TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NİN 23 NİSAN 1920’DE AÇILIŞININ 103. YIL DÖNÜMÜNDE MUTLUYUZ GURURLUYUZ (2)
Mustafa Kemal Atatürk, egemenliği ulusa, ulusu da çocuğa dayandırmak gerektiğini kavramış dünyada örnek liderlerden biridir. Atatürk sadece Türk milletinin değil, tüm dünya uluslarının örnek aldığı, saygı duyduğu bir liderdir. Atatürkçülük, insana değer vermek demektir, özgür düşünmek demektir.
1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşına dünyanın belli başlı devletleri katılmıştı. Şöyle ki; İtilaf Devletleri: İngiltere, Fransa, Rusya, Sırbistan , İtalya, Yunanistan, ABD, Japonya, Romanya, Brezilya, Portekiz.
İttifak Devletleri: Almanya, Avusturya, Macaristan, İtalya, Osmanlı Devleti, Bulgaristan
Neticede, I.Dünya Harbinin İtilaf Devletlerinin galibiyeti ile sonuçlanmasının ardından 30 Ekim 1918 tarihli Mondoros Ateşkes Anlaşması’nın 7. ve 24. maddelerine göre İtilaf Devletleri Anadolu’da karışıklık çıkan yerleri ve Doğu’da Ermenilerin yaşadığı 6 ili işgal edebilecekti.
Bu gelişmelerin ardından İngilizler, Karadeniz’de özellikle Samsun’dan şikayet etmeye başlamışlardı. Çünkü Samsun’da “karışıklıklar” vardı, Samsun’da “Pontus Devleti” kurmak isteyen Rum çetelerine karşı Türkler direnişe geçmişti. İngiliz Calthorpe ve Amet , Kasım 1918 sonlarında “Samsun’da Mütareke hükümlerinin henüz uygulanmamış olduğunu ve Hristiyanları toptan öldürmek için Müslüman ahalinin silahlandırıldığını” iddia etmişlerdi. Ocak 1919’da Amerika Tobacco Company, Londra’ya gönderdiği bir raporda “Bütün Müslümanların, özellikle köylülerinin silahlandırıldığını” bildirmişti. Bunun üzerine İngiltere Hükümeti, bölgede askeri güç kullanmanın mümkün olup olmadığını sormuştu. Bu soruya Amiral Webb, 13 Ocak 1919’da şöyle cevap vermişti: “Normal şartlara dönüş için bölgenin silahsızlandırılması gereklidir. Bu da ancak büyük bir askeri kuvvetle yapılabilir.”
..İngilizlerin 21 Nisan 1919 tarihli notası üzerine etekleri tutuşan İstanbul Saray Hükümeti, İngilizlerin isteklerini yerine getirmek için Samsun’a bir “Umumi Müfettiş” göndermeye karar verdi..
..Daha önce birkaç kere Atatürk’le görüşmüş olan Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Bey, Sadrazam Damat Ferit’e, bu görevin Atatürk’e verilmesini önerdi. Ayrıca Fevzi (Çakmak) Paşa da İngilizlere, Atatürk’ün “İttihatçılara karşı olduğunu” söyleyerek bu görevlendirmeye zemin hazırladı. Bunun üzerine Sadrazam Damat Ferit, birkaç kere Atatürk’le özel olarak görüşerek bu görevi ona verdi. Atatürk’ün, İstanbul Saray Hükümeti’ndeki asker-sivil tanıdıklarının telkinleri, Atatürk’ün Alman karşıtı olması, İttihatçı olmaması, Padişahın “Fahri Yaverliğini” yapması, Çanakkale başarısı ve Atatürk’ün ifadesiyle “İstanbul’dan uzaklaştırılmak istenmesi” gibi nedenler onun “Müfettişlik” görevine getirilmesinde etkili oldu..
.. Padişah Vahdettin’in Mekke’de yayınladığı beyannamesinde: “Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderen kabineye uydum” diyor. Atatürk’ün 9.Ordu Müfettişliğine tayin edildiği “İradei Seniye” 30 Nisan 1919’da çıktı. 5 Mayıs 1919’da Takvimi Vekayi’de yayınlandı. Bu arada Harbiye Nazırı Şakir Paşa, Atatürk’e Pontus meselesiyle ilgili bir dosya verdi. Atatürk’ün Samsun’da Pontus olaylarını araştırması isteniyordu. Kaynak: Sinan Meydan, Atatürk Samsun’a “Direniş Başlatması” için gönderilmedi. Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/sinan-meydan/ataturk-samsuna-direnis-baslatmasi-icin-gonderilmedi-5820165/
“Ulusal Güçleri Etken ve Ulusal İradeyi Egemen Kılmak Esastır” İlkesi ve “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolası ile 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa ve dava arkadaşları Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkarken Türk Kurtuluş Savaşını başlatılıyordu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, dava arkadaşları ile birlikte Bandırma Vapuru ile 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasından itibaren tüm faaliyetleri bağımsız bir Cumhuriyetin kurulmasına yönelikti ve Türkiye Cumhuriyeti de belirli süreç içerisinde kurulmuştur.
