Reformlar geciktirilmemeli

<p class="MsoNormal"><span>1974den sonra elde edilen paha biçilmez kaynaklara ve anavatanın sürekli olarak her konuda bize sapladığı maddi

Abone Ol

1974den sonra elde edilen paha biçilmez kaynaklara ve anavatanın sürekli olarak her konuda bize sapladığı maddi  ve teknik yardımlara rağmen, halkımızın mutlu olmaması ve yönetimimizden şikayetçi olması, artık devletteki yapısal bozukluklara el atılması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Halen en fazla milletvekiline sahip olan iki partinin iktidarda bulunması , yönetimimizdeki aksaklıkların düzeltilmesi için gerekli reformların yapılabilmesi bakımından büyük bir şanstır.

Tüm siyasiler de artık duygusal, siyasi tercih, kişisel siyasi çıkar, Fobileri, ideolojik saplantıları bir yana bırakarak sorunların çözümü için gerekli reformların gerçekleştirilmesine katkıda bulunmalı ve yardımcı olmalı.

Devlet kuruluşlarımızın verimli hizmet verebilmesini sağlayıcı önlemler alınmalı, , memur fazlalığı olan kuruluşlardan memurlar, ihtiyaç olan yerlere aktarılmalı, devletteki yozlaşmaya zemin hazırlayan Üçlü kararname ile siyasi atama yöntemini kaldırmalı, hesap sorma mekanizması işletilmeli, devlette başarılı çalışanların  ödüllendirileceği  tembellerin de zarar edeceği bir mekanizma kurulmalı. Yatırımları zorlaştırıp engelleyen sıkıcı bürokratik işlemler kaldırılmalı. Tüm ekonomik sektörlerdeki sıkıntılara el atılmalı ve çare aranmalı

Ayrıca  belediyelerin çağdaş hizmet yerine personelin maaşlarına odaklanması yanlışının düzeltilmesi için de mutlaka önlem alınmalı ve gelire göre istihdam edilebilecek azami işçi ile büro çalışan sayısı yasa ile sınırlanmalıdır.

Engellemeler ile karşılaşmamak için, önce yasal düzenleme ile grev kararının, genel kurulda üye sayısının yarısından bir fazlasının onayı ile alınmasını sağlanmalıdır.

Kendi çabalarımızla sorunların sarmalından kurtulamadığımıza göre, yönetimsel reformların yapılmasında, anavatanın yardım ve deneyimlerinden yararlanmamız isabetli olacaktır.

Bazı kişi, kuruluş ve siyasilerin çeşitli nedenlerle, sorunlarımızdan kurtulmamız ve refaha kavuşmamız için anavatanın bize yardım etmesine karşı çıktığı biliniyor.

Ancak böyle hatalı tutum içinde bulunanların, halkımızın çıkarına hareket ettiğini kabul etmek mümkün değildir.

Çünkü anavatanımızın, 1950li yıllardan beri hiçbir karşılık beklemeden bize fedakarca her konuda yardım elini uzattığı inkar edilemeyen bir gerçektir.

Halen sahip olduğumuz her şeyi anavatan sayesinde elde ettik .Anavatan yanımızda olmadan varlığımızı sürdürmemize, önce güneydeki komşumuz izin vermeyecektir.

Bu nedenle, sorunlarımızdan kurtulmamız ve gerekli reformları uygulayabilmemiz için, anavatanı bize yardımcı olmağa çalışmasına memnun olmamız lazım .

Ayrıca, anavatanın yaptığı mali yardımların, geçmişte yapıldığı gibi halkımıza yararlı olmayacak şekilde harcanmasının engellenmesi için, hazırlanacak protokol çerçevesinde kullanılmasını istemesi de bizim çıkarımızadır.

İşin acı tarafı bazı medya kuruluşları da anavatanın ülkemizdeki sorunların çözümüne yardımcı olması ve yaptığı mali yardımların halkın genel çıkarları doğrultusunda kullanılmasını istemesini , irademize ve iç işlerimize karışmak safsatası ile eleştirmekte ve vatandaşları kışkırtmaktadır.

 

Oysa, anavatandan alınan maddi yardımların ülkemizin genel çıkarları doğrultusunda kullanılmasını, anavatan yetkililerinden önce, medyanın ve STÖlerin  istemesi gerekirdi.