TDP Basın Bürosundan yapılan açıklamaya göre, MYK Üyesi ve Çevre Mühendisi Yasemin Çobanoğlu, Çernobil trajedisinin 37. Yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Mersin’de yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali’ne dikkati çekti.

-“Çernobil felaketi 600 bin insanın yüksek radyasyona maruz kalmasına sebep olmuştu

Çobanoğlu, 26 Nisan tarihinin unutulmaması gereken bir tarih olduğunu, Çernobil trajedisinin üzerinden geçen 37 yılın ardından felakette ölenlere ve halen etkilerini üzerlerinde taşıyıp acı çekenlere saygılarını sunduklarını kaydetti.

Çobanoğlu, “Tam 37 yıl önce bugün, Çernobil Nükleer Santrali’nin reaktörlerinden birinde gerçekleşen patlama sonucu atmosfere karışan radyoaktif maddeler, 600 bin insanın yüksek radyasyona maruz kalmasına sebep olmuştu” diyen Çobanoğlu, nükleer santrallerin karbondioksit salınımının görece daha az ve yüksek enerji verimliliği olduğunun iddia edildiğini hatırlattı.

-“Radyoaktif atıklar geçici depolanıyor, nihai bir depolama alanı henüz yapılamadı”

Nükleer santrallerin yüzde 100 güvenli şekilde kurulamadığını, öngörülmeyen risk oranının çok yüksek olduğunu ve kazaların insan ve canlı varlığını tehlikeye atabilecek boyuta ulaştığını söyleyen Çobanoğlu, nükleer santral ve atıklarının, terörün birinci hedefi haline gelebildiğini, nükleer santralin temel enerji kaynağının uranyum olduğunu ancak dünyadaki uranyum kaynaklarının ancak 30-60 yıl daha mevcut tesislere yetebileceğinin açıklandığını kaydetti.

Çobanoğlu, “Radyoaktif atıkların sorunu; şu ana kadar çözülememiş ve şu ana kadar ki atıklar geçici depolanmakta, nihai bir depolama alanı henüz yapılamamıştır. Bir nükleer atığın zararsız hale gelebilmesi için en az yarılanma ömrü kadar kazalardan güvenli şekilde korunması gerekir” ifadelerini kullandı.

-“Almanya son santrali de kapattı, hiç kaza olmadığı halde santral çevresinde kanser vakaları tüm Almanya’dan daha fazlaydı”

Nükleer atıkların güvenli bir şekilde nasıl ve nerede depolanabileceği konusunun, bugünün teknolojisiyle bile çözülememiş son derece tehlikeli bir sorun olduğunu ve bu yüzden endişelerinin de arttığını anlatan Çobanoğlu, Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip Almanya'da 60 yılın ardından nükleer enerji döneminin Nisan 2023 tarihi itibari ile sona erdiğine dikkat çekti.

“Ülkedeki son üç nükleer santralde de tüm reaktörler devre dışı bırakıldı” diyen Çobanoğlu, Almanya’da herhangi bir kaza olmadığı ve santral çevresinde yapılan ölçümlerde normal sınırlarda radyonüklid olduğu halde, nükleer santralin 5 km civarında özellikle 5 yaş altındaki çocuklarda kanser oranında yüzde 60, lösemide yüzde 117 artış olduğunun saptandığını ve saptanan lösemi sıklığının tüm Almanya’daki sıklıktan fazla olduğunu gösteren çalışma bulunduğunu kaydetti.

-“Akkuyu Nükleer Santrali, radyoaktif bir tehdittir, herhangi bir sızıntı durumunda hiçbir sığınağımız yoktur”

Mersin’de yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali’ne ilk nükleer yakıtın yüklenecek olmasını kaygıyla izlediklerini ve endişelerin her geçen gün arttığını belirten Çobanoğlu, bu santralin kazasız şekilde çalışırken bile çevreye radyoaktif toz saçacağı için Mersin’de yetişen, zeytin, çilek, muz gibi gıdalara “radyoaktif atık içerir” etiketi koyulmasının gerekeceğine işaret etti.

Çobanoğlu, “Akkuyu Nükleer Santrali, radyoaktif bir tehdittir. Ancak herhangi bir radyoaktif sızıntı halinde hiçbir sığınağımız olmaması endişelerimizi daha da artırıyor. Enerjiyi temiz ve yenilenebilir kaynaklardan üretebiliriz. Nükleere, kömüre veya ağır yakıt olan fuel-oile mecbur değiliz” dedi.

HTL Öğrencileri İstanbul'dan Başarıyla Dönüyor HTL Öğrencileri İstanbul'dan Başarıyla Dönüyor