanmakta ve pek çok konuda önemli makalelerin yayımlanması söz konusu olmaktadır.

17 Mayıs 2020 tarihinde Medscape sayfasında yayınlanan bir makalede D vitamini ve bağışıklık sistemi üzerinde durulmuştur. Bazı yazarlar D vitamininin bağışıklık üzerindeki etkilerini anlamsız bulduklarını belirtmiş olsalar da özellikle ön cephede görev alan sağlıkçıların yaptıkları gözlemsel bazı çalışmalar bunların aksini ifade etmektedir.

Değerli okurlar, özellikle sokağa çıkma yasaklarının uygulanmasıyla insanlar iç mekânlarda ve güneşten uzak olarak daha fazla zaman geçirmektedirler. Her ne kadar şu an bizim ülkemizde sokağa çıkma özgürlüğümüz pandemiyi ağır geçirmekte olan ülkelere göre daha fazla olsa da kapalı mekânlarda kalmak güneşin etkin olduğu D vitamini metabolizmasını ister istemez etkilemektedir.

D vitamini desteği ister diyet içerisinde isterse destek olarak alınsın özellikle yüksek risk gurubunda olan hastalar için oldukça önemli gibi görülmektedir. Daha önceki yazılarımda özellikle diyabet, kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı olan ve ileri yaş grubunda olanların COVID-19 için yüksek riskli grunbu oluşturduklarını bilhassa belirtmiştim. Bu hastaların D vitamini bakımından özellikle dikkat etmeleri şiddetle önerilmektedir.

Dublin Trinity College Tıbbi Gerontoloji öğretim üyelerinden Dr. Rose Ann Kenny, İrlanda hükümetine yaşlıların D vitamini almalarının kılavuzlara katılması ve bu pandemi süresince tüm yaşlılara D vitamini  desteği yapılması hususunda tavsiyede bulunduklarını ifade etmektedir.

Irish Medical Journal’de yayınlanan bir makaleye göre (Kenny ve arkadaşları) son derece güneşli bölgeler olmalarına rağmen İspanya ve Kuzey İtalya’da D vitamini eksikliğinin en çok  gözlendiği bölgeler olduğu ve COVID-19’dan en çok ölümlerin de bu bölgelerde meydana geldiğini görmekteyiz. Bu bölgelerin resmi olarak, yiyecekleri D vitamini ile desteklemedikleri ve ayrıca D vitamini alımı yapılmasını da tavsiye eden bölgeler içerisinde olmadıklarını da vurgulamak gerekiyor. Tam tersine ultraviyole B ışınlarından daha fakir olan ancak gıdalarında D vitamini katkısını destekleyen Kuzey ülkelerinden Norveç, İsveç ve Finlandiya’da ortalama vitamin D değerlerinin çok daha yüksek olduğu saptanmış ve bu ülkelerde COVID-19 enfeksiyonlarının ve ölüm oranlarının anlamlı olarak daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Bu gözlem istatistiksel çalışmalarda da anlamlı olarak bulunmuştur.

Yine Güney Asya Hastanelerinde yapılan 3 gözlemsel araştırmaya göre ağır COVID-19 geçiren hastaların önemli bir kısmında D vitamini seviyelerinin hafif geçiren hastalara göre çok daha düşük olduğu belirlenmiş ve Boston Brigham ve Kadın Hastanesi, Önleyici Tıp Departmanından Dr. JoAnn E. Manson tarafından yayınlanmıştır.

Amerika Milli Sağlık Enstitüsü (National Institute of Health - NIH) genel anlamda günlük 400-800 ünite arasında D vitamini desteğini özellikle yaş grubu yüksek olan kişilerde (70 yaşından büyük kişiler) tavsiye ediyor. Özellikle bu dozlarda destek yapıldığında sağlıklı kişilerde kemik dokusunun ve kalsyum mekanizmasının düzgün çalışacağı düşünülmektedir. Böyle olunca da COVID-19 için ek takviyeye gerek görülmediğini yine bu enstitü vurgulamaktadır.

Son olarak yine İngiltereden Public Health England (PHE) tarafından yapılan açıklamada özellikle evlerde fazla zaman geçirilmesinden kaynaklı olarak güneş ışığı maruziyetinin azalması nedeniyle COVID-19 tedbirleri döneminde ek vitamin D desteğinin sağlanması tavsiye edilmektedir.

Değerli okurlar, yaş alındıkça vücudun dengeleri de değişmekte ve bazı destekler daha sağlıklı bir yaşam için gerekli olmaktadır. Görülüyor ki başta ön cephelerde COVID-19 ile savaşan doktorların gözlemsel çalışmaları da D vitamini konusunda bir hassasiyeti ortay koymaktadır. Bizim gibi güneşli bir ülkede dahi toplumumuzda ciddi bir D vitamini eksikliği olduğu gözlemlenmektedir. Bu nedenle özellikle de evlerde daha uzun vakit geçirdiğimiz bu zamanlarda D vitamini düzeylerimiz endişe verecek boyutlara kadar düşmüş olabilir. Bundan dolayı gıdalarımıza ek olarak farklı katkılarla D vitamini düzeylerimizi yükseltmek ve bağışıklık sistemimizi de en üst düzeyde hazır tutmada bir adım daha ileriye gidebilmek için mutlaka D vitamini düzeylerinizi kontrol ettirin ve doktorunuza danışarak gerekli görüldüğü takdirde takviye yapın. Bu konuda Kuzey ülkelerinin nasıl da güzel bir örnek oluşturduklarını lütfen hatırlayın.

Panikle daha kötü oluruz, bilgiyle ve uygulamayla güçleniriz.

Hepinize sağlıklı günler dilerim.