Ellerinde Rum taşınmaz malı bulunduran, ancak, KKTC yetkililerinden tapu-Koçan alan, yüzlerce, binlerce insan tedirgin.
Siyasi liderlerin, politikacıların, sendikacıların, Ticaret ve Sanayi odaları sorumlularının konuşmaları, beyanatları, görüşleri ve açıklamaları, insanları şaşkına çevirdi.
Sanki de , ben, çok biliyormuşum bu konuları gibi, bana soranlara ne diyeceğimi kararlaştıramadım. Bir köşe yazısı yazdım hepsi o kadar.
Ben de, mütezarrır olacak insanlar kadar huzursuzum.
Müzakereciler, toprak, mülk, mal konularını ele almış.
Almış da bir çözüm mü getirmiş.
Ne olduğunu, olacağını Rum medyası yazıyor, tahminler yürütüyor. Resmi açıklama yok. Yetkililer teğet geçiyor bu karmaşık konuları.
Kimileri , “toptan” takas ile halledilecek kehanetinde bulunurken, kimileri, kişilerin, gerçek mal sahiplerinin (ellerinde gerçek, geçerli, uluslararası hukuğun tanıdığı tapu bulunduranlar) sorunu “tazminat, takas ve satış yolu ile” kendilerinin , anlaşarak halledeceklerini ileri sürüyor.
Etrafta dolaşan şaiyalar ve Rum medyasının iddialarına göre, şu kadar Rum KKTC ye gelip yerleşecek. Nerelere yerleştirilecekler? Eski mallarına, köylerine, evlerine mi ? Şu anda o mekanlarda oturanlar ne yapacak, nereye gidecek ? Onlar da Güneydeki mallarına mı dönecek ?
Nedir, kapılar arkasındaki mutfakta pişirilen?
Halka , buyurunuz, yeyiniz önünüze konanı mı denecek?
Karşılıklı takası anladık da, tazminat sözkonusu olduğunda kimler ödeyecek, nasıl hesaplaşılacak ne kadar ödenecek? Bir Rum, bir Türk bir de yabancıdan oluşan komisyon kurulacakmış.
Hatırlayanlar bilirler. Bir zamanlar da bir Alman Anayasa uzmanı, sanırsam Forştof görevlendirilmişti. Hiçbir yere varılmadan, “Türk yanlısı” dedikleri bir kararı nedeniyle, adamı yediler. Şimdi bu komisyondaki yabancı adilane, hukuki davranış içine girerse yaşatılacak, sözüne , kararına itibar mı edilecek ?
Herkesin, özellikle de “dava” dedikleri uğruna, kanını, canını verenlerin aileleri , Rumların “Attila hattı” dedikleri KKTC sınırlarını aşıp Kuzey Kıbrısa yerleşmelerini nasıl karşılayacak ?
8-9 Ağustos, şanlı Erenköy direnişinin yıl dönümü kapıda.
Orada can veren , kan döken üniversitelilerimizin, köylülerin, mücahitlerin çabaları, direnişleri, çektikleri cefalar, ızdıraplar, bir anda unutulacak, unutturulacak mı?
yıllarında evinden köyünden, malından, tarlasından, bahçesinden göç ettirilenlerin söyleyecek hiç mi sözü olmayacak?
Bu mal-mülk-toprak konusu, hangi kriterlere göre ayarlanacak ?
Yok mu, endişe ve merakla bekleyen binlerce insanımıza bilgi verecek olan yetkili bir makam ?
Öyle üstünkörü, aldatmaca beyanatlar yetmez. Şeffaflık nerede? Halkın bilmesi gerekenler halktan gizlenemez.
Çözüm ise çözüm, barış ise barış, ammaaaa, 1974 öncesine dönüşü kim kabul eder diye sorulacak mı bu fedakar, cefakar, liderlerince yıllarca narkozlanarak, uyutulan halka!!
İyi niyet varsa, yıllar değil, birkaç ay içinde çözümşlenirmiş Kıbrıs sorunu.
Anastasiades ve Akıncı birlikte tiyatro seyretmiş, konser izlemiş da, olumlu hava varmış.
Ne yani !! Rahmetli Denktaş ile Klerides sosyal etkinliklere, ailecek görüşmelere yıllarca devam etmedi mi ? Yiyip içip, şakalaşmadı mı ?
Yorgo Vasiliyu Kıbrıs Türklerine yakınlık, yumuşaklık, esneklik göstermedi mi ? İki yoldaş, komradlar Talat ile Hristofyas az mı dost idiler ?
Kıbrıs sorununun öyle dostluk mostluk, sosyal yakınlaşma ile çözümleneceği umudunu vermek bence çok yanlış ve aldatıcı.
Var mı iki taraftada iyi niyet, ciddi ödün vermek, birbirinin sıkıntılarını, sorunlarını, kırmızı çizgilerini anlamak gayreti? Karşısındakin haklarına saygılı olmak ? Yok. Katı tutumlar ve politikalar devem ettiği sürece Kıbrıs sorunu çözülmez.
Baksanıza, garantiler konusunu içeren bir referandumu dahi kabul etmeyeceklerini açıklıyor, Yannakis Omiru , ELAM ve eski EOKAcılar.
Kıbrıs Türklerini, lütfen, sonu belirsiz maceralara sürüklemeyiniz. Türkiyenin başını da, önündeki belalardan gayri, başka, ciddi belalara sokmayınız.
Hukukculara, Başsavcılara, rahmetli Zeka Beye, Zaim Necatigile, Oktay Feriduna ve diğer değerli uzmanlarımıza kulak tıkayan beyefendiler gelsin de çözsün Kıbrıs sorununu, toprak, mal mülk, garanti düğümlerini.