Kıbrısta olası bir siyasi çözüm olarak düşünülen Federal Kıbrıs Cumhuriyeti/ Federal Devlet/ Birleşik Kıbrıs gibi bir ortaklık devleti Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdeadan kaynaklanan Enosis hayalleri nedeniyle uzun ömürlü olması mümkün değildir. Böyle bir ortaklığın yürümesi tabiatın kanununa aykırı olur!...
Her türlü fedakarlık ve iyi niyetlerle kurulan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti örneği yaşanmıştır. Her iki halkın barış ve huzur içinde yaşaması isteniyorsa, benzeri böyle bir siyasi çözümden biz de büyük güçler de uzak durmalıyız. Benzer şekilde her iki lider de sonu hüsranla bitecek böyle bir girişimden uzak durmalı ve Kıbrısta mevcut gerçeklere uygun bir siyasi çözüm aramalıdırlar….Rumların vazgeçilmez hayalleri ve hedefleri vardır , Kıbrıs Türk halkı Rumun bu isteklerine ‘evet deyip teslim bayrağını çekmez , çekemez ve çekmeyecektir!….
Kıbrıs Türk Halkının Rumlarla ortak bir devlet kurması demek; Türk kimliğinin Kıbrısta kaybolması, Türklüğün Kıbrısta yok olması demektir. Rumların Megali-İdeadan kaynaklanan Enosis hayalleri varken ; dini, dili, ırkı , kültürü tamamen farklı bu iki halkın barış ve huzur içinde bir arada yaşaması mümkün değildir….Bugün Kıbrısta barış ve huzur varsa , Türkler ve Rumlar arasında bir silahlı çatışma yoksa bunu 1974 Barış Harekatıyla Kıbrısa gelen ve bu vatan topraklarında varlığını sürdüren Türk silahlı Kuvvetlerine borçluyuz, anavatanımıza borçluyuz….
1960-1963 yılları arasında Rum liderliğinin , 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası Kıbrıslı Türklere çok haklar verdi, Anayasada 13 madde değiştirilmelidir sesleri hala daha kulaklarımızdadır. Bunu başaramadıkları zaman da Makariosun liderliğinde düzenledikleri 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarıyla Akritas planını devreye koyarak Kıbrıs Türk halkını 1960 Kıbrıs Cumhuriyetinden nasıl dışladıklarını, 11 yıl boyunca nasıl silahlı saldırılarda bulunduklarını, Kıbrıs Türk halkını savunmasız yakaladıkları zaman toplu mezarlara nasıl koyduklarını unutmadık ve unutmayacağız!…
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarıyla birlikte Kıbrıs Türk ve Rum halkları birbirinden fiilen ayrılmışlardır. Bu ayrılık 1974den beri kökleşmiş olup bugün 32 yaşında bağımsız ve egemen devletimiz KKTC vardır. Devletimiz KKTCden vazgeçerek Ruma azınlık olarak yama olamayız, bunu kimse bizden istemesin!...
Olası bir Türk-Rum Ortaklık Devleti ve Garanti Anlaşmaları için Rum ileri gelenleri ne diyor bir bakalım, Kıbrıs Türk halkı olarak kimlerle görüşme masasında olduğumuzu bilelim ve kendimize gelelim:
AB ve diğer büyük güçlerin desteğindeki Rum-Yunan ikilisinin ilk hedefi KKTCni ortadan kaldırmak , Garanti Anlaşmalarından kurtulmak ve de Türk askerinin Kıbrıstan çıkışını sağlamaktır. Rumlar ve onlara destek veren büyük güçler hayal görüyorlar!...
Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis: “…Çözümün anahtarı Türkiyenin elindedir…” diyor. Kasulidis varılacak anlaşmanın AB Kurumları içerisinde işlevsel olması açısından AB normlarıyla uyumlu olması gerekeceğini söylüyor.
Rum Vatansever İttifakı Başkanı Yorgos Lilligas: “… Kıbrıs Cumhuriyeti risk altına konulamaz… Kıbrıs Cumhuriyeti dağıtılarak yeni bir ortaklık devleti oluşturulamaz …” dedi.
