Şımarıklık pirim gördüğü sürece, adada uzlaşıyı beklemek hayaldir!
İşte 27-28-29 Nisanda yapılacağı kesinleşen 5+BM toplantısının akıbetini şimdiden söylemek mümkün.
Görüşme tarihleri belli olduktan sonra, Rum ve Yunan ikilisinin Türkiye ye yaptırım konusunda başlatmış oldukları girişimler, uzlaşı için ileri sürülen şartların içeriği, yapılacak toplantının seyrini ve de akıbetini ortaya koyar nitelikte.
Ne diyor Anastasiadis, “Türkiye’nin Rum yönetimini tanıması şart” diyor.
Üç garantörden biri olan Türkiye, Zurih ve Londra anlaşmaları ile oluşturulan Kıbrıs Cumhuriyetindeki Türk ortağın haklarını gasp ederek kapı dışarı bırakan bir yapıyı nasıl tanısın?
On bir yıl devam eden mezalimler sonrasında 15 Temmuz 1974 te Kıbrıs’ın tamamının hakimi olabilmek için Yunan cuntası ile birlikte adada ayaklanma başlatan, katliamlar yapan bir yapıya neden ve nasıl inansın?
Anastasiadis bir başka bir şey daha söylüyor “iki devletli çözüm isteğinden ve de garantilerden vaz geçeceksiniz” diyor.
1955 ler 1958 ler bir tarafa, Kıbrıs ta iki toplum arasındaki olayları 1963 Aralığından itibaren ele aldığımızda, eli kanlı Rum ortağın ne denli güvenilmez olduğunu ve adanın tamamının mutlak hakimi olabilmek için yıllardır uzlaşı yolunda yapılan görüşmelerde bile masada olumsuzluklar yarattığını görmezden mi gelsin.
Garantörlüğün hafifletilebilmesi için iki devletli çözümden başka bir yol kalmadığı ortada. Kıbrıs Türklerinin elli iki yıldan beri güvence içeren bir çözüm istemesinin nedenleri bu!
Anastasiadis yürekten bağlı olduğu anavatanı Yunanistan la beraber yürümek durumunda. Doğu Akdeniz’i bir Yunan gölü yapabile sevdasından olacak Türkiye’ye “Yunanistan'ın isteklerini kabul edeceksiniz “ doğrultusunda şartlar koşuyor. Akdenizdeki hidrokarbon zenginliklerine tek başlarına sahip çıkabilmenin yollarını arıyorlar. Libya ile Türkiye arasındaki iş birliği anlaşmasını yıkabilmek için her melaneti denediler ama başaramadılar.
Bunları yaparken de işin içine AB yi katmayı ihmal etmiyor ve “bunlar Türkiye nin AB ye karşı olan sorumluluklarıdır” diyor.
Türkiye ile AB arasındaki uzlaşının, Rum ve Yunanlıların onayından geçmesi halinde mümkün olabileceği düşüncesini bir koz olarak kullanmaya yelteniyorlar!
Son olarak Türkiye nin Ortak Pazar üyeliğini askıya alama tehdit ine baş vurdular.
Türkiye nin o üyeliği ki, Kıbrıs Rumlarına AB kapılarını açan tavizlerin başını çekmektedir.
O üyelik ki, Türkiye ile Ortak Pazara üye ülkeler arasında milyarlarca dolarlık iş anlaşmalarını içermektedir.
Ne var ki dünya tarafından şımartılan Rum ve Yunan ikilisi, dünyanın merkezi olarak kendilerini görmektedir. İşte bu şımartılmalar devam ettiği sürece adada uzlaşıyı beklemek bu nedenlerle hayaldir!