Soykırım masalı

<p class="MsoNoSpacing"><span>Eçmiyazin Katagigosluğu 1583te Revanın ele geçirilmesi ile birlikte Ermeni topluluğu Osmanlı Devleti denetimine girmiştir. 1828 yılına kadar Eçmiyazin Katagigosluğu Osmanlı denetimine tabi olmuştur. Ermeniler,...

Abone Ol

Eçmiyazin Katagigosluğu 1583te Revanın ele geçirilmesi ile birlikte Ermeni topluluğu Osmanlı Devleti denetimine girmiştir. 1828 yılına kadar Eçmiyazin Katagigosluğu Osmanlı denetimine tabi olmuştur. Ermeniler, Osmanlı devleti kontrolünde olduğu süre içerisinde sosyal ve dini ayrıcalıklardan yararlanmışlardır.1878 sonrası Rus kontrolüne girdikten sonra Ermeni okullarında ve kiliselerdeki ayinlerin dillerinde Rus dili kullanılmaya başlanmıştır. I. Dünya savaşı boyunca Ermeniler sadece Rusların yanında değil İngiltere ve Fransaya da büyük destek olmuşlardır. Tarihin hiçbir döneminde Osmanlı Devleti, Ermeni toplumunu yok etme amacıyla hareket etmemiştir. Günümüzde “Ermeni soykırımı iddialarının tabulaştırıldığını” ve “Avrupa’da Türkleri aşağılamanın aracı haline getirildiğini görmektedir.

Lübnanda organize olan bir grup Ermeninin öncülüğünde tüm dünyaya yayılarak ‘diaspora siyasetinin temelleri atılmış, "1965’ten sonra meclislere taşınmıştır. Bugün geldiğimiz noktada ise bunu mahkemelere taşımışlardır. Türkiyeden, “İkinci Dünya Savaşı sonrası tarihle yüzleşmesi ve Ermeni soykırımı gerçeğini kabullenmesi” istenmiştir. Uluslararası ilişkilerin aslında bir çıkar ortamı olduğunu bilmekteyiz.

24 Nisan günü Gazetelerde, televizyonlarda sözde soykırım iddiasına yer verilecektir. Çanakkale’deki anma törenleri bunu ne kadar dengeler bilinmez ama sorun şu ki Ermenistan ve Ermeni diasporasının bu gürültülü anma törenleri, sadece Türkiye’yi sıkıştırmak değil,  yeni bir strateji ve yeni bir dönem başlatmaktır. Meclislerden yargıya geçen bir döneme dönüşmüştür.  Buna en güzel örnek;  İsviçre’deki Perinçek davasıdır. Dış düşmanlarımızın tahrikiyle bazı komşu memleketlerdeki Anadolu asıllı Ermenilerin Türkiye aleyhine yapmak istedikleri nümayiş haberleri yurdumuzda geniş ölçüde infiale sebep olmaktadır.

Ermeniler, emperyalistlerin oyuncağı halindedir. Ruslar, I. Dünya Savaşı zamanında Anadoluya inmek için Ermenileri kullanmış bugün de ABD kullanmaktadır.  Ermeniler dış güçlerin ve Türkiyenin yakın komşusu Yunanistanın etkisi altında kalmaktadır.  “Ermeniler sözde soykırım iddialarını kendileri öne sürmediğini, Rumların kışkırtma politikası güttüğünü bilmekteyiz. Rumlar, ‘Cenosidinin 100. yıldönümünü anmak bahanesiyle iki milleti birbirine düşürmek, kötü hisleri canlandırmak istemekte ve asla gerçekleşmesine imkân olmadığı ‘Ermenistan Hayali ile kandırmaktadır. Yunanistan ve yanındaki Rum topluluğu Türk- Ermeni ilişkilerinde AByi olumsuz etkileyen bir taraf olmuştur. Ayrıca, Türkiyeyi zor durumda bırakacak her yola başvurmuşlardır. Atina‘da yayımlanan Katimerini gazetesi, Fransız Meclisi‘nin sözde Ermeni soykırımını tanımasının Türkiye‘de Avrupa karşıtı bir hava yarattığını öne sürmüş. “Ankara dişlerini gıcırdattı, ancak Fransız milletvekilleri duymadılar” şeklinde haberlerle halkı etkilemeye çalışmışlardır. Rum Meclis Başkanı Yannakis Omiruu, Güney Kıbrısın sözde ermeni soykırımını tanıyan ilk topluluk olduklarını söylemiş ve Türkiyenin geçmişi kabul etmeye ve geçmişteki hatalarını tanıması gerektiğini ifade etmiştir. Dağlık Karabağdaki yaşananların, 1974te Türkiyenin Kıbrıstaki Barış Harekâtına benzetmiştir.

 

Türklerle Ermeniler arasında üzücü olaylar geçmiş ve Ermeniler kadar Türkler de zor günler yaşamışlardır. Ama bütün bunlar günahlarıyla, üzüntüleriyle tarihe mal olmuştur. Ermeniler, süper güçlerin oyuncağı olmaktan vazgeçmeli ve tarihte yeni bir çatışmaya meydan vermeden sağlam temeller atılması gerekmektedir.