Bazıları, halâ Anastasiadisin müzakere masasına dönüp “Kıbrıs Sorunu” için çözüm görüşmesi yapmasını istiyor ve bekliyor. KKTC devletinin varlığını hiç bir zaman kabul etmeyecek, hatta ortadan kalkmasını isteyecek Rum yönetimini geri masaya çağırmanın mantığı ne?... İçimizde “federasyon” çözümünü en uygun çözüm olarak lanse etmeye çalışan küçük bir azınlık var. Halbuki, “federasyon” çözümü KKTCnin ortadan kalkması anlamına gelir. Neyse, bu konuları çok yazdık ve yazmaya devam edeceğiz. Ha, bir de ikide bir “dünyada bölünmüş başkent bir tek Lefkoşa kaldı” saçmalığı ile sahne alanlar var. Lefkoşa bölünmüştür, çünkü bu adada iki ayrı devlet var ve bu iki devlet arasındaki sınır Lefkoşanın ortasından geçer. Olay bu kadar basit... Neymiş efendim, Berlin Duvarı bile yıkılmışmış, ancak Lefkoşa halâ bölünmüşmüş. Kardeşim, Berlin duvarı yıkıldı çünkü ayni ulusu, yani Almanları bölen bir duvardı. Bizde öyle bir durum yok. Bu adada iki ayrı ulus ve iki ayrı dvelet var. O kadar...
“Çözümsüzlük çözümdür” söylemine isyan edenler var. Bunlar, “Kıbrıs sorunu”nu hiç bilmeyen kişilerdir. Kıbrıs adasında “sorun” yok ki. İki devlet çözümü çoktan gerçekleşmiş. Çözüm gerçekleştiğine göre “çözümsüzlük”ten söz etmenin ne anlamı var ki? Çözümsüzlük, evet, çözümdür. Neden mi? Söyleyelim, çünkü çözümsüzlük KKTC devletinin devamı demektir. Dış güçlerin ısrarla istediği “çözüm” ise karanlık “birleşik federal Kıbrıs”a götürür bizi. Bu adada çözümsüzlük falan yok. Bu adada KKTC ve Kıbrıs Cumhuriyeti var. Çözüm isteyenler, adanın birleşmesini ve Rum Kıbrıs Cumhuriyetinin tüm adada egemen olmasını isteyenlerdir. Yani Rumu memnun etmek için ve Rumun istediği gibi bir çözüme ulaşmak için elinden geleni yapanlardır.
KKTC halkı ve devleti için tek çıkar yol tanınmadır. Dış dünyada KKTCnin tanınmasının uygun olacağını ve KKTCnin tanınmasından sonra adadaki iki devlet arasında işbirliğinin artacağını söyleyenler gün geçtikçe çoğalmaktadır. Dış dünyadan gelen bu sesler önemlidir. KKTCnin yaşaması ancak bu devletin tanınması ile gerçekleşeceğine göre, dış dünyada KKTCnin tanınmasını destekleyenler ile sürekli bağlantı kurmamız gerekmektedir.
Artık, tanınma için plan program yapıp yürüme zamanıdır. KKTC halkı devletinin tanınmasını istemektedir. Şu ana kadar tanınma için hiç bir ciddi girişim yapılmaması KKTC halkı için hayal kırıklığıdır. Bu hayal kırıklığını ortadan kadırmak için tanınma görüşmelerinin hemen başlatılması gerekmektedir. Tanınma, KKTC halkının, Meclisinin ve siyasi partilerinin alacağı bir karar ile gerçekleşecektir. Bilmem, halâ uluslararası hukuk altında KKTCnin tanınma hakkına sahip olduğunu tekrarlamaya gerek var mı? Bu hakkı hemen almak için yola çıkmak lâzım. Halâ, o berbat “ birleşik federal Kıbrıs” hayalini görenler, eninde sonunda KKTC devletinin tanınması gerektiğini anlayacaklardır....
Şimdi tanınma zamanı...