Hemşireler, alkolü su niyetine süt olarak bebeklere veren, verildiğini farketmeyen, nöbet alıp, nöbet devrederken sorunu anlamayan elbette ki sorumluluk sahibi!
Peki ya doktor ve doktorlar?
Bir bebeğin sağlık takibini doktor yapmaz mı? Taburcu olup olamayacağına doktor değil midir karar veren?
Yaşanan bu olayla ilgili tek bir doktor mahkeme huzurunda değil! Hakkında soruşturma açılmış değil!
Bu NORMAL midir?
Mahkemedeki bu 5 hemşireyi mahkum edersek konu kapanmış mı olacak?
Başhekimden, sağlık bakanına ve Başbakana kadar herkesin yaşanan olayda sorumluluğu vardır ama Yeni Doğan Hastanesindeki servisten sorumlu doktorların doğrudan dahli vardır!
Bunun bu kadar perdelenmesini NASIL seyredebiliyoruz gerçekten?!?
(Aysu Basri Akter)
Kapitalist Sistem, Pazarlama konusunda çok başarılı çalışıyor.
Müthiş reklamlarla,
Hristiyan'ların kutsal günü olan Christmas kutlamalarını yayarak, artık her dine mensup insanların da birbirine hediye almasını sağladılar.
Hristiyan halkının geleneksel "Sevdiğine, onu sevdiğini söyleyemeyenlerin bir gül gönderek duygularını iletme günü" olan ve bu yolla kolaylaştırmayı amaçlayan St. Valentine gününü, Sevgililer Günü diye geliştirerek, bütün dinlere mensup insanların sevdiğine hediye almasını sağladılar.
Önce, Anneler Günü sonra Babalar Günü diye bir başka hediye pazarı yarattılar. Milyonlar satıyorlar.
Artık...
Bir de "Cadılar Bayramı Günü"müz de var.
Acaba...
Bizim memlekette, bugün kaç bin adet cadı kıyafeti satılacak, kaç bin kişi günü kutlama adına yemeye içmeye gidecek.
Kapitalist sömürü düzeni nasıl da eğlendire eğlendire cebinizdeki parayı sezdirmeden alıyor.
(Ülker Fahri)
CHP hiç kusura bakmasın AKP Yönetimi Güneydoğu illerinde halkın seçmiş olduğu belediye başkanlarını görevden alıp yerlerine kayyum atarken,
yeterli tepkiyi vermedi ve bana dokunmayan yılan meselesindeki gibi davrandı şimdi yılan döndü kendini ısırıyor. İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in görevden alınıp yerine kayyum atanmasını kesinlikle hukuk dışı olarak görüyorum ama CHP nin şu andaki tepkisini de geç kalınmış bir tepki olarak değerlendiriyorum,Buna rağmen verilecek mücadele için olması gerekendir diyorum.
(Hasan Mullaoğulları)
Gözümüzü Adıyaman’a çevirdiğimiz zaman ne kadar sorumlu varsa tümünün hesap vermesini istiyoruz.
Onlara dair hiçbir siyasi, duygusal, kişisel bağ kurmuyoruz. Tümünün en ağır cezayı alması gerekiyor ve bu ısrarda haklıyız.
Adalet talebinde tutarlılık önemlidir.
Şimdi Lefkoşa’ya dönelim.
Bir bebeği kaybettik.
Adıyaman’da ilk tutuklanan otel sahibi oldu. Lefkoşa’da “sağlık sistemi”nin sahipleri ise sanki meseleyle hiç ilgileri yokmuş gibi “sorumluları affetmeyeceğiz” diyor.
Öncelikli sorumluluğun kendileri olduğunu unutuyorlar.
Yine tepeden tırnağa bir “ihmal” var ortada…
Neden “sorumluluk zinciri” en üstten değil de en alttan işliyor bu kez!
(Cenk Mutluyakalı)