Daha 2015’te GKRY Lideri Anastasiadis: “Karşı taraf mantıklı olursa ve kaybeden ve kazananların olmasına imkan vermeyecek tavizler gerçekleşirse Kıbrıs sorununun yarın bile çözülebileceğini” dile getiriyordu!…
Anastasiadis’e göre Kıbrıs’ta siyasi çözüm olabilmesi için Kıbrıslı Türkler her türlü tavizi vermeli; siyasi eşitliğinden, egemenliğinden, self-determinasyon haklarından ve de tabii ki KKTC’den vazgeçmeli, Rumlar adanın tümüne sahip olmalı ve Kıbrıs Türk halkı AB üyesi Yunanistan’da Batı Trakya’daki soydaşlarımız gibi ‘azınlık’ hakları ile üniter Rum devletine yama olmalı; Kıbrıs’ın çevresindeki doğalgaz zenginliklerini ve elde edilecek gelirleri unutmalı!..
Rum liderliğine göre Kıbrıs Türkleri 1963-1974 yılları arasında uğradıkları soykırımı ve de BM’nin 1964 Araştırma Komisyonu Başkanı olarak atanan Ortega’nın Kıbrıs’ta yapmış olduğu araştırma sonucu yayınladığı raporda da vurguladığı gibi Kıbrıs Türkleri yaklaşık 6 milyar Euro’yu bulan maddi zararlarını ve daha önemlisi manevi tazminatları unutmalı!…
Rum liderliğinin öncelikli hedefi, Kıbrıs Türk halkı ile eşit haklara dayalı bir devletin kurulmasına yol açacak bir anlaşma yapmamaktır. Rum liderliğinin bir diğer sabit fikri; politik entrikalarla ve de Avrupa’nın da desteği ile aynen Girit’te olduğu gibi Kıbrıs Türk halkını yok etmek ve adanın tümünü ele geçirerek “Kıbrıs’ı Helen Adası” yapmaktır…
Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkını kendilerine eşit olarak görmemesi , azınlık olarak görmesi dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün temelini teşkil etmektedir.. Günümüzde Anastasiadis’in hedefi; KKTC 2’nci Cumhurbaşkanı sayın Talat’ın da dediği gibi “Mümkün olsa Kıbrıs Türk halkının nefes almasını bile önlemektir”...
Anastasiadis’in bir diğer önemli hedefi ise olası bir siyasi çözümde anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve de Türk askerini olmayacağı bir siyasi çözümdür, Kıbrıs Türk halkının anavatanımız Türkiye ile olan mevcut bağlarını tamamen kopartılmasını sağlamaktır..
Rum liderliğinin hedefi, Türk nüfusunu sınırlayarak azınlık durumuna düşürmek ve de yönetimde söz sahibi olmasını önlemektir, mevcut KKTC topraklarına 160 bin Rum’un dönmesini sağlamaktır; AB normlarının ve de 4 temel özgürlüğün uygulanmasıyla iki bölgeliliğin ortadan kaldırılmasını sağlamak ve de üniter devleti oluşturarak Enosis’e giden yolu açmaktır…
Peki her şey tamam da 160 bin Rum’un mevcut KKTC topraklarına gelmesiyle, Rum göçmelerin evlerine dönmesiyle Kıbrıs Türk halkı yaşamlarını mağaralarda, ovalarda veya kendilerine yapılacak 40 metre karelik evlerde mi kalacak!.. Eşdeğerine karşılık toprak alan, arsa alanlar ev alanlar var. Bunları kendi parası ile satın alanlar vardır. Öyle mülkler vardır ki 3-4 kez el değiştirmiştir. Anastasiadis Mülkiyette ilk söz sahibinin 1974’teki mülk sahibi olmasında ısrar etmektedir.
Böyle bir düşünce ile mülkiyet konusu çözülemez. Mülkiyette çözüm ancak ‘Global’ bir çözümle olur, tazminatlarla olur. Dünyada bunun örnekleri vardır. Kıbrıs Türk halkına 1955-1958 ve de 1963-1974 yılları arasında ödenmesi gereken tazminatlar vardır. Bu tazminatları da Yunanistan ödemelidir…
Rum liderliği Kıbrıs Türk halkı 1963-1974 yılları arasında gerçekleşen Rum saldırıları ve katliamlarına karşı 11 yıl boyunca anavatanına güvenerek TMT etrafında bütünleşerek verdiği mücadelenin sonunda 1974’ün mutluluğunu yaşadı ve de 15 Kasım 1983’te KKTC’ni ilan etti…
Bugün Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen iki devlet vardır. Hiçbir kimse Kıbrıs Türk halkının bağımsız ve egemen devletinden vazgeçerek sakın ola Rumlarla bir arada yaşayabileceğini aklının köşesinden bile geçirmesin….
Rum tarafı, Kıbrıs Türk halkının asla kabul etmeyeceği, etmemesi gereken taleplerde bulunmaya devam ediyor… Anastasiadis, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin iptalini ve Türk askerinin Kıbrıs’tan ayrılmasını istiyor… Yani Rumlar akıllı da, Kıbrıs Türk halkı çok mu aptal!.. Herhalde alnımızda böyle bir şey yazmasa gerek!..
KKTC, Kıbrıs Türk halkının en büyük güvencesidir. KKTC, Kıbrıs Türk halkının geleceğidir ve Kıbrıs’taki Türk askerinin varlığı, KKTC’nin yegane güvencesidir..
Kıbrıs’ta çözümün 1974 Mutlu Barış Harekatıyla gerçekleştiğine inanıyoruz ve de diyoruz ki Kıbrıs’taki siyasi çözümsüzlüğün de yegane çıkış yolu KKTC’nin tanınmasıdır.. KKTC Sen Çok Yaşa…