Tanınma Israrı

Abone Ol

 

35 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devleti’nin tanınmasını isteyenler aşlağıda link’ten Makedonya’da açılan ve KKTC’nin tanınmasını isteyen imza kampanyasına katılabilirler.

https:/www.change.org/p/macedonia-to-recognize-northern-cyprus-independence-in-un?

 KKTC medyasının bu konuyu sürekli duyurması gerekir. Önemli olan bahsi geçen bu tanınma kampanyasını kimin başlattığı değil... Önemli olan bu tanınma kampanyasının yabancı bir ülkede başlatılmış olması. KKTC’ye inananlar ve KKTC’nin tanınmasını isteyenler bu tanınma kampanyasına mutlaka katılmalı ve imza koymalı. Bu tanınma kampanyasına imza koyanların yüksek rakamlara ulaşması önemli.

Sayın okurlarım: KKTC’nin tanınmasının neden en önemli konu olduğunu veya olması gerektiğini tekrar vurgulamakta yarar var. 35 yıllık KKTC Devleti egemenlik haklarını kullanarak 1983’de bağımsızlığını ilan etmişti. Türkiye Cumhuriyeti’de aynı yıl KKTC Devletini resmen tanımıştı. O günden bu yana, KKTC Devletinin tanınmamasının en önemli nedeni, yıllardır devam eden “federasyon çözümü” müzakerelerinden kaynaklanmaktadır. Yani, bu müzakereler devam ettikçe, KKTC’nin tanınması hep rafa kaldırıldı. Peki, yıllardır devam eden (ve bir daha başlamamasını umduğumuz) bu “federasyon çözümü” müzakerelerinden KKTC’nin eline ne geçti? Bu müzakerelerden KKTC Devletinin devlet olarak herhangi bir kazanımı oldu mu? Rumların ısrarla istediği “federasyon çözümü” çerçevesi içinde “iki kurucu devlet” sisteminin, 35 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devletini ortadan kaldırmaya yönelik bir sistem olduğu gün gibi ortada  değil mi? Bir “kurucu devletin (ki böyle bir sistem dünyanın hiç bir yerinde yoktur...) Uluslararası Hukuk çerçevesi içerisinde hiç bir zaman bir bağımsız egemen devlet olarak tanınmayacağı ve sadece,  güya kendi kendini yöneten bir lokal yönetim biçimi olduğu gün gibi aşikar değil mi? Bu durumda tanınmanın mı yoksa “federal bir çözümün” mü KKTC halkının çıkarlarına uygun olduğunu çok ciddi bir biçimde düşünmenin zamanı gelmedi mi?...

Devam ediyorum. KKTC’nin tüm iyi niyetlerine rağmen, Rumların, kabul edilemez, uzlaşmaz politikaları ve tutumları ile yeniden başlayabilecek “federasyon çözümü” müzakerelerinde hiç bir yere varılamayacağı belli olmadı mı? Tercih yapacak olsanız hangisini seçersiniz? Dünya devletleri ve tabii BM’nin tanıdığı KKTC devleti mi?... Yoksa bağımsız, egemen statüsü ortadan kalkan ve “federal çözüm” içinde azınlık olarak eriyip gidecek olan ve “kurucu devlet” statüsü ile Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti Merkezi hükümetine bağlı Kıbrıs Türk Halkı mı?

Rumlar, herhagi bir, yeniden başlayacak “müzakere” sürecinde KKTC’nin bağımsız, egemen statüsünü kabul edecek mi? Şu anda KKTC Devleti ve halkının önünde iki seçenek var. Biri, KKTC’nin tanınma yoluna girmesi ve tanınması. Diğeri ise devlet statüsünü kaybeden bir “toplum” olarak (hem de azınlık toplumu olarak) tüm adanın Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti egemenliği altına girdiğini göre göre “birleşik federal Kıbrıs”ın bir parçası olmak... Tabii ki KKTC devleti, Türkiye Cumhuriyeti sayesinde kökleşmiş ve güçlenmiştir. Ancak tanınmada  ısrar etmek ve tanınmak şarttır.