Tüm Türk Devletleri Teşkilatı üyelerinden kapılarını KKTC’ye açmalarını beklediklerini ifade eden Üstel, bunu önce partiler, sonra meclisler sonra da devletler üzerinden yapmaya hazır olduklarını vurguladı.
Başbakanlıktan verilen bilgiye göre, Başbakan Ünal Üstel Azerbaycan’ın Şuşa şehrinde düzenlenen “Türk Devletleri, Jeostratejik Gerçeklikler ve Küresel Felaketler Bağlamında Yeni Stratejik Hedeflere Doğru” konulu uluslararası konferansın “Yeni Bir Diyalog Platformu Olarak Parti Diplomasisi” oturumunda konuşma yaptı.
Azerbaycanlıların büyük zaferle işgalden kurtardığı Şuşa’da olmaktan mutluluk ve gurur duyduğunu belirten Başbakan Üstel, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı'na gözlemci üye olarak girmesinin Türk dünyasının son yıllardaki dayanışma vizyonunun örneği olduğunu vurguladı.
"Kıbrıs Türk halkı, Türk Devletleri Teşkilatı’nın üyesi olmaktan büyük onur ve mutluluk duyuyor"
Bu gelişmenin kardeş Türk devletlerinin yan yana, omuz omuza olduğunu dünyaya bir kez daha gösterdiğini belirten Üstel, “Türk Devletleri ailesinin tartışılmaz üyesi olan Kıbrıs Türk halkı, Türk Devletleri Teşkilatı’nın üyesi olmaktan büyük onur ve mutluluk duyuyor” dedi.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın sağlam kurumsal yapısı, küresel ve bölgesel ilişkilerle yarattığı potansiyelle üye ülkelerin sırtını güvenle yaslayacağı bir güç haline geldiğini, bölgesel barışın ve güvenliğin sağlanması adına da önemli rol üstlendiğini belirten Üstel, şöyle devam etti:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bizler de Türk Devletleri Teşkilatı’nın sınırlarını Doğu Akdeniz’in ortasına kadar genişlettik. Türk Devletleri Teşkilatı’nın artık Doğu Akdeniz’de serhat bekçiliğini yapan bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır.”
Kıbrıs Türk halkının son 70 yılda çok zorlu günlerden geçtiğini, bağımsızlık ve var oluş mücadelesiyle topraklarını vatan yaptığını, devlet sahibi olduğunu vurgulayan Başbakan Üstel, şunları kaydetti:
“Kendi kaderini belirleme hakkını kullanarak devletimizi kurmamıza rağmen, haksızca sürdürülen, her tür izolasyona, ambargoya, baskıya ve zulme karşı direnerek, ayakta kalmayı başardık. O yüzden, Kıbrıs Türk halkının yürütmekte olduğu varoluş mücadelesinde sizlerin dayanışması ve desteği bizler için çok önemlidir.”
-“Çözüm planına ‘evet’ dedik ama muhataplarımızdan aynı iyi niyeti görmedik”
Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkına uyguladığı insanlık dışı izolasyonların sürdüğünü, kötüleştirme politikasının artarak devam ettiğini belirten Başbakan Ünal Üstel, “Bizim çocuklarımız, gençlerimiz, sanatçılarımız, kadınlarımız kısaca tüm insanımız sportif müsabakalara, sanatsal ve kültürel etkinliklere dahi bu izolasyonlar nedeniyle katılamıyor” dedi.
Kıbrıs meselesine ilişkin yürütülen çözüm müzakerelerinde yapıcı tarafın Kıbrıs Türk tarafı olduğunu vurgulayan Üstel, “Birleşmiş Milletlerin ortaya koyduğu çözüm planına ‘evet’ dedik ama buna rağmen, muhataplarımızdan aynı iyi niyeti görmedik. Barışa ve çözüme elimizi uzattık ama uzattığımız el hep havada kaldı” diyerek şöyle devam etti:
“Yaşananların ardından 2020’de tıpkı Azerbaycan gibi, kendi göbeğimizin bağını kendimiz kesmeye karar verdik ve yeni dış politik vizyonumuzu ortaya koyduk. Bu vizyon, devletimize dört elle sarılma vizyonudur. Bu vizyon, 50 yıl müzakere masalarına hapsedilmiş halkımızı bu esaretten kurtarma ve dünyada hak ettiğimiz saygın yeri alma vizyonudur. Bu vizyon, tıpkı burada bulunan tüm Türk Devletleri gibi, özgürce, egemen şekilde, kendi topraklarımızda ve kendi devletimizde, sonsuza dek yaşama vizyonudur. Halkımızın haklarını dünyaya tescil ettirmek için çıkmış olduğumuz yolda ortaya koyduğumuz bu yeni vizyonun bir sonucu olarak; Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın BM’nin 77. ve 78. Genel Kurulu konuşmalarında KKTC’nin resmi olarak tanınmasını ve halkımıza uygulanan insanlık dışı izolasyonun kaldırılması çağrısı yapmıştır. İnanıyorum ki siz Sayın Erdoğan’ın bu çağrısı üye devletler için de büyük anlam taşımaktadır. Yine yeni vizyonumuzun bir neticesi ve yapılan girişimlerin bir sonucu olarak, Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri bizi oy birliği ile teşkilata gözlemci üye olarak kabul etmiştir. Can Azerbaycan’a gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerin ardından, Azerbaycan KKTC ilişkileri bambaşka bir boyuta taşınmıştır.”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in, KKTC ile siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerin daha da ileri seviyelere taşınacağı yönünde açıklamasına da işaret eden Üstel, KKTC’deki sivil toplum kuruluşlarının Azerbaycan sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yapmaya başladığını söyledi.
