Özel Danışman Eide ortaya çıkan son olumsuz gelişmelerden sonra mekik diplomasisi uygulamaya başladı.
Bir yandan tarafları uzlaşı yolunda yüreklendirmeye çalışırken diğer yandan da tarafları gücendirmemeye uğraşıyor.
Türk tarafının konuların bir konferans çerçevesinde görüşülmesi teklifinin BM’nin de tezinin de bu doğrultuda olduğu ve konuları gruplandırma çalışmasını da bu nedenle yaptığını kaydediliyor ama diğer taraftan BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel DanışmanıEide, Anastasiadis’in önerisine (konferansın toplanması, Güvenliğin görüşülmesi, anlaşmaya varılması ve ardından Toprağın görüşülmesi. Toprak’ta anlaşmaya varılırsa diğer konuların da görüşülmesine başlanması) olumlu bakıyor.
Bir tarafa “Sen haklısın, görüşlerine katılıyoruz” derken diğer tarafa da aynı sözlerle yaklaşılıyor!
Ve bu tutumdan bir uzlaşma çıkacağı umut ediliyor!
“Arkasından ne çıkarsa çıksın yeter ki bu sorunu halletmiş olalım” yaklaşımları içinde Kıbrıs ta yaşayan iki halkı bir süre sonra ateşin içine yeniden atmaya çalışıyorlar.
Bu kabul edilebilecek bir şey değildir.
Anastasiadis bir an önce Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanmaya çalışıyor.
Güneyde seçime odaklanmak demek gerçek düşüncelerin dağarcıktan dışarıya dökülmesi demek.Nitekim arada bir Türk tarafından tepki çeken söylemlerin nedeni bundan.
Aksi takdirde Rum halkından geçerli oy alması mümkün değil.
Rum halkı ne istiyor?
Adanın tek hakiminin Rumlar olduğunun kabulünü istiyorlar.
Kıbrısta yaşayan Türkleri biat etmiş azınlık olarak görmek istiyorlar.
Asla eşit statüde bir ortak olarak görmüyorlar.
Bunun bir uzantısı olarak dönüşümlü başkanlığa asla müsamaha dahi gösterilmiyor.
İleriki zamanlarda doğabilecek olası olumsuzluklarda başına Türkiye topuzunun inmemesi için garantörlüklere sıcak bakmıyor.
Garantiler dillendirmek bile istenmiyor. Türkiye den adaya göç etmiş TC kökenlilerin sayılarını en aza indirebilmenin yolları aranıyor.
Hani Fakir Baykurt un “Buzlar Çözülmeden” eseri var ya, tıpkı bu eserdeki gibi seçim propaganda süreci başlamadan tarafları bir noktaya getirme telaşı içinde mekik diplomasisine baş vuruluyor.
Hele Hidrokarbon yataklarındaki Kıbrıs Türkünün payı hiç hesaba katılmadan göz göre göre yangından mal kaçırma telaşı içinde “uzlaşıya çok yakınlaştılar” açıklamalarıyla çocuk kandırmaya çalışıyorlar.