Rum İçişleri Bakanı Sokratis Hasikos : “… Bugünün Kıbrısı maalesef , tasarlanan ve EOKA yiğitlerinin mücadele verip kendilerini feda ettikleri Kıbrıs değil…EOKAcıların kemikleri sızlıyor…” diyor.
Anastasiadise göre Kıbrıs Cumhuriyetinin evrimleşmesiyle oluşacak devlette Kıbrıs Türkleri de azınlık olarak yerlerini almalıdır.
28 Aralık 2014deki son Pazar Ayininde Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos:
“Türkiye ‘gerçeklerden söz ettiği sürece Kıbrıs sorunu çözülemez…. Türkiyenin açık bir şekilde iki devletten söz etmesinin , milli davanın çözülmesine müsaade etmediğini, çünkü Kıbrısta böyle bir anlaşmayı imzalayacak bir elin olmadığını ve halkın da böyle bir çözüme onay vermeyeceğini…” söylemişti. Bunu bir kez daha gündeme getirmekte yarar vardır.
Olmaz ama olası bir ortak devlette Megali İdea hayali içinde yaşayan hiçbir Rum , Kıbrıs Türk halkını , kurucu ortak olarak yönetime ve hükümete eşit haklarla ortak olmasını sağlayacak bir anlaşmayı kabul etmez ve etmeyecektir. Çünkü onlar Megali İdea hayali içinde yaşamaktadırlar…Rumlara göre Kıbrıs Türk halkı azınlık haklarına razı olmalıdır.
Rumlarla ortak bir devlet asla kurulamaz!... Gerçekçi olmamız gerekmektedir. Hayal kurmayalım , hiçbir zaman boş umutların peşinde koşmayalım. Rum-Türk ortak devleti ile neler kaybedeceğimizi hiç düşündük mü? Rumlar için Federasyon ara hedeftir. AB normlarının da uygulanmasıyla oluşacak Birleşik Kıbrıs, Kıbrısta Türk halkının sonunu getirecek ve Enosis gerçekleşecektir…
Tarihe dönüp bakacak olursak bu iki halkın hiçbir dönemde bir arada yaşamayı beceremediklerini görüyoruz. Kıbrıs Türk ve Rum halklarının Birleşik Kıbrısta barış ve huzur içerisinde yaşamaları mümkün değildir. Geçmişte yaşadıklarımız , gelecekte yaşayacaklarımızın bir habercisidir, bu böyle bilinmesinde fayda vardır…..
24 Aralık 1963de Lefkoşada Kumsal mevkiinde ve Türkelide; 14 Ağustos 1974de Atlılar, Muratağa-Sandallar ve 15 Ağustos 1974de Taşkentte yaşanan katliamları ve soydaşlarımızın toplu mezarlara konulmalarını unutamayız….
Tarih sayfalarına baktığımız zaman Girit ve Kıbrıs üzerinde oynanan oyunların ayni olduğunu görüyoruz. Oyunun adı tabii ki Enosistir ve başrollerde de Yunanistan , Rusya, İngiltere ve Fransa vardır... Değişen tek şey vardır; o da yer ve zamandır!.. Tarihi gerçekleri bilmekte yarar vardır…Girite yönelik Yunanistan politikaları da tıpkı Kıbrısta olduğu gibiydi!...
Olası bir siyasi çözümde Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve geleceği, egemenliği , self-determinasyon hakkı esastır…Kıbrısta 32 yıllık KKTC gerçeği vardır, bir anlaşma adına KKTCden vazgeçilemez….KKTC yaşatılmalıdır... Rumlarla ortak bir devlet kurulamaz, kurulsa da uzun ömürlü olamaz!...
Federasyon gibi bir siyasi çözüme evet diyebilmek için her şeyden önce en azından 52 yıldan beri verdiğimiz milli mücadelemizi unutmamız gerekmektedir…
Federasyon gibi bir siyasi çözümle , temelinde şehitlerimizin canı ve kanı olan KKTC ortadan kalkacaktır. Bunu göğüsleyebilir miyiz?
Federasyon gibi bir siyasi çözümle göndere çekilen bayraklarımızın indirilmesini kabul edebilecek miyiz?
Federasyon gibi bir siyasi çözüme neden ‘evet dediğimizi şehitlerimize izah edecek bir babayiğit var mı?....