Görüşme sürecinde sayın Akıncı her zaman için Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğine dayalı, iki bölgeli , iki toplumlu federasyondan ve kurucu devletlerden bahsederken, Anastasiadis ısrarla Kıbrıs Cumhuriyetinin dönüşümünden söz etti, çözüm AB müktesebatına uygun olacak dedi, Kıbrıs Cumhuriyetinin BM ve AB üyeliğinin devam edeceğini, yapılan ikili ve üçlü Anlaşmaların devam edeceğini özetle adı değişse bile ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyetinin devam edeceğini defalarca tekrar etti ve bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere Rumların hedefledikleri siyasi çözümde kesinlikle federal devlet yoktur!..
Anastasiadis her vesileyle ‘Eyalet’ten bahsediyor, ‘kurucu devlet’ ifadesini ise hiç ağzına bile almadı. Diğer bir değişle Rum liderliği dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs Türk halkını Ermeniler, Maronitler ve Latinler gibi ‘azınlık’ olarak görüyor. Nitekim yakın geçmişte baklayı ağzından çıkaran Anastasiadis “KıbrısTürkleri azınlıktır. Çoğunlukla azınlık eşitlenemez, Türkler siyasi eşitliği unutsun ” mesajını verdi. Anastasiadis daha ne desin?
Rum liderliği olası bir siyasi çözümde tek egemenlik, tek devlet, tek vatandaşlık, tek uluslararası temsiliyet olmasını istiyor. Tüm Rum göçmenlerin evlerine dönmesini ve de Mülkiyette ilk söz hakkının 1974’teki tapu sahibinde olmasını, kurulacak Mülkiyet Mahkemelerinin sonucu belirlemesini , verilecek kararı beğenmeyenlerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) müracaat etme haklarının olmasını istiyor. Rum liderliği AB normlarının ve de 4 temel özgürlüğün (serbest dolaşım, yerleşim, mülk satın alınması ve iş kurma) olacağı bir çözüm isterken çözümün AB’nin Birincil Hukuku olmasını da kabul etmiyorlar…
Rum Meclisinde muhtelif tarihlerde Enosis’e yönelik alınan kararlar, Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea hayalleri içerisinde yaşadıklarının bir ifadesidir. Söz konusu alınan kararlar günümüzde de Rum zihniyetinde bir değişikliğin olmadığını ve hala daha adanın tümüne sahip olma hayallerinin devam ettiğinin bir kanıtıdır.
Rum zihniyetinin hiç değişmediğinin bir diğer öğreneği daha geçen günlerde okulların yeni ders yılına girmesiyle birlikte kendini bir kez daha göstermiştir. Malum bazı Kıbrıslı Türkler çocuklarını Güney Kıbrıs’taki İngiliz okuluna göndermektedirler.
Güney Kıbrıs Rum Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin doldurması için okullara gönderdiği formlarda Kıbrıs Türkleri, Ermeniler, Maronitler ve Latinler gibi “Azınlık” olarak gösteriliyor. Yani Türk öğrenciler formları doldururken kendilerini ‘azınlık’ olarak işaretlemek durumunda. Bu noktada bile Rum liderliği kendilerini Kıbrıs’ın öz vatandaşı, Kıbrıs Türklerini ise ‘azınlık’ olarak kesin belirlemiş. Bunu protesto edip formları doldurmayan Türk öğrenciler, “okullardan atılmakla” tehdit edildi. Söz konusu forumda adının, soyadının, doğum yerinin doğum tarihinin ve cinsiyetinin ve de kaydolduğu yılın sorulduğu Formda söz konusu bölümün bir kısmı aynen şöyle:
Ethnicity :
Nationality :
Religion :
Ethnic Minority Group* : Turkish Cypriot , Armenian , Maronite , Latin
Language spoken at home:
Tüm bunlar Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkına bakış açısını yansıtmaktadır. Kıbrıs Türk halkı bunu hiç de hak etmemiştir. Haydi buyurun Rumlarla birlikte yaşayalım, Rumlarla Birleşik Federal Kıbrıs gibi siyasi bir çözümde bir araya gelelim!.. Bunu Kıbrıs Türk halkının kabul etmesi mümkün değildir.
Her şeyden önce Rum liderliği kabul etmelidir ki Kıbrıs’ta dini, dili, kültürü ve ırkı tamamen farklı iki ayrı halk vardır. Kıbrıs’ta mevcut gerçekler vardır. Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda kendi kendini yönetme hakkı vardır. Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitlik ve self-determinasyon hakları vardır. Bağımsız ve egemen devletimiz KKTC vardır.
Kıbrıs’ta adil ve kalıcı siyasi çözüm ancak Kıbrıs’taki mevcut bağımsız ve egemen iki devletin birbirini karşılıklı olarak tanımasıyla mümkündür.. DEVAM EDECEK