Rumların, Doğu Akdeniz’deki enerji yataklarına tek başlarına sahip çıkmak istedikleri doğrudur. Rumlar, “Anlaşma yapılsın, yeni federal Kıbrıs Cumhuriyeti kurulsun, o zaman Kıbrıslı Türklere de haklarını vereceğiz.” açıklamalarıyla hayallerindeki çözümü defalarca vurgulamışlardır. Yani şöyle: Yeni federal Kıbrıs Cumnhuriyeti kurulacak, KKTC Devleti ortadan kalkacak ve Kıbrıslı Türkler azınlık toplumu olarak yeni Kıbrıs Cumhuriyetine entegre olacak. İşte o zaman Rumlar, tüm adaya egemenliklerini yaydıktan sonra, “Gelin bizim güzel Kıbrıslı Türk kardeşlerimiz. Alın, sizin azınlık olarak payınız bu.” diyecekler. İşte Rumların senaryosu bu! Böyle bir Rum senaryosunu ortadan kaldıracak olan KKTC’nin tanınmasıdır. Rumların sadaka verir gibi “Alın sizin payınız bu.” demesinin ardında yatan KKTC Devleti’nin tanınmamışlığıdır. KKTC tanınmadığı için uluslararası toplum Kıbrıs Türklerini bir “toplum olarak” görmektedir. KKTC’nin tanınmamışlığı devam ettikçe, bu Rum senaryosu da önümüze dikilecek. Rumlarla bir uzlaşı, bir federal çözüm aranırsa ve böyle bir federal çözüm gerçekleşirse, “azınlık” toplumu olarak bize verilen payı alacağız ve köşemize çekileceğiz.
Şimdi, yazının başlığı olan “Tanınmalı Enerji” konusuna bir bakalım. Eğer KKTC Devleti tanınma yoluna girerse ve tanınırsa, o zaman bu adada iki ayrı devlet oluşacak. KKTC Devleti tanındığı takdirde, o zaman bu devlet, enerji yataklarına ortak olacak. Resmen ortak olacak. Çünkü KKTC resmen tanınmış bir devlet olarak enerji yataklarına ortak olmaya hak kazanacak. Resmi tanınma gerçekleştiği takdirde her konuda çok daha iyi bir duruma geleceğimiz kesin. Bunu görmemek mümkün mü?... KKTC Devleti’nin resmi tanınması gerçekleştiği takdirde, devlet olarak enerji kaynaklarından hak talep etmesi en tabii hakkı olacak. Bunu görmemek mümkün mü?...
KKTC tekrar müzakere sürecine girerse, enerji yataklarında sadece ve sadece “toplum” olarak hak iddia edebilecek. Nereden bakarsanız bakın. Bir federal çözüm ile Kıbrıs Türk halkı devlet kimliğini ve egemenliğini kaybedecek ve “toplum” olarak yeni kurulabilecek bir “federal Kıbrıs Cumhuriyeti içinde “azınlık” hakları ile yaşamaya mahkum edilecek. Bu adada dünyaca tanınmış Rum Kıbrıs Cumhuriyeti, tabii ki Doğu Akdeniz’deki enerji yataklarına da tek başlarına sahip çıkmak isteyecekler. Halbuki, KKTC Devleti tanınsa iş değişecek. O zaman bu adada iki ayrı devletin var olduğu kabul edilecek. Eşitlik gerçekleşecek. “Alın bu da Kıbrıs Türk toplumunun payı” gibi Rum palavraları da ortadan kalkacak.
İşte enerji yataklarına kesin çözüm böyle gerçekleşir. KKTC tanınmadan eşitlik gerçekleşemez. Eşitlik iki ayrı devletin varlığı ile gerçekleşir. Rumlarla her türlü anlaşmada hep azınlık olarak kalırız. Eğer tanınma gerçekleşirse,o zaman bu adada iki eşit devletten biri olarak yerimizi alırız. Tanınmalı enerjiye de ortak oluruz.