Bu özel günü Türk çocuklarına armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı, minnet ve şükranla anıyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920 günü açılışı ile Türk Milletinin egemenliği resmen hayata geçiriliyordu. 23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden I. Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir. Mustafa Kemal Atatürk, bu milli günü millet egemenliğini sonsuza kadar koruyacak olan çocuklara armağan ederken dünyada bu ilk çocuk bayramı oluyordu.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Kutlu Olsun..
1.Dünya Savaşı sonrası 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondoros Mütarekesi; çatışmaların durması için komutanlar arasında imzalanan bir “Ateş-Kes” Anlaşması değil; çatışmaların durdurulması ve de silahların bırakılması için tarafların yetkili temsilcileri tarafından imzalanan bir “Mütareke”dir.
30 Ekim 1918’de Mondoros Mütarekesinin imzalanmasından bir gün sonra Adana’ya giderek Yıldırım Orduları Komutanlığı’nı devralan Mustafa Kemal Paşa: “Savaş Müttefikler İçin Bitmiş Olabilir; Ama Bizi İlgilendiren Savaş, İstikbalimizin Savaşı Şimdi Başlıyor” sözleri ile Milli Mücadelenin başlangıcına işaret ediyordu.
I.Dünya Savaşı sonunda İttifak Devletlerinin yenilmeleri üzerine savaş kuralları gereği Osmanlı Devleti de yenik sayılmıştı. 30 Ekim 1918 Mondoros Mütarekesi, ülkenin üzerine karabasan gibi çöküyordu. 13 Kasım 1918’de İstanbul’a giren İtilaf Kuvvetleri, 2616 İngiliz, 540 Fransız ve 470 İtalyan askerinden oluşuyordu..
..Yine İtilaf Devletleri, Mondoros Ateşkes Antlaşması’nın imza edilmesinden bir hafta sonra İstanbul’u işgal ettiler. Bu işgalin ardından İngiltere Musul ve çevresini, Fransa Suriye’yi, İtalya ise Anadolu’nun güney sahillerine asker çıkardı. İzmir başta olmak üzere Batı Anadolu, Rumeli ve Doğu Karadeniz’de Rumlar örgütlenmeye ve çeteler kurup Türklere saldırmaya başladılar. Diğer taraftan Doğu Anadolu’da Erzurum, Van, Bitlis gibi şehirlerle Adana, Maraş, Antep ve Urfa’da Ermeniler örgütlenmeye ve çeteler kurmaya başladılar. Kaynak: https://kahramanmaras.bel.tr/mondoros-ateskes-anlasmasi-30-ekim-1918
13 Kasım 1918’de Mustafa Kemal Paşa, Adana’dan İstanbul’a gelişinde Boğaz’daki işgalci gemilere bakarak “Geldikleri Gibi Giderler” derken milli mücadele azmini ve kararlılığını ifade ediyordu.
Samsun, İşgal Kuvvetleri için, önemli dönüm noktalarından biri idi ve stratejik bakımdan büyük bir öneme sahipti ve de Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir kapıydı.. Bu nedenle; İngilizler, 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a 200 kişilik askeri bir birlik çıkarmışlar, bir Müfreze de Merzifon’a göndermişlerdi. Çoğu Rumlardan oluşan 50-60 kişilik çeteler ile birlikte, Samsun Sancağı içinde, huzur ve asayişi kökünden sarsmışlardı..
..Bu gelişmelere ilk tepki, 17-18 Mart 1919 gecesi Samsundaki, Türk Makineli Tüfek Birliği’nden geldi. Türk Makineli Tüfek Birliği’nden Sivrihisar’lı Mülazım (Teğmen) Ahmet Hamdi Bey (Ayker), adında bir Teğmen, kahraman Türk Askerleri ile birlikte dağa çıkarak yöresel de olsa bir direniş ve de bir isyan hareketini başlatmıştı. Kaynak: A. Erdem Akyüz, Atatürk ve 19 Mayıs, Bütün Dünya, Başkent Üniversitesi, Kültür Yayını, 1 Mayıs 2019
18 Ocak 1919’da Urfa, Antep ve Maraş; Fransızların işgaline maruz kalırken; İtilaf Devletleri, Megali-İdea ülküsü doğrultusunda Büyük Bizans İmparatorluğu’nu yeniden kurmak isteyen Yunanistan’ın, Batı Anadolu’yu ele geçirmek üzere 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e ayak basmasını sağladılar.
İzmir çevresindeki istihkamlar, 14 Mayıs 1919 sabahı İtilaf Kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir. Bu gelişmelerin ardından İtilaf Devletleri adına Yunan Kuvvetleri tarafından işgal edileceği bildirilmek suretiyle mesele bir oldu bittiye getiriliyordu.
15 Mayıs 1919 sabahı, İzmir’i işgal etmek üzere 20’yi aşkın Nakliye Gemisi ile Yunan I. Fırka Askerleri limana çıktılar. Karaya çıkan Yunan Askerlerinin 50.000 kişi oldukları tahmin edilmektedir. Kaynak: https://www.altayli.net/izmirin-yunanlilar-tarafından-isgali-15-mayis-1919.html
İtilaf Devletlerinin koruyuculuğu altında 15 Mayıs 1919’da Yunan Orduları İzmir’e ayak bastıkları günde Yunan Askerlerine Gazeteci Hasan Tahsin, ilk kurşunu sıkarken Türk direnişi de başlıyordu. 15 Mayıs 1919’da Yunan Orduları İzmir’e ayak bastığı gün Türk insanının boynu bükük ve umutları sönüktü. Ama Mustafa Kemal yılmayacak ve ümidini kaybetmeyecek ve de hedefleri doğrultusunda ilerleyecekti.
