banner913
banner932
banner1059

“Egemen eşitliğimiz kabul edilmeden müzakereye geçmeyiz”

banner1020

New York’ta BM Genel Sekreteri Guterres ile görüşen Cumhurbaşkanı Tatar “Egemen eşitliğimiz ve eşit statümüz kabul edilmeden resmi müzakereye geçmemiz mümkün değil” dedi

banner1045
“Egemen eşitliğimiz kabul edilmeden müzakereye geçmeyiz”

banner971
Özlem Şahin ŞAKAR- New York

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ‘’Kıbrıs meselesinin özünde egemen eşitliğimiz ve eşit statümüz vardır, bunlar kabul edilmeden resmi müzakereye geçmemiz mümkün değil’’ dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar New York’ta BM Genel Merkezinde Genel Sekreter Antonio Guterres ile görüşmesinin ardından Türkevi’nde basın toplantısı düzenledi.
Genel Sekreter Guterres’e Kıbrıs meselesinin geçmişini kısaca anlattıklarını, Kıbrıs Türk halkının ayrı bir halk olarak mücadelesini vermekte olduğunu aktardığını bildirdi.
‘’Kıbrıs meselesinin özünde egemenlik meselesi yatmaktadır’’ diyen Tatar, Rum liderlerin açıklamalarında güya bir federal anlayış olduğunu, ama aslında akıllarında hep eski Kıbrıs Cumhuriyeti olduğunu, AB’yi de kullanarak, Kıbrıs Türk halkının Türkiye ile bağlarını koparmak istediklerini ifade etti. Tatar, ‘’Biz her zaman iletişimden yana olmuşuzdur, ancak biz iki yıl önce Cenevre’de egemenlik temelinde, egemen eşitlik kabulü olmadan resmi müzakere sürecine girmeyeceğimizi tekrar Sayın Genel Sekretere ifade ettik’’ dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Genel Sekreter Guterres’in de buna anlayış gösterdiğini belirterek sürecin ancak herkesin özgür iradesiyle ve her iki tarafın da kabul edebileceği çerçevede bir anlaşma için bir zemin oluşturabileceğini söylediğini aktardı. ‘’Sayın Genel Sekreter bize hiçbir zaman baskı yapmayacağını ifade etmiştir’’ diye konuşan Tatar, ‘’Meselenin özünde hep Rum tarafının bizleri bastırmak için, izole etmek, ambargoların sürdürülmesi için bizimle dost ülkelerin, Türkiye Cumhuriyetinin gayretleriyle, ilişkilerimizi geliştirmek için bizlerin yapmakta olduğu çalışmalara hep gölge düşürmek vardır, bunun için Rum tarafı için bir bakıma tehditler de savurmaktadırlar’’dedi.
Rum tarafının amacının Türk Kıbrıs tarafını umutsuzluğa düşürerek kendilerine yama etmek olduğunu anlatan Tatar, buna asla evet demeyeceklerini belirtti ve ‘’Kendi devletimizle en az 60 yıldır geldiğimiz aşamada artık egemen eşitlik ve eşit statü bizim amacımızdır. Yani Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa bu ancak iki devletin işbirliğiyle olabilir’’ dedi. Tatar bunun kabulü durumda resmi müzakerelerde Kıbrıs meselesinin çeşitli boyutlarını görüşebileceklerini belirtti.
Türkiye’nin anavatan ve garantör ülke olarak Kıbrıs Türklerinin yanında olduğunu ve ‘’bu yeni siyaseti’’ istişare içinde yürüttüklerinin altını çizen Tatar, ‘’Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 77. ve  78. Genel Kurulunda verdiği mesajlar da bu yöndedir, artık gelinen aşama itibariyle Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve tanınması gerekir, ancak o şartla Kıbrıs’ta bir anlaşma olabilir’ dedi.
