Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Ankarada dün önemli temaslarda bulunurken, Güney Kıbrıs ve Atinadan farklı sesler geldi ki hiç de şaşırtıcı değildi.
Türkiyenin, KKTCnin ekonomik kalkınması için yaptığı yatırımlardan rahatsız olan Rum yönetimi özellikle Türkiyeden adaya su getirilmesi projesini çok yakından, endişeyle izliyor. Türkiyeden KKTCye su getirecek boru hattı projesi son olarak Rum Meclisi Göçmenler Komitesinin önceki gün yapılan toplantısında yine ele alındı.
Su temin projesi hakkında sürekli negatif haberler yapan Rum basını da, projenin maliyetinin 783 milyon Euro olduğu, ancak bu projeyle getirilmesi amaçlanan su miktarının 100 milyon Euro maliyetli üç tuzlu su arıtma tesisi kurularak da sağlanabileceğini iddia ederek, projeyi önemsizleştirmeye çalıştı.
Rum Dışişleri Bakanı Yannakis Kasulidis ise, Türkiyeden gelecek suyun, gelecekte İsraile satılması planları olduğunu savundu.
Su projesi çerçevesinde kullanılan taşınmaz malların bir kısmının Kıbrıslı Rumlara ait olduğu iddiası da gündeme gelirken, Rumlar, bu konuyu, müzakerelerde gündeme getirmeye hazırlanıyor.
Atinadan gelen mesaj ise bu zihniyetle çözümün ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
Gelecek hafta Türkiyeyi ziyaret etmesi beklenen Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas, “Kıbrısta tek bir Türk askeri dahi bulunduğu sürece Kıbrıs sorununun çözülemeyeceğini, böyle bir çözümü Kıbrıslı Türklerin de kabul etmeyeceğini” savundu.
Kocas ayrıca, “egemenliğin, toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığın uluslararası toplum ve AB garantörlüğüyle sağlanmaması durumunda Kıbrıs sorununun çözülmeyeceği” iddiasını da yineledi.
BİRLİK VE BERABERLİK MESAJI
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Ankarada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile basın toplantısında, “Elimde sihirli değnek yok” derken Kıbrısta çözümün sadece Türk tarafının çabasıyla olamayacağını, aynı çabayı Rum tarafının ve Yunanistanın da göstermesi gerektiğini vurguluyordu.
Ankarada dün birlik beraberlik mesajı verildi.
Bir çoklarının avuçlarını ovuşturarak beklediği, “Anavatan-Yavruvatan” polemiği elbette ki yaşanmayacaktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Birlik ve beraberliğimiz esas gücümüzdür” derken, dosta düşmana bir olunduğu ve Türkiye ile KKTCnin menfaatlerinin ortak, ayrılmaz olduğu mesajını veriyordu .
Artık bu tür polemikler geride kalmalı. Bu tür polemikler, iki ülkenin ortak çıkarlarına zarar vermekten başka bir işe yaramayacaktır, önümüze bakma ve birbirimizi tamamlama zamanıdır.
Yazının başında da belirttim, Türkiyenin KKTCdeki yatırımları, özellikle su getirme projesi, Kıbrıs Rum kesiminde endişeyle karşılanırken, iki ülke insanının arasını açacak tartışmalara girmek, ancak üçüncü tarafların işine gelir.
Ankarada dün, Kıbrıs sorununun çözümü için Türkiye ve KKTCnin elinden gelen gayreti ortaya koyduğu ve bundan sonrada koyacağı tekrar dillendirilirken, Türkiye en üst makamıyla, Cumhurbaşkanı Akıncıya destek olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asrın Projesi olarak nitelenen, Türkiyeden KKTCye su temin projesine de değinerek, projenin yıl sonundan önce tamamlanacağını; turizm ve eğitim sektörü ile KKTC ekonomisinin gelişmesi için Kıbrıslı Türk kardeşlerinin yanında olmaya devam edeceklerini söyledi.
Türkiye ve KKTC çözüm için elinden geleni yaptı ve bunu da 2004 Annan Planı referandumunda çözüme yüzde 65 “evet” diyerek tüm dünyaya gösterdi.
Çözüm konusunda samimiyetsiz davranan Rum-Yunan ikilisi ve Kıbrıslı Türklere verdiği sözleri tutmayan uluslararası aktörlerdir.
Kıbrısta çözüm Türkiye ve KKTC istemediği için değil, Rumlar istemediği için gerçekleşmedi. 2004 bunun kanıtıdır.
ÖNCE İNKAR, SONRA İTİRAF VE TEKLİF;
Rum lider Anastasiadisin sözde güven artırıcı önlem kapsamında basın yoluyla açıkladığı 4 maddelik paket ise samimiyetten uzaktır.
Hele ki Beşparmak dağlarında mayın tarlaları olduğu itirafı, Kıbrıslı Türkleri çok düşündüklerinin kanıtı!!
Ayrıca, Anastasiadis, o mayın tarlalarının varlığını görüşme esnasında ağzından kaçırıyor, önce inkar ediyor, Türk müzakere heyeti bastırınca, itiraf etmek zorunda kalıyor. Bu da ayrı bir samimiyet göstergesi.
Bir önceki yazımda, “Erdoğanın tepkisinin Rum oyununu bozduğunu” belirtmiştim. Rumlar, Cumhurbaşkanı Akıncının Ankara öncesi kendileriyle görüşmesini planlıyordu, o yun tutmadı ve dün birlik beraberlik mesajı verildi.
Kamuoyunun ve basının, siyasi bazı gelişmelerde provokatif değil yapıcı ve sakin tavır sergilemesi gerekir, provokatif yaklaşımlar, olayları istenmeyen boyutlara taşıyabilir. Bu da iki ülkenin arasının açılmasını isteyenlerin işine gelir.
Unutulmamalı ki, Türkiye ve KKTC rakip değil, hedefe ulaşma konusunda ayrılmaz bir ekiptir. Hedef ortaktır.