Son günlerde, İktidar partilerinin sendikal haklar üzerine bilinçsizce yapmış olduğu açıklamalar ve daha ileri giderek kızmış oldukları belli başlı hareketlere dönük nefret ve intikam beslemeleri neticesindeki yasal çalışmalar demokratik kültürü yerle bir etmekte, bizleri ürkütmektedir.
Elbette, yapılan hareketler eleştirilebilir, uygun bulunmayabilir, görüşler örtüşmeyebilir. Ancak yasaklamak ve nefretle öç almak, demokratik bir ülkedeki idair kavramlar arasında yer bulamamalıdır.
Biraz sıkıcı olabilir ama, uluslararası alanda kamu sendikacılığı ve/veya örgütlenme hakkına sadece çok çok özet bir şekilde değinmek istemekteyim.
Sendikal Haklar
Toplu olarak kullanılmasından dolayı kolektif sosyal haklar arasında yer alan sendika hakkı; bir devlete sosyal niteliğini veren demokratik haklar arasında yer almaktadır.
19. yüzyılda geniş işçi kitlelerinin haklarını topluca koruyabilmek amacıyla örgütlenmesi sonucunda ortaya çıkan sendika hakkı, günümüzde çağdaş demokratik devletin vazgeçilmez unsurlarından biri olmuştur.
KKTC Meclisi ve ILO Sözleşmeleri
KKTC, dört tanesi sendikal haklara ilişkin olması ile birlikte, 1993 yılında ON İKİ ve 1994 yılında da BİR adet olmak üzere Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) sözleşmelerini meclisinde Anayasası mucibince onaylamıştır.
Sendikal Haklara ilişkin olan 87, 98, 141 ve 151 sayılı ILO sözleşmeleri sendikal haklara ilişkindir.
Bu sözleşmeler, ILO’nun 87 no.lu Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin, 98 no.lu Teşkilatlanma ve Kollektif Müzakere Hakkı Prensiplerinin Uygulanmasına Yönelik ve 151 no.lu Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunması ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin sözleşmeleridir.
Elbette en temelde bu sözleşmeler, bizlere Uluslararası Hukukun sendikal yaşamdaki temel sınırların, anlayışların ve yapılması/yapılmaması gerekenlerin en alt seviyedeki kuralalarını aktarmakta.
Uluslararası Çalışma Örügütü Sözleşmeleri
Buna göre, 87 sayılı Sözleşmenin 3. maddesi, serbestçe faaliyet göstermeyi güvence altına almaktadır: “Çalışanların ve işverenlerin örgütleri tüzük ve iç yönetmeliklerinidüzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler.”
Bu Madde, kamu makamlarının bu hakkı sınırlayacak veya yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalarını öngörmektedir.
Sözleşme’nin 4. maddesinde ise,sendikal örgütlerin idari makamlar tarafından feshedilme veya faaliyetten men edilmeye tabi tutulamayacağını hüküm altına alınmaktadır.
151 sayılı sözleşmede, Kamu görevlileri, çalıştırılmaları konusunda sendikalaşma özgürlüğüne halel getirecek her türlü ayrımcılığa karşı yeterli korumadan yararlanacaklarından bahsetmektedir.
Böyle bir koruma, özellikle aşağıdaki amaçlara yönelik tasarruflara karşı uygulanacaktır:
- Kamu görevlilerinin çalıştırılmalarını, bir kamu görevlileri örgütüne katılmama veya üyelikten ayrılma koşuluna bağlamak,
- Bir kamu görevlisini, bir kamu görevlileri örgütüne üyeliği veya böyle bir örgütün normal faaliyetlerine katılması nedenleriyle işten çıkarmak veya ona zarar vermek.”
- “Kamu görevlileri örgütleri, kamu makamlarından tamamen bağımsız olacaklardır.
- Kamu görevlileri örgütleri kuruluş, işleyiş veya yönetimlerinde kamu makamlarının her türlü müdahalesine karşı yeterli korumadan yararlanacaklardır.
- Bir kamu makamının tahakkümü altında kamu görevlileri örgütlerinin kuruluşunu geliştirmeye veya kamu görevlileri örgütlerini bir kamu makamının kontrolü altında tutmak amacıyla mali veya diğer biçimlerde desteklemeye yönelik önlemler bu madde bakımından müdahaleci faaliyetler olarak kabul edilecektir.”
hükümlerini içermektedir.
(1) Çalışanlar ve işverenler, önceden izin almaksızın sendikalar ve sendika birlikleri kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten ayrılma hakkına sahiptirler. Bu hakların kullanılışında uygulanacak biçim ve usuller yasada gösterilir. Yasa, ulusal güvenliğin, kamu düzeninin ve genel ahlakın korunması amacıyla sınırlar koyabilir.
(2) Sendikaların ve sendika birliklerinin tüzükleri, yönetim ve işleyişleri demokratik ilkelere aykırı olamaz denmektedir.
Sn. Başbakan ve Yardımcısı, Sendikalardaki profesyonel kadroların hadlerini aştıklarını ve sendikacılık kimliklerini ve görevlerini yerlebir etmek gibi nefret dolu ve demokratik ilkelere yakışmayan sözler sarfetmekte ve son olarak da Meclise önce Öğretmen Sendikalarından ve sonrasında tüm kamu sendikalarına sirayet ettirilecek bir girişim yaptı.
Bu yasaklama, ilk bakışta Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşme ve ilkelerine ve kanımca KKTC anayasasının temel amaç ve ilkelerine de uygun düşmemektedir. Sanırım bu zihniyetle yakında Sendikalar Yasası, Kamu Görevlileri Yasası gibi yasaların da yakında değişeceğinin haberi verilmiş oldu.