Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Erhan Arıklı, KKTC’yi öğretilmiş bir çaresizliğe mahkum etmenin kabul edilebilir olmadığını, en iyi alternatifin ise KKTC olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı adayı Arıklı, halkı “federasyon masalı” konusunda uyardığını belirterek, ‘KKTC’yi tanıtma’ ve ‘ambargoları kaldırmanın’ en önemli seçim vaadi olduğunu kaydetti.
Arıklı, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde anayasal yetkilerini sonuna kadar kullanacağını belirterek, yürütmenin başı olarak istikrarın korunması konusunda Cumhurbaşkanı’na büyük görevler düştüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ise Arıklı, bu görevi partisinin yetkili kurullarının kendisine tevdi ettiğini, Cumhurbaşkanlığı makamında ülkeye daha iyi hizmet edebileceğini düşündüğünü belirtti.
YDP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Erhan Arıklı Türk Ajansı-Kıbrıs’ın (TAK) sorularını yanıtladı.
Erhan Arıklı,42 yıldır süregelen federasyon masalları ile halkın daha fazla vakit kaybetmesini bir türlü hazmedemediğini belirterek, “ Bizden önceki nesil bu masalla uyutuldu. Biz de bu ninni ile uyutulduk. Çocuklarımıza da aynı masalın anlatılmasına izin vermemeliyiz diye düşünüyorum. KKTC’yi öğretilmiş bir çaresizliğe mahkum etmek kabul edilebilir bir şey değildir. Bu ülkenin çeşitli alternatifleri vardır. En iyi alternatif ise KKTC’dir. Ben KKTC’yi tanıtacağımı biliyor ve halkından bir şans istiyorum.” dedi.
KKTC seçmeninden oy isterken vaatlerini, nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını ve cumhurbaşkanı seçildiği takdirde öncelikle atacağı adımları anlatan Arıklı şöyle devam etti:
“Önce halkı federasyon masalı konusunda uyarıyor bu ülkeyi nasıl tanıtabileceğimi, ülkemize uygulanan ambargoları nasıl kaldıracağımı geçmişte temsilci iken yaptığım çalışmaları anlatarak izah ediyorum. KKTC’yi tanıtmak ve ambargoları kaldırmak en önemli seçim vaadim.
Sonra bu seçimlerin son cumhurbaşkanlığı seçimi olacağını, bundan sonraki seçimlerin Kıbrıs Türk Devleti Başkanlık Seçimi olacağını, Cumhurbaşkanı olarak sistem değişikliği için çalışacağımı anlatıyorum. Bir diğer vaadimiz Maraş projemiz. Maraş’ı bizim dışımızda başkasının açması mümkün değil. Maraş’ı ancak bizim formülümüzle yani; müktesep haklarımıza halel gelmeksizin, Türk yönetiminde, BM gözetiminde, özel statüde, eski mal sahiplerinin iskanına açmak" formülü ile açabiliriz. Bizimle Maraş yarışına girenler hala bu formülü anlamış değil. Onlara da anlatacağız. Biz bu formül üzerinde uzmanlarla aylarca çalıştık.”
MÜZAKERE SÜRECİNE BAKIŞ AÇISI
Defalarca ve en sarih bir şekilde seçilmesi halinde federasyon görüşmeyeceğini söyleyen tek aday olduğunu yineleyen Arıklı şöyle devam etti:
“Diğerleri ‘Her şeyi konuşuruz’ diyor ve toplumu yanıltıyorlar. Masada federasyondan başka bir şey yok. Seçilir ve müzakerelere devam edecekseniz federasyondan başka bir şey konuşmayacaksınız demektir. Biz federasyon alternatifini masadan kaldırmak ve yerine başka alternatif koymak için self determinasyon hakkımızı kullanarak bir referandum yapacağımızı ve halka ne istediğini soracağımızı söylüyoruz. Bu halk KKTC’yi istiyorsa Rumlarla artık iki devletli bir çözüm konuşacağımızı BM ve dünya efkari umumiyesine ilan edeceğimizi söylüyoruz. Rumlar ebetteki bizimle iki devletli konfederal bir çözüm konuşmaz. Onları zorlamak için hem KKTC’yi tanıtmak hem de ambargoları yıkmak zorundayız. Türkiye B Planı dediğimiz bu noktaya gelmiş durumda. Bundan faydalanmalıyız.
