TATAR VE ÜSTEL GÜVEN TAZELEDİ

Abone Ol

            “Tatar’la Üstel neden Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştü?”
            Esasında bu sorunun cevabını başka bir yazımda vermiştim, soru sorulmadan.
            Beklenen bir görüşmeydi bu.  Tatat’la Üstel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmelerinde neler konuşuldu veya konuşulmadı.
            O konuşmada Tatar bir soru sormuştu Erdoğan’a.
            “Rum toplumu lideri Hristodulidis Ankara’ya davet edildi mi?”
            Bu sorunun cevabı gayet net ve somuttu, benim düşündüğüm gibi.
            Sayın Erdoğan’ın yanıtı şöyleydi.
            “Türkiye ile Yunanistan görüşmeleri başka, Kıbrıs meselesi başka.  Öyle bir davet olmadı. Kıbrıs konusundaki tavrımız, iki devletlilik lzemininde ortadadır.”
            Vaziyet açıklığa kavuştu.  Kafalardaki bütün soruların cevabıydı o.
            Yani Hristodulidis’in Ankara beklentisi suya düştü.
            Geçen Pazartesi eski siyasilerle bir araya gelmiştik.  O grupta olan eski Müsteşar ve diplomat Ayer Kaşif sormuştu.
            “Sizce Tatar’la Üstel’in Ankara ziyaret niçindir?”
            Eski Büyükekçi Peker Turgud onu şöyle yanıtladı:
            “Türk-Yunan görüşmeleri ve Hrisstodulidis’in Ankara ziyareti ile ilgili olsa gerek.  Akla başka birşey gelmiyor.”
            Ayer Kaşif de Peker Turgud’u teyid etti.
            “Ben de öyle dünmüştüm.”
            Görüldüğü gibi herkesin kafasındaki de aynı sorudur.
            Nitekim teşhis doğruydu.
            Tatar’la Üstel’in verdiği bilgiler doyurucu ve inandırıcıdır.
            Görüşülen diğer konular; enerji, sağlık, ulaştırma ve eğitim...
            Yani herşey yerli yerine oturdu.  Kafalardaki bütün sorular giderildi.
            Bir zamanlar yapılan uluslararası bir toplantıda İsrail Başbakanı Netenyahu’ya Erdoğan’ın “One minute” ifadesi ile kendisine cesurca verdiği cevabın akabinde o toplantıyı terketmesi, çok yerinde bir tavırdı.  O günlerde yine Netenyahu ile Filistin meselesi tartışılıyordu.
            Yani diyeceğim şudur.  Öyle önemli bir toplantıda tavrını belirleyen Sayın Erdoğan, Hristodulidis’in beklentisine mi cevap vermeyecekti?
            Rum siyasilerde bitmeyen bir beklenti var.
            Sanki Türkiye Cumhubaşkanı Erdoğan veya bir başka Türk siyasetçi ile görüşmekle birşeyler elde edecekler.
            Geçmiş dönemde de Mevlût Çavuşoğlu’nun peşinden koşuyorlar ve gazetelerinde kendilerine göre yorumlar yaptırıyorlardı.
            Rum basınının saptırmacı politik haberleri Çavuşoğlu’nu rahatsız edince, o da açıklama ihtiyacı duymuştu.
            “Ayaküstü koridorda karşılaşınca hal hatır sorduk” deyivermişti.  Yani nezaket kuralları gereğince ayaküstü sohbet ettiklerini söylüyordu Çavuşoğlu.
            Bundan binbir mana çıkardılar.
            Rumlar kendilerince “davam” dedikleri Kıbrıs sorununu şimdiki güçleri ve statüleri ile çözeceklerini sanırlarsa aldanırlar.  Hristodulidis de aldanır.
            Kıbrıs sorunun çözülmesini isterlerse konuya gayet objektif ve barışçı yaklaşmalıdırlar. 
            Şayet domuzun kuyruğu gibi inadına istediklerini elde etme maceralarını sürdürülerse, kesinlikle hiçbir şey olmaz.  BM Genel Sekreteri Guterres de Kıbrıs sorunundan bunaldı.  Bunu kabul etmek lazım.
            Şimdiye kadar kaç BM Genel Sekreteri eskitti Kıbrıs meselesi?
            U Thant’tan başladı, ta Guterres’e kadar geldi.  Şimdi de Kıbrıs’a yeni bir genel sekreter temsilcisi gönderiliyor.  Göndersinler bakalım. Nasıl olsa gerek BM’nin, gerekse Rumların olumsuz tavırları ve kararları bize temsilci eskitmeyi alıştırdı.
            Bir de şu soru geliyor akla...  Büyük güçler isterlerse Kıbrıs meselesini bitiremezler mi?
            Bal gibi de bitirirler.  Hiçbirinin işine gelmiyor Kıbrıs sorununu bitirmek.  Yani topal eşek gibi tökezletmeyi tercih ediyorlar.
            Amerika orada ne yapıyor?
            Amerika orada şimdi İsrail-Filistin savaşıyla ilgilidir.  Bizimle mi ilgilenecekler?
            Kıbrıs stratejik bir noktadadır.  İngiliz üslerinin kapıları sonuna kadar açıktır Amerika’ya.  İstedikleri zaman İngiliz üsleri vasıtasıyle bomba da, füzeler de, otomatik silahlar da gönderirler. Bizi mi düşünecekler.  İsrail nasıl olsa elde bir.
            Yani ne Rum tarafı hayal etsin Kıbrıs konusunu bitirmek için, ne de biz.  İşte arada çerez gibi bizi kullanıyorlar.