Tatar bu kapsamda diyalog ve iletişimin de fevkalade önemli olduğunu belirterek iki taraf arasında güven tesis edilebilirse, ortak zemin bulma aşamasına gelinebilirse Kıbrıs müzakere masasını bir tarafa bırakıp iki taraf arasında işbirliği yapılabileceğini de söyledi. Cumhurbaşkanı bu kapsamda Temmuz ayında yenilenebilir enerji, elektrik, düzensiz göç, mayınların temizlenmesi gibi çeşitli alanlarda işbirliği önerisinde bulunduklarını hatırlatarak ‘’Yani iki eşit taraf arasında eğer böyle bir gelişme onaylanabilirse Sayın Genel Sekreterin başkanlığında üçlü bir görüşmeye (trilateral) hazır olabileceğimi kendisine aktardım’’ dedi. Genel Sekreterin bunun değerIendirmesini yapacağını söyleyen Tatar, ‘’Kıbrıs meselesinin özünde egemen eşitliğimiz ve eşit statümüz vardır, bunlar kabul edilmeden resmi müzakereye geçmemiz mümkün değil’’ diye konuştu. Şu anda resmi müzakereye oturmak için şartların uygun olmadığını, Rum tarafının işbirliğine yanaşmadığını söyleyen Tatar, işbirliğinin hem iki tarafa hem de bölgeye yarar getireceğini anlattı.
HASPOLAT’A KAPI ÖNERİSİ
Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Kıbrısla ticaretin artabilmesi, giriş çıkışların daha rahat olabilmesi için Haspolat’ta ticari bir kapının açılması için bir önerilerinin olduğunu da belirterek bu önerilerinin değerlendirilmesi gerektiğini, Metehan’da çok büyük kuyruklar ve sıkıntılar olduğunu söyledi. Genel Sekreterin de bunun doğru bir yaklaşım olduğunu kaydettiğini aktaran Tatar, Genel Sekretere de teşekkür etti.
‘’Kurucu ortak olarak Kıbrıs Türk halkının amacı barış, huzur ve güvenlik içinde yaşamaktır,’’ diye konuşan Tatar, Kıbrıslı Türklerin Rumlar kadar hakkı, hukuku ve adada yaşama hakkı olduğunu söyledi. Ancak şu an izolasyon, ambargo ve kısıtlamalarla Kıbrıs Türk halkının önünün tıkandığını, ama buna rağmen KKTC’nin bu aşamada sahaya bakıldığında bir devlet olarak yoluna devam ettiğini söyledi.
Rum tarafının yıllarca federal temelli bir anlaşma için zaman kaybına yol açabilecek nitelikte hep boşa çıkmış, tüketilmiş ve hiçbir zaman netice vermemiş federal çerçevede bir anlaşma peşinde olduğunu, ancak bu zeminin artık hiçbir hükmünün kalmadığını, şartların çok değiştiğini ve bunu BM’nin de bildiğini belirten Tatar, ‘’60 yıldır bu mesele devam ediyor, 60 yıldır Kıbrıs Türk halkı büyük bir haksızlıkla karşı karşıyadır’’ dedi.
Annan Planına evet demelerine rağmen Kıbrıs Türkler’ine karşı ambargoların ve izolasyonların devam ettiğini belirten Tatar, ‘’KKTC’nin yeni Havalimanına dahi direk uçuş yoktur, bütün bunlar engellenmektedir’’ dedi.
Annan Planına hayır diyen Rumlar’ın ise AB’ye alındığını ve AB içinde Yunanistan ile birlikte AB’nin tüm mekanizmalarını kullanarak bir blok olarak Kıbrıs Türklerini engellediklerini anlattı.
Türkiye’nin desteğiyle haklı mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini ifade eden Tatar, ‘’Haklıyız ve bu haklılığımızı uluslararası platformlarda, meşru zeminde Kıbrıs Türk halkının özden gelen hakları temelinde sürdürüyoruz’’ dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’deki konuşmasında KKTC’nin tanınmasına yönelik çağrısını değerlendirilmesi istenen Tatar,  Erdoğan’ın bu genel kurulda bu çağrıyı bir kez daha tekrarlamasının bu mesajı daha güçlü hale getirerek bütün dünyaya yaydığını vurguladı. Bu mesajın dünyaya Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa bunun ancak Kıbrıs Türkler’inin bu anlaşmanın bir parçası olursa olabileceğini bir kez daha ilettiğini kaydeden Tatar, meselenin özünde Rumlar’ın adanın tek sahibiymiş gibi davranmaları ve  bu şekilde muamele görmelerinin olduğunun altını çizdi.
