Sınıfta kalanlar

<p class="MsoNoSpacing"><span>Sınıfta kalanlar, bu kez, öğrenciler-çocuklar değildir. </span></p> <p class="MsoNoSpacing"><span>Onlar,

Abone Ol

Sınıfta kalanlar, bu kez, öğrenciler-çocuklar değildir.

Onlar,  2015-2016 ders yılının  başlangıç günü, okullarına koştular... Tertemiz giysileri ile ,büyük bir heves ve istekle  okul bahçesinde  toplandılar.

Derseleri başlatacak,  çocuklarımızla,  öğrencileri ile kucaklaşacak  öğretmenler ortada yok.

Ya ne varmış okulda ? Eylem, grev !!

Bazı  öğretmenler  isteklerinin kabul edilmediği gerekçesi ile sınıflara girmedi, dersleri başlatmadı.

Çocuklar ve ebeveyinler hayal kırıklığına uğradı..Ağladılar, ağlaştılar... Ebeveyinlerden haklı şikayetler  yükseldi.

Terbiyesi, kültürü yüksek , değerli öğretmenlerimiz bilmiyorlar mı ? hak ararken, grev ve eylem yaparken,  başkalarının haklarına tecavüz edemeyeceklerini!!. Hele, hele,  çocuklarımızın haklarına,  onları mağdur edemeyeceklerini ?

Hiç kimse  öğretmenlerin bu tür hak arayışına, ve taleplerine destek vermez. Veremez. Bu da biline.

Eğitimde sorunlar varsa, onları halletmek görevi ve sorumluluğu ilgili bakanlığın ve hükümetindir.

Öğretmenler okullarda  sorun halletmek veya sorun yaratmak için görevli değillerdir. Onların TEK  görevi, disiplinli, bilgili, terbiyeli, başarılı öğrenciler yetiştirmektir.

Bir an önce  bu  grevden ve sendikacıların kışkırtmalarınadan  vazgeçilmelidir.

İlgilileri, sendikacıları, grevcileri ve genelde bütün öğretmenleri  yakışır şekilde hareket etmeye davet ediyoruz.

Senede üç ay yaz tatili, milli günler, dini günler tatillerinin ardından ,artık evlatlarımıza eğitim vermeye bakmalarını isteriz.

**   **    **

HAYVANCILAR  ÇİFTCİLER

Hayvancılar da, çiftciler de ayaklandılar. Onlar da hak arıyorlar. Pahalılıktan, maliyetlerden, ürettiklerinin karşılığını alamamaktan  yakınıyorlar. Hükümet edenlerin sorunlarına  ilgi göstermediklerini, kendilerine kulak vermediklerini haykırıyorlar.

Diğer bir yanda, bazı politikacılarımız, siyaset adamlarımız da, özellikle UBP  mensupları isyanları oynuyorlar. Kurultay öncesi onlar da  hak hukukdan demokrasiden bahsediyorlar.

KKTC de  şikayet etmeyen mi kaldı ?

Ne otorite var,  ne olumlu ve sorunsuz icraat.

Müdürler, müsteşarlar, yurtdışı temsilciler tayin ediliyor. Görevden alınanlar var... Onlar da şikayetci.

Ne  kaos ortamı oluşturdular bu ülkede  kimse farkında değilmiş gibi davranılıyor. Durumun farkında olanlar haykırıyor. Haykırışları  dağlara, işitmez olan kulaklara  çarpıp kaybolup gidiyor. Bari gürültülü yankı  yapsa !!

Yirmisekiz ülkede KKTC temsilciliği varmış... Haritada  zor bulunan minnacık yerlerde bile. Bahrein de Amama mı, Mammı mı nerede ? Hiç duydunuz mu ? Ne yapıyor ordaki ve diğer ülkelerdeki temsilcilerimiz ?

Sorunuz ve Hükümetten, Dışişleri Bakanlığından cevap isteyiniz. Verecek cevap bulamazlar, çünkü,  o yerlerde yapılan hiçbir iş ve hiçbir ülke ile  resmi-gayri resmi ilişkiler de yoktur.

İşte böyle bir KKTC. Öğretmeni, hayvancısı, çiftcisi, memuru, sendikacıları, üreticisi, sanayicisi, turizimcisi  şikayet deryasında boğulmuş.. Herkes hak aradığı iddiasında , ama, başkalarının haklarına da  tecavüz etmemezlik  edilmiyor, saygılı olunmuyor.

İyiniyet, uzlaşı, samimiyet maalesef yok. Halk yararına çalışmak çoktan gerilerde kaldı, tarih oldu bu ülkede.

Kısacası  , HEPİMİZ,

ÖĞRETMENLERİMİZ DE, HAYVANCILARIMIZ DA, ÜRETİCİLERİMİZ  DE,  BAKANLARIMIZ DA,  BAKMAYANLARIMIZ DA  MÜDÜRLERİMİZ DE, MÜSTEŞARLARIMIZ DA, DANIŞMANLARIMIZ DA, AMME MEMURLARIMIZ DA, POLİSİMİZ DE, GARDİYANLARIMIZ DA,  MEDYAMIZ DA ......

 SINIFTA  KALDIK.

 

 Aman!! ,medya dedim de, bakarsınız yine saldırıya uğrarım. Geçmişte darbedilmiştim de !!!!!!