AKEL olarak iki bölgeli iki toplumlu federasyon zemininin iptalini kabul etmeyeceklerini de söyleyen Stefanu “Böyle bir şey olursa kesin taksime varacağız bu da ülke ve halk için tehlikelidir.” dedi.

Stefanu Haravgi’ye verdiği röportajda, Ukrayna ve Filistin’deki gibi sıcak noktaların uluslararası unsurun Kıbrıs sorununa müdahiliyetini ikinci ve üçüncü sıraya düşürdüğünü, jeopolitik rekabet geriliminin de Güney Kıbrıs’ı zor ikilemlerle karşı karşıya getirdiğini söyledi.

Bu ortamda çok dikkatli hamleler yapmaları gerektiğini belirten Stefanu Hristodulidis,  hükümeti bu ikilemlerin gerektirdiği şekilde davranmayıp, Güney Kıbrıs’ı NATO arabasına bağlayan Anastasiadis-DİSİ hükümetinin tehlikeli yolundan gitmekle suçladı. Stefanu “Bu şekilde hükümet, geleneksel dost ve destekçimiz ülkeleri kaybederek ülkemizi hedef haline getiriyor.” dedi.

Hristodulidis hükümeti ve DİSİ’nin NATO üyeliğinin Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına olumlu katkı koyabileceği görüşünde olduğu, AKEL’in ise buna karşı çıktığı hatırlatılarak daha çok neden endişelendiği sorulan Stefanu NATO üyeliğinin Kıbrıs sorununun çözümüne olumlu katkı yapabileceğinin herhangi mantıklı bir argümana dayanmadığına işaret etti.

-“NATO Türkiye’nin imtiyaz alanı”

Son gelişmelerin NATO’nun Türkiye’nin imtiyaz alanı olduğunu doğruladığı görüşünü de ortaya koydu ve NATO’luların, İsveç ile Finlandiya’yı üye yapabilmek için Türkiye’ye her istediğini verdiğini söyleyen Stefanu, “Çözümü NATO’ya bağlamak Türkiye’ye Kıbrıs sorununda her istediğini alma fırsatı verecek.” ifadesini kullandı.

İsveçli kaçmak için milyonlar dağıttı İsveçli kaçmak için milyonlar dağıttı

Güney Kıbrıs içerisinde yükselmekte olan “yeni bir gerçeklik ortaya koyalım ve iki bölgeli iki toplumlu federasyonu terk edelim” sesleri hatırlatılarak buna yorumu sorulan Stefanu şöyle devam etti:

“Bu tür görüşlerin, hiç de tesadüf olmayan insanlardan geldiği gerçektir. Bu algının süper savaşçılarından biri, bu algıyla ilgili bir kitap da yazan hakkında DİSİ lider kadrosundan Haris Yeorgiadis’tir.

Bu algıya bir de DİSİ’nin NATO’ya üyelik tezini ya da eski DİSİ Başkanı Averof Neofitu’nun ‘Kıbrıs sorununa iki bölgeli iki toplumlu federasyon olmadan inisiyatif beklemeliyiz’ tezi de eklendiğinde Kıbrıs içinde ve dışında, süregelen çıkmaza dayanarak çözüm zeminini saptırmaya yönlendiren bazı merkezler olduğu sonucu kolayca ortaya çıkar.

Bu yönlendirmeler ışığı altında söyleyeceğim tek şey var. AKEL’in uzlaşılmış çözüm zemininin, iki bölgeli iki toplumlu federasyonun iptalini kabul etmesi söz konusu değildir. Bu olursa, kesin taksime varacağız bu da ülke ve halk için tehlikelidir.”

-“Kıbrıs Türk tarafının iki devlet, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü tezleri kabul edilemez”

Stefanu, Kıbrıs Türk tarafının iki devlet, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü tezlerini “kabul edilmez” bulduğunu, Rum tarafının bu tezler karşısında “müzakerelerin Guterres Çerçevesi zemininde, koptuğu noktadan ve müzakere kazanımlarını korunarak devam etmesi gerektiği tezinde ısrarlı olması gerektiğini” öne sürdü. “Çıkmazdan tek çıkışın, çözüm perspektifini yaratacak tek yolun bu olduğunu” iddia etti.

Stefanos Stefanu “Kıbrıs sorununun çok zor bir durumda bunduğunu, Crans Montana  başarısızlığının ve yıllarca süren durağanlığın büyük bir zarar verdiğini ancak çabayı terk etmemeleri gerektiğini” sözlerine ekledi.