Azerbaycan heyetlerin de KKTC’ye geldiğini, ilişkilerin daha da ileriye taşınmasına destek olduğunu belirten Başbakan Üstel, “Cumhurbaşkanımız, başbakanımız ve bakanlarımız Azerbaycan’da gerçekleştirilen toplantılarda en üst seviyede ağırlanmışlardır. Ancak belki de en büyük adımımız, bugünkü oturumun da başlığı olan partilerimizin attığı adımdır” dedi.
-“ Tarihi iş birliği anlaşması”
2023 yılı sonunda iktidara gelen Ulusal Birlik Partisi, Türkiye Ak Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi olarak tarihi bir işbirliği antlaşmasına imza atıldığını vurgulayan Başbakan Ünal Üstel, şunları da ifade etti:
“Bu antlaşma Azerbaycan’da yeniden teyit edilmiştir. Bu gelişmelerin ardından partiler arası diyaloğumuz da artmıştır. Partilerimizin aynı zamanda iktidarda olmaları sayesinde, hükümetler arası diyaloglarımız da artmıştır. Yani toplantımızın da başlığı olan “partiler arası diplomasi”, devletler arası diplomasinin adeta bir itici gücü haline gelmiştir. Bu çalışmaların ardından çok daha büyük bir gelişmeler yaşanmıştır. Azerbaycan Ulusal Parlamentosu, KKTC ile Azerbaycan Dostluk Grubu’nun kurulması kararını meclisten geçirmiş ve Azerbaycan-KKTC Dostluk Grubunu kurmuştur. Bu en basit tabirle meclislerimizin birbirini tanıması anlamına gelmektedir ki, bu çok önemli bir adımdır. Bugün, hem Türkiye hem de Azerbaycan ile KKTC Meclisleri arası dostluk gruplarımız bulunmaktadır.”
Yakın gelecekte, Türk Devletleri Teşkilatı’na üye tüm ülkelerin hem siyasal partileri ile hem de meclisleri ile buna benzer iş birliği antlaşmalarına imza atacağına inanç belirten Üstel, “Çok kısa sürede onlarla da kucaklaşacağız” dedi.
-“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, tam üyeliğe de hazırız”
Yaşanan gelişmelerin bunlarla sınırlı olmadığını da belirten Üstel, geçtiğimiz gün Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üye olmasının zamanının geldiğini açıkladığını söyleyerek şöyle devam etti:
“Sayın Aliyev haklıdır. Bunun da zamanı gelmiştir. Kendisine teşekkür ediyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, tam üyeliğe de hazırız ve inanıyoruz ki bu da çok kısa bir sürede gerçekleşecektir. Bu adımların ardından, yürekten inanıyorum ki, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması da mutlaka gündeme gelecek ve o da çok uzak olmayan bir gelecekte gerçekleşecektir.
Bu noktada bu ilişkilerin geliştirilmesinde son derece önemli rol oynayan başta Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev’e, Azerbaycan Başkan Yardımcısı Sayın Tahir Bugadov ve emeği geçen herkese partim ve halkım adına bir kez daha teşekkürlerimi sunmak istiyorum.”
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, dünya ile kucaklaşmak istiyoruz” diyen Üstel, şunları da ifade etti:
“Bu noktada dünya ile kucaklaşmadan önce milletimizle kucaklaşarak, milletimizden aldığımız güçle bu yolculuğa çıkmak istiyoruz. Milletimiz samimi bir şekilde arkamızda olursa, bu dünyada karşımızda kimse duramaz. Tüm Türk Devletleri Teşkilatı Üyeleri’nden, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerimizi geliştirme noktasında kapılarını bize açmasını bekliyoruz. Bunu önce partilerimiz üzerinde, ardından meclislerimiz üzerinde ardındansa devletlerimiz üzerinde yapmaya hazırız. Biz ortak bu milletin tarihte kurulan son devletiyiz, hepinizin kardeşiyiz, tüm Türk devletlerinde öz kardeşlerini kucaklamasını bekliyoruz. Çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak biz, tüm kardeşlerimizle kucaklaşamaya hazırız. Biz kardeşiz, biz ortak bir milletin, kardeş devletleriyiz. Köklerimiz bir, atalarımız birdir. Tarih boyunca üzüntümüz bir, sevincimiz bir oldu. Acımız bir, yasımız bir oldu. Dilimiz bir, davamız bir oldu. Yani geçmişimiz birdi, geleceğimiz de bir olmalıdır.”