Rumların politik oyunlarına gelmeyelim

Abone Ol

1959 Zürih ve Londra Anlaşmalarının  imzalanmasının ardından  6 Mart’ta Kıbrıs’a dönüşünde Makarios: “Bu anlaşmalar Enosis’e sıçrama tahtası olacak” derken  kendisini Yunan Meclisi’nde tenkit eden  milletvekillerine  Yunanistan Dışişleri Bakanı  Averof: “beyler düşünün bir kere   Enosis’e  İngiliz Sömürge Yönetiminden mi , yoksa Kıbrıs Cumhuriyeti’nden  mi daha kolay gidilir” diyordu!...

Bütün bunlar, 1960 Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşuna   giden yolda imzalanan Zürih ve Londra Anlaşmalarının  inkar edileceğinin bir habercisi değil de neydi?

16 Ağustos 1960’da Lefkoşa Anlaşmalarıyla Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edildikten sonra  Makarios’un sağ kolu olan dönemin  İçişleri   Bakanı Yorgacis  hem Kıbrıs Cumhuriyeti Polisinin hem de  Kıbrıs Türk halkına karşı kurulan milis kuvvetlerinin komutanı olup kod adı da “Akritas”  idi.

Günümüzde  Megali İdea  çerçevesinde Enosis hayali ile yaşamaya  devam eden   Rum liderliği bunun bir nişanesi olarak  10 Şubat 2017’de Rum Temsilciler Meclisi’nde “15 Ocak 1950 EnosisPlebisinin” Rum okullarında kutlanması yönünde aldıkları karar Türk tarafında  hayal kırıklığına neden olurken  yaşanan gelişmeler  de görüşme   sürecine indirilen  bir darbe  niteliğindeydi. 

Nitekim , Türk tarafından gelen tepkilerin ardından  müzakere sürecinde yaşanan  tıkanıklık  DİSİ’nin önerisi üzerine 7 Nisan’da  konu kutlama yetkisinin Rum Temsilciler Meclisi’nin  Eğitim Komitesinden alınarak Eğitim Bakanının yetkisine verilmesi sonrası  esas konu ile ilgili niyetlerde  farklı  bir gelişme olmamasına rağmen KKTC Cumhurbaşkanı  sayın Akıncı bunu yeterli görerek görüşme masasına oturmuştur.

Ancak hemen akabinde Anastasiadis Rum Temsilciler Meclisi’nde  alınan son kararı  bu değişikliği Yüksek Mahkemeye taşıyarak yıldırımları üzerinde toplamaya devam etmektedir. Çünkü Rum-Yunan ikilisinin   hedefi olan Enosis, dünden bugüne  Kıbrıs’ta yaşananların   en büyük   nedeni olup  Türkiye ile  Yunanistan’ın ilişkilerini  de olumsuz yönde  etkilemiştir.

9-10-11 Ocak 2017’de Cenevre’de yer alan görüşmelerin 3. gününde halkımıza  ve KKTC hükümetine rağmen  siyasi çözüm adına sayın Akıncı’nın sunduğu  ‘Harita’  olayı  kabul edilemez  bir gelişme olurken Rum tarafının  verdiği ‘harita’ için sayın Akıncı:  “Gerçekten kabul  edilebilecek bir harita değil, bunu kabul  edecek  bir tek Türk de çıkmaz” diyordu.

Bu noktada gerilere gidecek olursak 1959 Zürih ve Londra Anlaşmalarında ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında eşitlik vardı.  Ancak sayın Akıncı’nın göreve başlamasının ardından siyasi çözüm  adına o kadar  taviz verildi ki, günü geldiğinde Kıbrıs Türk halkının bu tavizlere ‘hayır’ diyeceği gün gibi ortadadır.