Sebep bizler değil miyiz?

<p class="MsoNoSpacing"><span>Geriye dönüp baktığımızda hep aynı serzenişler, sızlanmalar, hep aynı şikayetler dertler. </span></p> <p class="MsoNoSpacing"><span>Bir süredir mevsimi gelmesine rağmen yağmurların başlamamasından şikayetler,...

Abone Ol

Geriye dönüp baktığımızda hep aynı serzenişler, sızlanmalar, hep aynı şikayetler dertler.

Bir süredir mevsimi gelmesine rağmen yağmurların başlamamasından şikayetler, feryatlar adeta tavan yapmıştı!

Az kalsın neredeyse yağmur duasına çıkılacaktı!

Aralık ayının son günlerinde Tanrı ihsanı bereket yağmaya başladı.

Bu kez sıraya, bazı bölgelere yağan yoğun yağmur nedeniyle karşılaşılan olumsuzlukların dillendirilmesi girdi.

Bazı kırsal alanlardaki köprüler hasar gördü, yollar oluşan selden görülemez oldu.

Lefkoşa gibi yoğun yerleşim bölgelerinde her zamanki gibi kanalizasyon oluşan tıkanıklıklar nedeniyle suyu çekmedi göller oluştu!

Girne de araçlar sele kapılarak dereye gömüldü.

Girne sokakları adeta denizle bütünleşmiş gibi bir görüntüye büründü.

Sebep: Yapılaşma nedeniyle doğaya yapılan müdahaleler.

Dere yataklarına, su yollarına yapılan apartmanlar, evler.

Aynı durum diğer şehirlerimizde de söz konusu. Para kazanma hırsıyla doğayı hesaba katmadan gerçekleştirilen yapılaşmanın elbet bir bedeli olacak. Sonuç işte bu şekilde karşımıza çıkacak.

Girne de belediye görevlilerinin tıkanan yerlere müdahale etmesiyle ortaya çıkan acı gerçek var. Bu kez acı gerçek bir şamar gibi yüzümüzde şakladı.

Meğer tıkanıklıklara neden insan marifetiymiş! Atılan poşetler, pet şişeler, akla hayale gelmeyecek pislikler.

Pek iyi böyle bir sonuç karşısında kimi ya da kimleri suçlamak lazım.

Seller de oluşsa, ortalığı su gölleri boğsa, bunun sorumlusu bizler, biz vatandaşlar değimliyiz?

Şikayette bulunma hakkına sahip miyiz? Hangi yüzle şikayetçiyiz?

                                                  ***************

Dün TDP nin Kurultayı yapıldı. Sonuçları Kıbrıs Türk toplumuna hayırlı ve de uğurlu olsun.

Benim üzerinde duracağım konu kurultay sonuçları değil.

Benim üzerinde duracağım konu UBP nin yaktığı meşalenin ışığının, kendinden sonra TDP ye de yol göstermiş olmasıdır.

TDP Kurultayını belki yazıldığı kadarıyla yapamadı ama iradesine baş vurulan partili sayısı 3000 olarak açıklandı.

Bu da gösteriyor ki UBP ile başlayan katılımcı ve paylaşımcı demokrasi hamlesi bir çığ gibi büyüyerek KKTC deki diğer siyasi yapıları da etkileyerek bu oluşuma katılmalarına neden olacak.

 

Ne diyelim Kıbrıs Türk halkına hayırlı ve uğurlu olsun!