Seçmene çağrı

Abone Ol

TAKDİR MAKAMLARININ
Bürokrasinin belki de en klişe ama en içerikli söylemlerinden biridir “TAKDİR MAKAMLARININ”..
Astlar, danışmanlar uygun görmedikleri, değişmesi gerektiğini düşündükleri ve doğrudan yanlış gördüklerini üstlerine aktarırlar ve hiyerarşinin bir gereği olarak sözlerini “ takdir makamlarının” diye tamamlarlar.
ZAMAN HIZLI GEÇİYOR. YİNE BİTMEYEN SEÇİM MEVSİMLERİ BAŞLAYACAK!
Seçimlerde, en üst makam, seçimden, seçime hatırlanan seçmendir. Bugün seslenişim demokrasinin vaz geçilmezi seçmenlere olacak..
SAYIN SEÇMENLER
1. Demokrasi ve hoşgörü kültürünün örneklerinin özgürce sergilendiği bir ülkede yaşıyorduk. Ne büyük lütuftu. Geçmiş zaman kullandım. Çünkü, bu kültürün örnekleri, artık, nadir görülüyor.
2. İstisnalar hariç, siyasiler ve seçmenler “Sistem hasta” deyip, bol bol tanı koyuyorlar, sosyolog doktorlar olarak ama tedavi adına somut adımlar atmaktan imtina ederek..
3. Sistemin en büyük hastalığının küçük coğrafyalarda: süreci seçmenlerin küçük ya da büyük çıkarlarının belirlediği ve büyük ölçüde adayların bu yaklaşıma uyumlanmasından kaynaklandığı konusunda sanırım hemfikiriz.
4. Sistem hastalığının bir diğer önemli sebebinin de istikrarsız hükümetler ve buna bağlı yasal süreler tamamlanmadan, sürekli seçime gidilmesi olduğunun da farkındayız herhalde..
5. İstisnaları tenzih ederek, seçilmiş yönetenlerin atamalarda liyakat gibi en temel unsuru yok sayarak, atama yaptıklarını görüyor muyuz?? Tabiki evet, hem de yıllardır..
6. Ekonominin kamburu olduğu sıklıkla ifade edilen, müşavirlerin de, ökse otları gibi kendiliğinden var olup, çoğalmadıklarının da farkındayız diye var sayıyorum.
7. Kamu reformu adına başlatılmış onlarca projeye harcanan emek ve bütçeden bu projelere aktarılan kaynakların da heba olduğunu da görüyoruz değil mi?? Emsali az görünür yarım kalan projelerimizle “ACI GERÇEKLER” adlı bir müze kurabiliriz sanıyorum.
8. Sahi bütün bunları yapan seçilmişler, gökten zembille mi indiler?? Onları biz seçtik. Bunu hiç sorguluyor muyuz?? PEKİ YA VERGİLERİMİZ? BİZE HİZMET OLARAK DÖNÜYOR MU?
9. Seçimlerin sadece adayların değil seçmenin de sınavı olduğunu ne zaman fark edeceğiz??
10. Seçmen zihniyeti değişmeden, oturup, sistemi ve seçtiklerinizi eleştirmenizin hayatınızdan çaldığı zamana, hiç acımıyor musunuz? Çözüm odaklı eleştirel yaklaşım sergileyenler, ortak aklı paylaştıklarınızla, ortak adımlar atmayı düşünmez misiniz?
11. Anormal bir dönemde, daha hangi anormal koşulların bizi beklediğini bilmezken, her şey normal gibi davranma lüksümüz var mı?
12. “Nasıl olsa hiç bir şey değişmeyecek” diyerek, elimizde ki tek gücü, oyumuzu heba edip, sandığı boykot etmek neyi değiştirecek? Bir cevabınız var mı?
13. Her birimiz zaman zaman çok öfkelendik, haksız da değildik.. Oysa ki içinde bulunduğumuz anormal koşullar ne övgü ne sövgü zamanı değil.. Hayatta ve ayakta kalma zamanı.. Süreci daha da karmaşık hale getirmemek için seçimilerin, seçmenin de sınavı olduğunu idrak etmek hepimize biraz iyi gelecek.
14. Zihniyetlerimizde devrim yapmazsak, Ömer Hayyam’ın dediği gibi “türkü aynı türkü, sazın teli değişti” değil, “ sazın teli de aynı” örneklerini yaşaya yaşaya ömür tüketiriz.
15. Ülkenin çıkarlarını, bireysel çıkarlarının önünde tutan siyasilere ve seçmenlere selam olsun..
SAYIN SEÇMENLER
TAKDİR MAKAMLARININ
YAZ SICAĞINDA NİYE Mİ KIŞLIK KIYAFET? ONU DA SİZ BULUN!