“MÜZAKERELERİ BEN YÜRÜTMEYECEĞİM”
Bunun dışında zorlamalarla illa bir müzakere yapılacaksa bu müzakereleri ben yürütmeyeceğim. Cumhurbaşkanın anayasal görevleri arasında müzakere yapma yetkisi yok, yetkiyi verecek olan Meclistir. Yasal olarak da bu görev Dışişleri Dairesi’nindir ve onun bağlı olduğu Dışişleri Bakanı’nındır.
DOĞU AKDENİZ’DEKİ GELİŞMELER
Doğu Akdeniz’de son dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili olarak Arıklı, Doğu Akdeniz’in dünyanın gündeminde olduğunu, bu havzadaki takribi değeri 30 trilyon dolar olan hidrokarbon yataklarının zenginliğinin herkesin, bütün güçlerin iştahını kabarttığını belirtti.
Arıklı, herkesin bu bölgeden pay almak için mücadele ettiğini, garip bir şekilde emperyal güçler binlerce kilometre uzaktan gelip bu süper zenginlikten pay almaya çalışırken Akdeniz’in en uzun kıyısına sahip Türkiye’yi bu zenginlikten uzak tutmaya çalıştıklarını söyledi.
“TÜRKİYE’Yİ HAKLI KILAN KKTC’DİR”
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de direndiğini vurgulayan Arıklı, “Türkiye’yi haklı kılan KKTC’dir. KKTC olmazsa Türkiye’nin eli ciddi şekilde zayıflar. Türkiyesiz bir Doğu Akdeniz isteyenler de öncelikle Türkiyesiz bir Kıbrıs arzu ediyorlar. Bunun için federasyon kılıfı altında üniter mahiyetini muhafaza eden bir Kıbrıs’ı hayata geçirmek istiyorlar. Sıfır asker ve sıfır garantiye sahip bir Kıbrıs demek emperyal güçlerin istediği bir Doğu Akdeniz demektir. Şu anda ülkemizdeki seçimlerde de bu iki irade yarışıyor.” dedi.
“HÜKÜMETİN MARAŞ İŞİNİ BAŞARABİLECEĞİNE İNANMIYORUM”
Hükümetin Maraş konusundaki politikasını eleştiren Arıklı, “ Bu hükümetin bu işi başarabileceğine inanmıyorum. İradeleri varsa bu 10 dakikalık bir Bakanlar Kurulu kararına bakar. Bakanlar Kurulunu toplar Maraş’ı askeri bölge olmaktan çıkarır ve Taşınmaz Mal Komisyonu’na (TMK) devredersiniz. TMK’da Maraş’a müracaat kabul ettiğini açıklar. Bu kadar basit. Niye işin edebiyatındasınız. Bu iş bu hükümetin çapını aşar. Bunlarda Maraş’ı açacak yürek yok.”
“ANAYASAL YETKİLERİMİ SONUNA KADAR KULLANIRIM”
Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde anayasal yetkilerini sonuna kadar kullanma konusunda kararlı olduğunu söyleyen Arıklı, “Anayasa Cumhurbaşkanı’na yürütmenin başı olma görevi veriyorsa Cumhurbaşkanı bu görevi layık ile yapma ve sürekli olarak Bakanlar Kuruluna başkanlık ederek hükümeti doğru yönlendirmek zorunda. 41 yılda 41 hükümet kurulduğu bir ortamda Cumhurbaşkanı’na istikrarın sağlanması konusunda büyük görev düşüyor.” dedi.
