CTP içinde bulunduğumuz dönemde halka umut verir pozisyondan uzaklaşmış bir parti konumundadır. Hele hükümetteki uygulamalara bakıldığında ideolojik kavram açısından yerlerde sürünmektedir.
Bu nedenlerden dolayıdır ki CTP bukalemun gibi renkten renge girer hale gelmiştir.
Kırmızıydı, oy tabanını genişletmeye dönük olarak yeşil oldu üstelik adına bir de ek yaptı “BİRLEŞİK GÜÇLER” i ekledi.
Örneğin, halen Meclis Başkanı olan Sibel Siber hanım bu Birleşik Güçleri temsil eden kesimdendir.
Yapılan değişimden sonra otomatik olarak şimdi CTP li midir, değil midir, bu Sibel hanımın bileceği bir iştir.
Eski Dış İşleri Bakanlarından, Lefkoşa CTP Milletvekili, halen Cumhurbaşkanlığı görüşmecisi Özdil Nami bey de Birleşik Güçler saflarından atlayarak CTP ye dahil olan kesimdendir.
CTP aldığı bir kararla yine renginde değişiklikler yaprak ve amblemin altında yer ifadeyi kaldırarak kabuk değiştirme yolunu gitti..
Ambleme dayalı anlam değişimiyle kendini CTP nin Birleşik Güçler kesiminde görenler acaba şimdi ne edecektir.
CTP deki bu değişimler, her boşanmanın ardından eskilerin ifadesiyle “yastık değişir, kısmet değişmez” sözü ile ne denli örtüşen bir durumdur takdir sizlerin ama bir benzerliği olduğu da kesin!
Kaç seferdir Genel Başkan değişikliğine gidilmekte, her gelenin arkasında kuyu kazıcılar türemekte, kimse, kimseyi, memnun edemez hale gelmiş vaziyetteki bir yapı sergilenmektedir.
Şüphesiz, Kıbrıs Türk siyasetinde CTP muhakkakki yerini alacaktır ama
CTP deki karmaşanın Tufan Erhürmanın gelişiyle sonlanacağını beklemek, hayalden de öte bir beklentidir..
Hani yine eskilerin bir ifadesiyle “Horozun çok olduğu yerde sabah tez olur” derler ya, CTP aynen çok horozun olduğu hatta aralarında “hindiya” horozlarının da olduğu bir konumdadır.
Hükümet edemeyişinin, hükümette iken bir arpa boyu yol kat edemeyişinin başlıca sebebi işte budur. Birinin yaptığını, diğerinin bozduğu bir yapıda doğal olarak her şeyin ters gitmesi mukadderdir.
Göreceksiniz bir süreliğine ortak mutabakatla seçilen başkan başkanlık yapar gibi bir durum sergileyecektir ama bir süre sonra kanlar alevlenecek, kazan kaldıranlar yine nüksedecektir. Islanmış kudurmuştan beterdir.
Görülen o ki siyasi yapılarda eskiden denge unsuru olan lider kavramı artık yavaş, yavaş değişmektedir.
Son olarak, bir düşünün siyasette değişkenlik, iki yüzlülük o boyuttadır ki bir Genel Başkan seçim kaybedebilmiş, Meclise girememiştir.
Bu koşullarda sanırım Erhürmana “rastgele” demek en uygun ifadedir!