KIBRIS TÜRK’ü kimdir?

61 yıl önce. Havanın kurşun gibi ağır bıçak gibi keskin olduğu bir gece. Aklımıza ruhumuza ve benliğimize KANLI NOEL olarak hiç silinmeyecek şekilde kazılan kara günleri yaşayan bir halkın o dönemdeki küçük bir mensubuyum. Anamın anası, babamın babası hatta onların da anaları babaları bu topraklarda doğdu bu topraklarda öldüler. Hiçbiri hiçbir dönemde bu ülkeyi terk etmek düşüncesini akıllarından geçirmediler. Ben de geçirmedim. Ben de doğduğum büyüdüğüm bu topraklarda öleceğim ve toprak olacağım.

Kıbrıs Türk halkını bilmek anlamak için onurlu erdemli ve başı dik olmak gerekir. Kıbrıs Türk Halkı İngilizce boyun eğip İngiliz olmadı, rüya boyun eğip kiliseye girmedi vatanını terk etmedi.11 yıl zulmün en şiddetlisi, baskının en acımasızına katliamın her türlüsüne rağmen bu topraklardaki hak ve hukuku dilini dinini ırkını asla inkar etmeden var olmak için toprağa canlar verdi kanlar akitti.

Kıbrıs Türk halkı Atatürk ilke ve inkılapları ile var oldu varlığını sürdürdü. Çağdaş oldu, demokrasiye ve özgürlüğe inandı, savaşı barış için yapmasını bildi. Kindar olmadı, başkalaştırıp ötekileştirme çabasında olmadı dil din ırk ve renk ayırımı yapmadı. Aşını paylaştı acıyı paylaştı sevince katkı koydu.

Hiç kimsesinin Kıbrıs Türk halkının kimliği üzerinde yorum yapma algı yaratma hadsizliğini yapmasına ne müsade edilir ne de bunu cevapsız bırakır.

Gündem yaratıp manipülasyon yapan narsist kişilikli insanlara da pek önem vermeyiz.

Tüm şehitlerimizin önünde saygı ve şükranla eğilir tanrıdan rahmet dileriz. Biz bugün toprağın üstünde gök kubbenin altında nefes alıyorsak bunu bu topraklarda yer altında yatan şehitlerimize borçlu olduğumuzu dedem unutmadı, babam unutmadı ben unutmadım çocuklarımız torunlarımız, unutmayacak.

(Hüseyin Cumaoğlu)

KKTC'de Dördüncü Ganimet Dönemi, Üçüncüsü sona erer ermez hızla başladı. İlk dönem, 1974'ten hemen sonra yaşanmıştı. İkinci dönem, İTEM üzerinden gerçekleşmiş; üçüncüsü ise Annan Planı sürecinde, yabancı yatırımcıların da dahil olduğu inşaat sektörü patlamasıyla ortaya çıkmıştı.

Dördüncü dönem, adaya gelen yatırımcıların, KKTC'nin son dönemde çıkardığı yasalar ve güneyde başlayan tutuklamalar nedeniyle yatırım amaçlı aldıkları malları bu kez ucuza Kıbrıslı Türklere ve Türkiyeli sermayeye satmalarıyla başladı. Örneğin, Erenköy'deki yat limanı, İskele'deki oteller ve Esentepe ile Tatlısu'daki rezidans yatırımlarının çoğu, yabancı ve Musevi yatırımcılara aitti. Ancak, iki yıl önce bazı çevrelerin sistematik olarak başlattığı antisemitik kampanyalar ve değişen yasalar sonucunda bu mallar el değiştirmeye başladı.

Bu durum, Kıbrıslı Türklerin bakış açısına göre iki farklı şekilde yorumlanabilir: Bir yandan "yurtsuzlaşma" sürecinin sona erdiği düşünülebilirken, diğer yandan Kıbrıs'taki "Türk varlığının" güvence altına alındığı ve daha da Türkleştiği savunuluyor. Ancak bu süreçte en büyük zararı, KKTC yasalarına ve hükümetine güvenerek adaya yatırım yapan yabancılar gördü.

Şimdi, yabancı yatırımcılara ve adadan ev alan yabancılara yapılan bu müdahalelerin ardından piyasanın nasıl şekilleneceği merak konusu. Çıkan son kararnameler ve hükümet yetkililerinin verdiği demeçlerden anladığım kadarıyla, şimdilik işler iyi gitmiyor. Kıbrıslılaşmış veya Türkleşmiş emlak sektöründeki sermayenin bu yeni durum karşısında nasıl bir tavır alacağı ise zamanla netleşecek.

“Böyle araçlarla hava kirliliği tavan yapıyor” “Böyle araçlarla hava kirliliği tavan yapıyor”

(Mete Hatay)

Kendimi gelişmiş bir şehirde, yerleşim yerinde yaşıyormuş gibi hissetmek istiyorum..

Muntazam bir asfaltım olsun. Zaten yeni araba alamıyorum, mevcut gurradacığım da daha fazla dağılmasın yollarda!

Parkım olsun. Mahalledeki minnacık çocuk ordusu yolun içinde top oynamasınlar! Allah korusun......!

Aydınlatmam olsun. Malum yaşlandım. Yolu zaten görmem. Yollarda lambalar olsun hep. Açık olsun yolumuz.

Çöp bidonu alan komşularım olsun. Her gün yerlerde dağılan pislikleri köpekler sürüklemesin. Ben toplamayım ellerimle.

Bir vizyonu olmalı yani insanların.

Ama ondan önce bilinci.

Yeni yıldan dileğim ise..

PİYANGO BANA ÇIKSIN!

(Sevdiye Gökaydın)