15 Mayıs 1919 sabahı Yunan Askeri birlikleri İzmir rıhtımına ayak basarken yerli Rumlar Yunan askerlerini çılgın bir sevinç ve alkışlarla karşılıyorlardı. O günde Yunan askerlerinin İzmir’e çıkışına karşı konulmaması emrini alan Türk subay ve erleri kendi kışlalarında Yunan askerlerince insafsızca şehit ediliyorlardı. O günde Hükümet konağı ve diğer resmi daireleri basarak buradaki memur, subay ve erleri günlerce aç bırakarak, dipçik vuruşlarıyla zorla “Yaşasın Venizelos” diye bağırmaya zorladılar, boyun eğmeyenler ise derhal bulundukları yerde şehit edildiler.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda yaşanan en önemli olaylardan biri de Mustafa Kemal Atatürk’ün dava arkadaşları ile birlikte Bandırma Vapuru ile 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basışıdır. Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basışıyla birlikte, Türk Milletinin “Kurtuluş” yolunu da açıyordu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı 19 Mayıs 1919, Türk Milleti için özgürlüğe ve bağımsızlığa ilk adımın atıldığı gündür. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı 19 Mayıs 1919’da Türkiye Cumhuriyetinin temelleri atılıyordu.
İşte bu nedenle de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan Bandırma Vapuru ile başlayan bu önemli yolculuğu Türk milletinin kurtuluşuna giden dönemin başlangıcını simgeler. Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayan yolculuğa Gemi Kaptanı İsmail Hakkı dışında 18 kişi eşlik edecekti.
İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali ve bu işgal sırasında yaşanan kanlı olayları duyan Türk Ulusu kurtuluşu silaha sarılmakta bulacaktı. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal Paşa, Samsun’dan çektiği telgrafla İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini Türk ordusunun ve milletçe kabul edilemeyeceği bildirilir ve de İstanbul’da ve yurdun dört bir yanında coşkulu mitingler düzenlenirken, İstanbul’daki resmi makamlara protesto telgrafları gönderiliyordu.
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları uzun bir zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu umutsuz duruma üzülüyor ve de harekete geçmek için Anadolu’ya geçmek istiyordu. O günde Samsun, işgal kuvvetleri için çok önemli noktalardan biriydi. Samsun, Karadeniz’den Anadolu’ya açılan stratejik bakımdan büyük bir öneme sahipti.
Yine o günde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda en önemli olaylardan biri de Mustafa Kemal Atatürk’ün dava arkadaşlarıyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basışıyla birlikte Türk milletinin “Kurtuluş” yolunu açıyordu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan başlayan bu önemli yolculuğu Türk milletinin kurtuluşuna giden dönemin başlangıcını simgeler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı 19 Mayıs 1919, Türk Milleti için özgürlüğe ve bağımsızlığa ilk adımın atıldığı gündür, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı gündür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda yaşanan en önemli olaylarından biri de 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basışıdır. Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla birlikte Türk milletinin “Kurtuluş” yolunu da açıyordu.
22 Haziran 1919’da Mustafa Kemal ve silah arkadaşları (Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Cemal Paşa, Cafer Tayyar Paşa, Ali Fethi Okyar) Amasya Genelgesini yayınladılar.
Amasya Genelgesiyle Milli Mücadelenin amacı, yöntemi, ve programı belirleniyordu. Üstü kapalı da olsa ilk defa ulusal egemenliğe dayalı bir devlet rejimine geçileceğinden bahsedilmiştir. Amasya Genelgesinin Maddeleri:
- Vatanın bütünlüğü, milletin istikbali tehlikededir.
- İstanbul Hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememiştir.
- Milletin bağımsızlığını yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır.
- Erzurum’da Kongre toplanacaktır
1-Manda ve himaye reddedilerek ilk kez ulusal bağımsızlığın koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine karar verilmiştir.
2-Vatanın bağımsızlığını korumaya merkezi hükümet yeterli olmadığı takdirde , bu amacı gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir.
3-Kuvayımilliyeyi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel prensiptir.
4-Manda ve himaye kabul edilemez
5-Milli meclisin derhal toplanması ve hükümet işlerinin meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk, Heyet-i Temsiliye’yi temsilen Meclisi Ankara’da toplantıya çağırdı ve 21 Nisan 1923 tarihinde yayınladığı bir bildiri ile Meclis’in 23 Nisan 1920 tarihinde toplanacağını duyurdu. 23 Nisan Cuma günü Hacı Bayram Camii’nde kılınan Cuma namazının ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi dualar ile açıldı.
23 Nisan 1920’de Türk Milleti, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde TBMM’ni kurarak yeni bir Türk devletinin temelleri atılıyordu. 23 Nisan 1920 sadece TBMM’nin kuruluş günü değil; ayni zamanda Türkiye’de demokratik parlamenter rejimin temellerinin de atıldığı bir gündür.
23 Nisan 1920, egemenliğin Hanedandan alınıp Türk Milletine devredilişinin resmen başlangıcını oluşturan bir devrimin tarihidir.
O günde, düşman işgaline cevap olarak 23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM’nin açılması ile Milli Mücadele çok daha güçlenecek ve yeni devletin temelleri atılıyordu. DEVAM EDECEK..