Kıbrıs Türklerinin bir anlaşmaya ‘’entegre edilemeyeceğini’’ vurgulayan Tatar, ‘’Federal temelli bir anlaşma için yapılacak bütün gayretler boşa çıkmıştır. Hep son anda Rum tarafı oyunu bozmuştur. Rum tarafının gerçek niyeti bu meseleyi uniter yapıya evrimleştirmektir. Amaçları Türkiye’nin adadan çekilmesi, bağlarımızın koparılması, sıfır asker sıfır garantidir, Kıbrıs Türk’ünü bir bakıma asimile etmektir, osmosis yoluyla bizleri tüketmek ve adayı tamamen bir Yunan adası yapmaktır.’’ Buna izin vermeyeceklerini belirten Tatar, ‘’Bir anlaşma olacaksa iki devletli olmalı, Kıbrıs Türkler’i bunun mutlak bir parçası olmalıdır’’ diye konuştu. Türkiye’nin de büyük desteğiyle Kıbrıs Türk’ünün sıfırdan devletini kurduğunu da belirten Tatar, KKTC’nin kendi demokrasisi, kendi kurum ve kuruluşları olduğunu söyledi.
Kıbrıslı Türkler’in bağımsızlığının ‘’iki devletli bir çözüm ile taçlandırılacağını’’ söyleyen Tatar, bu kapsamda kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı da minnetle andı.
Cumhurbaşkanı Tatar, ‘’Türk Devletler Teşkılatı’nın gözlemci üyesi olarak biz Doğu Akdeniz’de KKTC olarak bir bakıma bütün Türk dünyasının temsilcileriyiz’’ dedi.
‘’GENEL SEKRETER GERÇEĞİ GÖRMÜŞTÜR’’ 
Tatar, HALKIN SESİ muhabirinin Rum lider Nikos Hristodolidis’in konuşmasında kendisine muhatap olarak KKTC yerine Türkiye’yi alır görünmesi ve BM temsilcinin atanıp atanmayacağıyla ilgili sorusu üzerine ise, Genel Sekreterle görüşmesinde Rum liderinin söylediklerine yanıt verdiğini anlattı. Rum liderin radikal kesimlerin desteğiyle seçildiğini, aklında üniter bir yapı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, Rum liderin amacının Kıbrıs Türk insanını Rum tarafına çekmek olduğunu, bu yöndeki önerilerinin son derece samimiyetsiz olduğunu söyledi.
Tatar, ‘’Eğer Rum tarafı Kıbrıs’ta iki ayrı tarafın, iki ayrı bağımsız halkın ve dolayısıyla iki ayrı devletin olduğunu kabul etmezse, karşılıklı saygı çerçevesinde Kuzey Kıbrıs hükümetinin varlığını inkar etmeye devam ederse Kıbrıs’ta kalıcı ve sürdürülebilir bir barışın da olması mümkün değildir’’ dedi.
Rumlar’ın şımartılmaya devam edildiğini de söyleyen Tatar, ancak BM Genel Sekreterinin tarafsız olmayı sürdüreceğini kendisine bir kez daha vurguladığını da belirtti. Genel Sekreterin tarafların özgür iradeleriyle yapacakları müzakereler sonunda her iki tarafın da onay vereceği bir çözüm şeklinin uygun olduğunu ve bu konuda iki tarafa da baskı yapmadığını bir kez daha anlatan Tatar, ancak BM Güvenlik Konseyi kararlarının 50 yıldır iki bölgeli, iki toplumlu federal bir yapı temelinde olduğunu, bunlardan bir sonuç alınamadığını Genel Sekretere söylediğini de aktardı.
Tatar Genel Sekreter Guterres ile görüşmesinde ‘’Aynı zeminde müzakere başlatmanın anlamı olmadığını söylediğimizde, buna anlayış göstermektedir’’ dedi. Tatar bu kapsamda kendi değerlendirmesine göre ‘’Genel Sekreter ve BM Güvenlik Konseyi arasında bir irtibatsızlık olabileceği’’ sinyalini de verdi. 
Tatar, ‘’Genel Sekreter gerçeği görmüştür, son sekiz yılda bu konularda çok tecrübelenmiştir. İnşallah kısa bir zaman sonra, çok uzun sürmez Güvenlik Konseyi de bu gerçekleri görecektir’’ dedi.
ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR
KKTC’nin BM Genel Kurulunda konuşamadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının herşeyi engellediğini, tanınmamış bir devletin cumhurbaşkanı olarak büyük devletlerin temsilcileriyle görüşemediğini hatırlattı. Bu kapsamda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür eden Tatar, ‘’Sayın Erdoğan’ın konuşmalarıyla dünyanın her yerinde her fırsatta KKTC’yi işaret etmesi, bir anlaşmanın ancak KKTC’yle olabileceğini söylemesi zaten Kıbrıs Türk’ünün en büyük gücü olmuştur’’ dedi.
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.