Rum liderliği Enosis hayali ile yaşarken

Abone Ol

1952’de Yunanistan’da kurulan ve de 1 Nisan 1955’te Yunanistan’ın emri ile  Grivas’ın liderliğinde faaliyete geçen  EOKA’nın hedefi, İngilizleri Kıbrıs’tan çıkarmak ve de  Enosis’in önünde engel olarak gördükleri  Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığını  ortadan kaldırarak  Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmek, yani Enosis’i gerçekleştirmekti…

Ancak Kıbrıs Türk halkı bu vatan topraklarının  Rumların egemenliği altına girmesine  müsaade etmeyecek ve de  Kıtemb, Volkan, Kara Çete, 9 Eylül Cephesi  gibi örgütlerin ardından Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nı kurarak Enosis’e karşı verilen mücadelenin sonunda Şubat 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları temelinde, Kıbrıs Türk ve Rum halklarının ortaklığına ve siyasal eşitliğine dayalı  16 Ağustos 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti  ilan edilir.

Makarios Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı  olmuştu ama  Enosis’ten   vazgeçmemişti.  Makarios’un görevi Kıbrıs’ta adil ve barışçı,  kalıcı bir düzen kurmak iken o,  1959 Zürih ve Londra Anlaşmalarının    Kıbrıs Türk halkına  tanıdığı hakları çok bulmuş ve tek taraflı bir kararla  1960 anayasasını   değiştirerek Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’  konumuna getirerek   Enosis’e giden yolu açmaktı…

Ancak anayasa değişikliğini başaramayan Makarios’un emri ile   21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile Akritas Planını devreye konulur ve de 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti, Rum devletine  dönüştürülüyordu… Kıbrıs Türk halkı ya  Makarios’un boyunduruğu altına girerek Girit misali yok olacaktı, ya da  Rum-Yunan ikilisine karşı mücadele ederek, kendi ayrı devletini kuracak  ve bu devletin güvencesi altında başı dik, hür ve özgür yaşayacak ve adadaki varlığını  devam ettirecekti.

Neticede Enosis’i bir an önce  gerçekleştirmek isteyen  Yunan Cuntasının desteğinde 15 Temmuz  1974’teRMMO’nunMakarios’a karşı  düzenlediği darbenin ardından  Cumhurbaşkanlığına atanan Nikos Sampson  daha 2’nci  gününde   Kıbrıs Helen   devletini ilan ederken  Kıbrıs Türk halkının  toptan imhasını  öngören Ipestos   Planının da devreye  konulmasının ardından Kıbrıs Türk halkı,  20 Temmuz  1974 Barış Harekatı’nın mutluluğunu yaşadı…

Ne acıdır ki  Kıbrıs Türk halkına  büyük  acılar  yaşatan  ve Rum Yunan ikilisinin Megali İdea hayalleri çerçevesinde yer alan Enosis’i gerçekleştirmek amacıyla faaliyete geçen    EOKA’nın kuruluş yıldönümü olan   1  Nisan’ı  Rumlar hala daha resmi tatil ve ulusal tatil günü olarak kutlamaktadırlar. Bir örgütün; ulusal örgüt olarak sayılabilmesi için halkının  ve ülkesinin kurtuluşunu ve  bağımsızlığını  savunması gerekmektedir. Halbuki EOKA ne  bağımsızlığı ve ne de Rum halkının  kurtuluşunu savunuyordu!...

EOKA için bir tek şey vardı : Enosis’i gerçekleştirmek!...Enosis,  adanın bağımsızlığını değil, bir başka ülke ile  bağlanmasını  ifade ediyor. EOKA’nın  hedefi Enosis’ti ama EOKA Enosis’i kabul etmeyenleri de soykırım yolu ile  imha etmeyi hedefliyordu. Yani EOKA bir terör örgütü idi. Ama bugün hala daha Rumlar EOKA terör örgütünü kurtuluş örgütü olarak  tanıtmaya çalışıyorlar, Enosis  mücadelesini  kutsal bir görev olarak görüyorlar….

Günümüzde Rum okullarında Enosis’in  okutulduğu, kutlandığı ve de  her fırsatta çocuklarına  okullarda ve kiliselerde Türk düşmanlığı aşılandığı yetmezmiş gibi Rum liderliği 10 Şubat 2017’de Rum Temsilciler  Meclisi’nde  “15 Ocak 1950 Enosis Plebisitinin” Rum okullarında kutlanması yönünde aldıkları kararla bunu resmileştirmek isterken 7 Nisan’da Rum Meclisinde alınan kararla da söz konusu Enosis kararı tescil ediliyordu!..

Ama maalesef biz de Rum’un yaptığı bu göstermelik hareketi olumlu karşılayarak 11 Nisan’dan itibaren görüşme masasına oturduk.. Ancak Türk tarafı bu kadar iyi niyetle hareket ederken 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve de  19. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Festivali kapsamında Sırbistan’dan   KKTC’ne gelmek amacıyla Larnaka üzerinden  adamıza gelen  13 kişilik Sırp  öğrenci ve öğretmen grubunun KKTC’ye geçmelerini engellemek amacıyla  ülkelerine geri gönderilmişlerdir.

Ne de olsa Rum liderliği Kıbrıs’ta egemen devlet benim, benim dediğim olur havasında olup KKTC’nin tanınması fobisi içindedirler… Bu aşamada KKTC Hükümetine ve KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı’ya  düşen görev bu Sırp öğrenci grubunu  her ne pahasına olursa olsun  KKTC’ne Ercan Havaalanı  üzerinden gelmelerini sağlamaktır.

Rum-Yunan ikilisinin  mevcut Enosis hayali devam ettikçe mevcut  görüşme süreci ile Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak asla  mümkün  değildir…