SUÇLARI KANITLANMADIKÇA O ŞAHIS VEYA ŞAHISLAR MASUMDUR
Polisin kelepçe işini çok konuşmuş çok yazmıştık. Kim hangi mevkide olursa olsun, yine de inisiyatif kullanarak bir zanlıya kelepçe takılarak tutuklanmasını kabul edemiyorum.
Eski bakanlardan Kemal Dürüst ve eşi Meray Dürüst’ün kelepçeli resimleri vardı dünkü gazetelerde. İddialar, sözkonusu üniversitenin para karşılığında diploma verdiğine dairdi.
Kemal Dürüst’ün çok uzun bir siyset hayatı vardır. Özellikle bakan olduğu zaman, bakanlık görevini başarı ile yapmıştır. Hatta birçok başarılı işlere imza atmıştır.
Her kim olursa olsun, emekli olduktan sonra kendine yeni bir meşgale bulur. Hem maddi açıdan, hem de manevi açıdan. Bu meşgalede bazı usulsüzlükler ve kanıtlar ortaya konursa, herhalde Kemal Dürüst’ün boynu kıldan incedir, ceza yiyecektir.
Bu insanlar şeytana mı uydular? Sanmıyorum.
Düşünüyorum...
Kemal Dürüst’le ilgili iddialar doğru mu?
Hala kabul edemediğim bu durum nasıl sonuçlanacak merak ediyorum.
Mesela bazı eczacıların reçete meselesi epeyce gündemde kalmıştı. Herhalde suçlu addedilenler mahkemede yargılanmaktadırlar.
Bir söz vardır...
“Sinek de küçük ama mide bulandırır” diye bir söz...
En azından bir kişi suçlu bulunursa, o şahıs mutlaka cezaya mahkum olur. Yani kurunun yanında yaşlar da yanar.
Sağlık alanında izlenen bir tutum vardır.
Bazı hastalar hastalıkları nedeniyle doktorundan periyodik reçete alırlar. Hatta bazı hastalar rahatsızlığı nedeniyle doktoruna gidemeyince ya evladını, ya da torununu gönderir doktoruna o reçeteyi almak için.
Bu durumu eski meclis başkanı Dr. Sibel Siber’de gördük. Sibel hanıma yöneltilen suçlar, yukarıda izah ettiğim tarzda gerçekleşmiş ve polis onu zanlı olarak kelepçeleyip içeri atmıştı.
Tıpkı Kemal Dürüst ve eşine takılan kelepçe gibi, Sibel hanıma da kelepçe takmışlardır.
O zaman bu durumu sormuştuk.
“Herhalde Dr. Sibel Siber’in kaçacak hali yoktu bu itham karşısında. Ama onu kelepçelemişlerdi. Neden kelepçe?”
Aynı soruyu soruyorum.
“Neden Kemal Dürüst’e kelepçe?”
Yukarıda belirttiğim gibi itham edilen bir kişi suçlu bulunmadıkça, masumdur.
Böyle durumlar zuhur ettiği zaman, bütün mekanizma işlemeye başlar. Suç olarak addedilen kişi, belki de bilmeden o imzayı atmıştır. Veya başkaları bilmeden kendini kullanmıştır.
Şöyle veya böyle... Mutlaka bu iş de açığa çıkacak ve durum açıklık kazanacaktır.
Küçük yerleşim yerlerinde daha bir yaygın hal alır bu tür ithamlar. Her yerde konuşulur. Kahvede, misafirlikte, kulüpte ve her yerde.
İnsan gündem olunca bayağı geriliyor.
Benim hala elim varmıyor “Kemal Dürüst bu suçu işlemiştir” demeye.
Neticede mesele takibe alındığına göre, verilen ifadeler, bulgular ve ithamlar netlik kazanacak. Suçlu veya suçsuz kişi ve kişiler ya aklanacaklar, ya da mahkum olacaklar.
Bekleyip göreceğiz bu durumu. Kim haklı kim haksız veya kim suçlu veya suçsuz göreceğiz.