Toplumlar kendi içlerindeki önemli sorunları çözebilmek amacıyla yeni yasaları hayata geçirerek daha iyiyi yakalamaya çalışır. Bu yasal çalışma yapılırken de kendi toplumunuzun gerçekleri yerine ideolojik davranırsanız bir şeyi düzeltmeye çalışırken başka şeyleri soruna dönüştürebilirsiniz. Yani kaş yapayım derken göz çıkarabilirsiniz. Konumuz “pozitif ayırımcılık” ve uygulamaya konulmak istenen kotalar…
Mecliste halen üzerinde değişiklik için çalışılan siyasi partiler ve seçim ve halkoylaması yasaları var. Son erken genel seçimler öncesi tüm siyasi partiler bu yasaları elden geçirip güncellenmesi sözünü vermişti. Önemli değişikliklerden biri de küçük ilçe bazında oluşan seçim bölgeleri yerine milletvekillerini KKTC genelinden seçmekti. Seçim öncesi tüm partiler bunu savundu ancak şimdi alınan duyumlar milletvekillerimizin önemli bir yüzdeliğinin bunu engellemek istediği doğrultusundadır.
Daha da önemlisi bir şekilde pozitif ayırımcılık gerekçesiyle kotaların yasalara gömülüp halkımızın demokrasiye yaklaşımının yasal düzenlemeyle kısıtlanması söz konusu. Yasal değişiklikle siyasi partilerin gösterdikleri milletvekili adaylarının %30unun kadın olması zorunluluğu getirilecek deniyor. Bunun amacı da “pozitif” ayırımcılık yaparak kadınların mecliste sayılarının artırılması.
Siyasette cinsiyet eşitliğini hedef olarak tanımlamak aslında çok yerinde bir şey. Nüfusumuzun yaklaşık %50sini oluşturan bir kitlenin siyaset kurumlarımızda yeterli temsiliyeti yoksa bunun düzelmesini tabi ki hedeflemeliyiz. Hedef tamam da metod yanlış…
Siz kalkıp partilere en iyi adayları göstermek yerine şu kadarını da kadın aday göstermek zorundasınız derseniz hem demokrasiye darbe indirirsiniz hem de oraya hak ederek gelen tüm kadınları da şaibe altında bırakırsınız.
Bakanlık yapmış Sayın Onur Bormanın o makama hak ettiği için değil de sadece kadın olduğu ve bir kotaya uyulması için getirildiğinin sorgulanmasını sağlamış ve Sayın Bormana da müthiş bir haksızlık yapmış olursunuz.
KKTCde atanabileceğiniz en yüksek kamu kurulu olan Kamu Hizmetleri Komisyonunda başarılı ve onurlu bir hizmet vermiş annem Şermin Kotakın da oraya hakkıyla değil sadece bir kotaya hizmet etmek için geldiği imasını yaparsınız ki bu da korkunç bir yanlış olur.
Bu örneklere devam edebilir ve diğer kadın Milletvekili, Bakan, Meclis Başkanları, Cumhurbaşkanı adaylarını da ekleyebiliriz. Hatta iş dünyamızdan da başarılı isimlerle devam edebiliriz…
Çok kötü ayırımcılık geçmişi olan ABD halk arasında azınlıklara eşit hak ve cinsiyet eşitliğini sağlamak için uzun yıllar önce kota sistemini getirdi. İlk etapta bu başarılı da oldu diyebiliriz çünkü Amerikan toplumu yasal zorlama olmadan değişimi ve eşitliği kabul etmiyordu. Ancak bu gün ayni yasalar korkunç bir sorunu da beraberinde devam ettirmekte ve ABDde tüm siyasi yapı bu kotaları nasıl ortadan kaldırabileceklerini tartışmaktadır. Kota zorunluluğunu deneyen diğer ülkelerde de sonuç ayni…
Amaç eşitlikti ama sonuç tam tersini, eşitsizliği ve adaletsiz ayırımcılığı getirdi. Bunun adına “pozitif” kelimesini eklemek de sonucu olumlu yapmadı. Nasıl süslerseniz süsleyin, ayırımcılık yanlıştır ve adaletsizliğe yol açar.
Bu gün meclise daha fazla kadın sokmak için bir erkeğin hakkını yiyelim nasılsa hayırlı bir sonuç içindir diyebilirsiniz ancak yarın bunu başka yerlere çekmek isteyecekler de çıkacak ve içinden çıkılmaz bir duruma doğru sürükleneceğiz.
“Mecliste gereken sayıda kadın Milletvekili olmaması kadınların aday olmalarının engellenmelerinden dolayı mı?” sorusu bence çok önemlidir. Ben kadın veya erkek, aday adaylığını hakkıyla kazanıp aday olmalarından yanayım. Hem adalet hem de demokrasi bunu gerektirir. Halkın önüne seçmesi için zorla şu veya bu cinsiyeti sokmak demokratik bir yaklaşım değildir.
Bazılarının ideolojik saplantılarından dolayı başımıza büyük sorunlar açacak ve demokrasimizi yaralayacak bir maceraya atılmayalım.
“Pozitif” kelimesi dahi kullanılsa ayırımcılığa hayır diyelim.
Tüm vatandaşlarımıza eşit davranmayı erdem kabul edelim.