Rum lider Anastasiadis ve hükümeti, bir açıklamasında “ BM’nin iki tarafın daha çok işbirliği yapmasına atıfta bulunması, meşru Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti’nin, işgal altındaki toprağımızdaki oluşumla eşitlenmesi olarak yorumlanabilir. “ demiş...Buyrun... Rum lider Anastasiadis’de , BM Genel-Sekreteri’nin Kıbrıs’daki Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Spehar’a gönderdiği mektupda, sınır kapılarının açılması konusunda KKTC ile Rum Yönetimi arasında eşit mesafe gütmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş. Şimdi, Rum saçmalıklarını bir kenara brakıp gerçeklere bir bakalım : Bir defa Rum Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bölen cizgi “geçiş noktaları “ falan değil. Bu çizginin doğru adı sınır kapılarıdır. İki ayrı devlet arasındaki sınır kapıları....... Gelelim Rumların protestosuna : Anastasiadis ve hükümeti,BM Özel Temsilcisinin, KKTC ile Rum Yönetimi arasında eşit mesafe gütmesinden rahatsız olmuş... Tabii ki eşit mesafe güdecek. İki ayrı devlet arasında eşit mesafe gütmeyecek de ne yapacak ?... BM Özel Temsislcisi Rumlara, “ Siz meşru Kıbrıs Cumhuriyeti, onlar da gayri- meşru mu diyecek ?. BM, sadece iki tarafa eşit davranmaya çalışmış. O kadar...
Rumların böyle basit bir konuya gösterdikleri tepki, onların kafa yapılarından çıkan mentaliteyi göstermektedir. Ancak Rumların bu mentalitesini herkes biliyor. BM’nin yıllar boyu Rumlara verdiği desteğe rağmen, şımarık çocuk Rum Yönetiminin basit bu konuyu büyülterek KKTC’ye saldırı şekline dönüştürmesi kabul edilemez... Bir gerçek daha var. BM’de artık Rumların bu tür tepkileri ve politikalarından bıkmış , usanmış... Ancak, zamanında, Rumları haklı gösteren politikalar ürettiği için bu çizgiden bir türlü ayrılamamış. Bu yüzden, BM hala, anlaşılmaz bir nedenle, federasyon çözümünü destekleyen politikaların üzerine oturmuş, kalmış... Peki, Rumların bu tepkisinden sonra, BM’nin şimdiye kadar izlediği “ Kıbrıs “ politikalarından vazgeçeceğini mi sanıyorsunuz ?. Hayır. Böyle bir şey olmaz. BM, gene iki tarafın “ federasyon çözümü “ için müzakere masasına oturmalarını isteyecektir. Göreceksiniz, BM, Rum Yönetiminden özür dilemeye yakın bir açıklama ile işi geçiştirmeye çalışacaktır. BM, nasıl bir yol izlerse izlesin. Tekrar “ federasyon çözümü “ ile müzakere masasına oturmanın hiç bir anlamı yoktur.
Bu adada iki ayrı devlet vardır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kökleşmiş, tam 37 yıllık bağımsız, egemen bir devlet olarak yaşamını sürdürmeye devam edecektir. Ta ki BM ve dünya devletleri bu gerçeği kabul edene kadar. Biz, KKTC olarak yoılumuza devam edelim. Rumlar da yaygara koparmaya devam etsin. Yalnız unutmayalım... Gerçek çözüm, KKTC Devleti’nin tanınması ile gerçekleşecektir.