KAMPANYADA EN BÜYÜK HANDİKAP KORONAVİRÜS
Seçim kampanyalarında en büyük handikaplarının koronavirüs olduğunu belirten Arıklı “Partimizin lider kadrosunun büyük kısmı hastalığa yakalandı. Günlerdir hastahane de veya karantina otellerindeyiz. Elimiz kolumuz bağlı. Bir diğer handikapımız seçmenlerimizin büyük bir kısmı yurt dışında. Tatil için yaylalara giden binlerce seçmenimiz gelemiyor. Karantina ciddi bir engel. Bir diğer handikap parasızlık. Devasa maddi güce sahip adaylarla yarışacak maddi gücümüz yok. Gönüllülerimiz en büyük zenginliğimizdi. Ama korona dolayısı ile onlarda rahat çalışamıyor. Ama tüm bu engellere rağmen biz başaracağız. Kendimizi şimdiden ikinci turda görüyoruz.”dedi.
Korinavirüs’ün seçmen üzerindeki etkisiyle ilgili olarak da Arıklı, “Koronavirüs salgın korkusu, ekonomik krizle birleşince seçmen büyük ölçüde sandığa küsecek demiştik. Gelin bu seçimi erken yapmadınız bari erteleyin ve ekonomik krizle uğraşın dedik ama dinletemedik. Şu anda seçmen sandığa küsmüş durumda. Binlerce seçmen de ülkeye gelemiyor. Bu durumda %50 katılımı sağlamak büyük başarı olur.” ifadelerini kullandı.
26 Nisan’da yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin pandemi dolayısı ile 11 Ekim tarihine ertelendiğini kaydeden Arıklı, “Biz başlangıçta bu tarihe itiraz etmedik. Ama yaz aylarında krizin etkilerinin azalacağını düşünerek dedik ki; gelin seçimler için 11 Ekim’i beklemeyelim. Bulaşın en az olacağı haziran-temmuz aylarında bu seçimi yapalım ve aradan çıkaralım. Çünkü ekim ayında 2. dalga ile karşılaşacağız. Ekimde seçimi yapmamız güçleşebilir" dedik. Ayrıca seçimlerin aradan çıkması ile hükümet ekonomik krize daha fazla yoğunlaşabilir diye de ilave ettik. Ama bir tek Sayın Akıncı bizim gibi seçimlerin öne alınmasını istedi. Şimdi hem sandığa küsen bir seçmen kitlesi hem de ekonomik krizi önemsemeyen bir hükümet ile karşı karşıyayız.
Biz seçim kampanyamızı geçen yılın kasım ayında başlatmıştık. Kampanyamızı büyük ölçüde tamamlamıştık. Bu dönemde yüz yüze kampanya yapılmaması bizi fazla etkilemeyecek.” dedi.
“SEÇİMLER BÖLGEYİ VE TÜRKİYE’Yİ DE YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR”
Cumhurbaşkanlığı seçiminin önemi ile ilgili de Arıklı şu ifadeleri kullandı:
“Her seçim önemlidir elbette. Ama bu seçimler sadece ülkemizi ilgilendirmiyor. Bölgeyi ve özellikle Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Daha önce söylediğim gibi federasyon isteyen birisi kazanırsa Türkiyesiz bir Doğu Akdeniz isteyen güçler büyük bir başarı elde etmiş olacak, Kıbrıs Türkleri ise Girit Türklerinin akıbeti yolunda bir adım daha atmış olacaktır. İki devletli çözümü isteyen bir adayın kazanması halinde ise Kıbrıs Türkü’nün önüne yeni bir ufuk açılacak. 42 yıldır anlatılagelen federasyon masalı defteri kapanacak ve biz başka şeyler konuşmaya başlayacağız. Kararı verecek olan bizim halkımız. Sonuç ne olursa olsun saygılı olacağız. Herkesten de sonuca saygılı olmasını isteyeceğiz.”