Sular ısınıyor!

Abone Ol

Havaların mevsim normallerinin üzerinde ısınmasıyla birlikte sular da ısınmaya başladı.

Crans Montana  bizleri aylardır başka taraflara bakamaz hale soktu.

Isınmalarla birlikte tansiyonlarda oynamalar meydana gelmeye başladı.

İnsanlarımızdaki tahammülsüzlük hat safhaya uzandı.

Sıradan ve akla ilk gelen bir örnek;

ses kirliliği olarak isimlendirilen ve gecenin ilerlemiş saatlerinde kimi zaman vatandaşı uykusundan eden, kimi zaman ürperten, kimi zaman sinirden deli eden bir uygulama şekline maalesef bir türlü yasal bir engelleme getirilemedi gitti.

Bu konuda cezaların yükseltilmesi, caydırıcı bir konuma getirilmesi akla gelen ilk önlem olarak düşünüle bilinir.

İlgili kesimlerin bu konudaki düşünceleri nelerdir bilemiyorum ama bir vatandaş olarak şunu ifade etmeliyim ki bu ülkedeki ses kirliliği çekilecek bela olmanın çok ötesine geçmiştir!

Yeniden başa dönecek olursak;

uzun sayılacak bir süre Crans Montana ile yattık, onunla kalktık.

Bir arpa boyu yol kat edilemeyeceği belliydi ama yine de “belki” umudu taşıyanlarımız da vardı.

Tarihinde ilk kez Nikos Anastasiadis le bir konuda aynı düşünceyi paylaştığımı belirtmeliyim.

Rum lider verdiği bir mülakatta;

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin gerçekleşmesini istediği şeyin gerçekleşiyor olduğuna inanmak gibi bir hatası olduğunu öne süren Anastasiadis, “Her şeyin neredeyse çözülmüş olduğu gibi bir yanılgı içerisindeydi. Dışarıya verdiği imaj da buydu. Kendisini uyardım. Ne yazık ki beni dinlemedi” dedi.

Espen Barth Eide her zaman hangi düşünce içinde olduğu bilinmez bir tavır içinde her şeyin yolunda olduğunu, neredeyse uzlaşının bir imzaya kaldığı ortamını yaratmaya özen göstermiş dolayısıyla sürece bilerek ya da bilmeyerek büyük zarar vermiştir görüşünü taşıyorum.

Bunu belki üstelenmiş olduğu görevin süresini “ne kadar uzatabilirsem uzatmış olayım” yaklaşımı içinde belki de başka, başka nedenlere dayalı düşünceler içinde gerçekleştirmiştir ama tekrarlamakta yarar görüyorum, uzlaşı sürecine çok büyük zararlar vermiştir.

Hoş Güney Kıbrısın uzlaşıya yaklaşım şekli elli yıldan beridir hiçbir farklılık göstermemiş,

Kıbrıs ta yaşanan toplumlar arası olayları 20 Temmuz 1974 le başlayan bir takvime dayandırarak tarihsel hata işlemeye devam etmiştir.

Crans Montana nın hüsranla sonlanmasının ardından bu kez 11 parseldeki Hidro Karbon olayı nüksetmiştir.

Tansiyonu yükselten, suların ısınmasına neden olan böyle bir davranış şekli kime ne getirir.

Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde sürdürülen doğal gaz çalışmaları Kıbrıslı Türklerin de pay sahibi olduğu değerler üzerinde gerçekleştirilen bir girişimdir.

Ayrıca Türkiye nin bölgedeki varlığının da yasal zeminde olduğu güney Kıbrıs tarafından da kabul edilen bir gerçektir .