Kıbrıs Türk siyasetinden bazı isimlerin son zamanlarda Güney Kıbrısta yayımlanan gazetelere verdikleri demeçlerde, Rumların “korkularına” işaret eden söylemlerine tanık oluyoruz.
Sanki de, Kıbrısta yaşanılanların sorumlusu Rumlar değilmiş, bir tek mağdur Rumlarmış, olası çözümde Rumların hassasiyetleri iyi gözetilsinmiş gibi durum ortaya çıkıyor.
Bu Adada sadece Rumlar mı acı yaşadı?
Sadece Rumların mı korkuları var?
Kıbrıslı Türklerin hiç korkusu yok mu?
Kıbrıslı Türklerin korkuları, kaygıları neden gündeme getirilmiyor...
Daha birkaç gün önce gazetelerde manşetti;
52 yıl önce öldürülerek arabası ile gömülen iki Kıbrıslı Türkün cenazelerine ulaşıldı. Ne büyük acı…
Şevket Kadir ve İbrahim Nidai isimli şehitlerin cenazelerinin, gömülmelerine yardım ettiği için vicdan azabı çeken bir Rumun ihbarı sayesinde bulunduğunu öğreniyoruz.
Türk askerinin varlığı, Rumlar için korku mu…
Olası bir çözümün güvenlik boyutunda, neden öncelikle Rumların korkuları gündeme geliyor?
Türklerin güvenlik endişeleri yok mu?
Türk askeri Kıbrısa, Rumların gözü dönmüşçesine Türkleri yok etme faaliyetlerinin sonucu olarak geldi ve Adada akan kanı durdurdu.
Rumlar arasındaki “kardeş kavgaları” da Türk askeri gelişiyle sona erdi…
Askerin varlığından neden bu kadar rahatsız oluyorlar...
Yine eski “maceralara” yeltenmeyeceklerse, neden askeri istemiyorlar ve çözümün önünde “engel” olarak görüyorlar...
Asker, Rumlar için “korku” ise, Kıbrıslı Tükler için güvencedir.
Kıbrıslı Türklerin güvenlik arzusunu Rumlar bir tehdit olarak görmemeli.