Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 4. Antalya Diplomasi Forumu kapsamında Nest Kongre Merkezi'nde Gine Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Morissanda Kouyaté ile görüştü.
Görüşmede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Gine Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler ele alındı.
Öte yandan Tatar, KKTC'de binlerce şirket ve üretim yapan firma olduğunu belirterek, "Kuzey Kıbrıs'ın ekonomisi de eskiye göre daha güçlü, daha da gelişmiştir. Çünkü alt yapı yatırımlarıyla, her türlü imkanıyla KKTC artık bir değer olmuştur." dedi.
Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olarak yer aldığı, Belek Turizm Bölgesi'ndeki NEST Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu'na (ADF) katılan Tatar, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Tatar, KKTC'nin tanınmasıyla ilgili olarak Türkiye'nin desteğiyle çalışmalarına devam ettiklerini, birçok ülkeyle ticaret yaptıklarını ve 144 ülkeden öğrencinin ülkedeki üniversitelerde eğitim aldığını ifade etti.
İslam İşbirliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) gibi uluslararası teşkilatlarda KKTC'nin kendi bayrağıyla yer aldığını hatırlatan Tatar, "Eğer biz bunu başardıysak tanıma illa bir gün gelecektir diye düşünüyorum. Çünkü karşı taraf bir Rum Cumhuriyeti haline gelmiştir. Adı Kıbrıs Cumhuriyeti ama esas itibariyle Rum Cumhuriyeti'dir. Biz bu tarafta bir Türk Cumhuriyeti'yiz. Adımız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti." şeklinde konuştu.
KKTC'de binlerce şirket ve üretim yapan firma olduğuna değinen Tatar, "Kuzey Kıbrıs'ın ekonomisi de eskiye göre daha güçlü, daha da gelişmiştir. Çünkü altyapı yatırımlarıyla, her türlü imkanıyla KKTC artık bir değer olmuştur. Hem üniversiteler bakımından, hem sağlık bakımından, hem turizm bakımından. Her türlüsüyle bir marka olarak KKTC yoluna devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Tatar, KKTC'nin 2022'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın desteğiyle TDT'ye kendi adıyla girdiğini anımsatarak, bazı Türk devletlerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde büyükelçilik açmalarına ilişkin şunları kaydetti:
"Tabii biraz hassas mesele. Tabii onlar bağımsız Türk devletleri, Sovyetlerin dağılmasından sonra bağımsızlıkla karşılanmışlar, kendi kaderlerini kendileri tayin eder. Tercih ederdim ki tabii olmasın böyle bir şey ama oldu. Çünkü sorulduğunda AB ile yaptıkları birtakım temaslardan ve görüşmelerden. Eğer bu konuda adım atarlarsa AB'den daha fazla ilgi ve rağbet görecekler. Biraz da ona oynamışlardır. Çünkü mantalite onu gerektirir. Bunu da bizim anlamamız gerekmektedir. Çünkü onların da çok büyük ihtiyaçları vardır."