Mustafa Kemal, 21-22 Haziran 1919 gecesi yazdırdığı Amasya Genelgesi’nde “Yurdun Bütünlüğü, Ulusun Bağımsızlığı Tehlikededir. Ulusun Bağımsızlığını Yine Ulusun Kesin Kararı ve Direnişi Kurtaracaktır” ifadesiyle bağımsızlığın ancak kendi gücümüzle sağlanacağına vurgu yaparak halka çağrıda bulunmuştur. Amasya Genelgesi ile Milli Mücadelenin amacı, yöntemi ve programı belirleniyordu. Üstü kapalı olsa da, ilk defa ulusal egemenliğe dayalı bir devlet rejimine geçileceğinden bahsedilmiştir.
23 Temmuz-07 Ağustos 1919 tarihleri arasında yer alan Erzurum Kongresinde, “Doğu İlleri Vatanın Ayrılmaz Bir Parçasıdır” deniliyordu..
04-11 Eylül 1919 Sivas Kongresinde tüm direniş örgütleri “Anadolu ve Rumeli Müdafaa’yı Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştiriliyordu..
Yine, 23 Temmuz-07 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum ve 04-11 Eylül 1919 tarihlerinde gerçekleşen Sivas Kongrelerinde “İrade-i Milliyeyi Hakim Kılmak Esastır” deniliyordu.
Mustafa Kemal Paşa, Amasya’da, Sivas ve Erzurum’da düzenlediği kongrelerle Türk Milletini Milli Mücadeleye hazırlarken “Tek Bir Egemenlik Vardır O Da Milli Egemenliktir” diyordu. Atatürk, Milletin Egemenliğini Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır” ilkesinden hareketle Anadolu’nun her yanından gelen Ulus Temsilcileri 23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM toplanmıştır. 23 Nisan 1920’de Meclis Mustafa Kemal Paşa’yı Başkan olarak seçerken , Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Türk Kurtuluş Savaşını başlatıyordu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun başlangıcında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk Milletinin “Kayıtsız Şartsız, Bağımsız Yeni Bir Türk Devleti” kurmak için “Ya İstiklal Ya Ölüm” ilkesi ile başlattığı Milli Mücadele vardır.
Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır” diyen Mustafa Kemal Atatürk, Milli mücadelenin yönetimini ve amacını yıllar önce kafasında belirlemişti. O günde; bir yandan Efeler, Dadaşlar harekete geçerken; diğer yandan düzenli ordularımız tarafından 11 Ocak 1921’de I. İnönü Zaferi ve 1 Nisan 1921’de II. İnönü Zaferi, 23 Ağustos-12 Eylül 1921 tarihinde Sakarya Meydan Muharebesi, 26 Ağustos-30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesi kazanılıyordu..
Büyük Taarruz emrinde Milli Mücadelenin Önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk: “Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz’dir İleri” demişti. Türk ordusunun , 9 Eylül 1922’de İzmir’e ulaşmasının ardından Milli Mücadele zaferle sonuçlanmasıyla birlikte 11.10.1922 tarihli Mudanya Mütarekesi ile Doğu Trakya tek silah atmadan teslim alınırken; 24 Temmuz 1923 Lozan Anlaşması Türk Kurtuluş Savaşını tamamlayan siyasi bir zafer oluyordu.
Bu gelişmelerin ardından 13 Ekim 1923’te Ankara, Türkiye Cumhuriyetinin başkenti oldu. 24 Temmuz 1923’te Lozan Anlaşmasının imzalanmasının adından 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti ilan ediliyordu.
Halkın temsilcilerinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920’de açılmıştır. 23 Nisan 1920 TBMM açılış tarihi Cumhuriyetimizin temeli olduğu gibi, 23 Nisan da Türk Milletinin ilk milli bayramı olmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920 günü açılışı ile Türk Milletinin egemenliği resmen hayata geçiriliyordu. 23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden I. Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir. Atatürk, bu milli günü millet egemenliğini sonsuza kadar koruyacak olan çocuklara armağan ederken dünyada bu ilk çocuk bayramı oluyordu.
1979 yılını, Birleşmiş Milletler’in “Dünya Çocuk Yılı” olarak kabul etmesinden 59 yıl önce , Atatürk, Ulusun Egemenlik Bayramı’nı, çocuklara adayarak, onlara ne denli önem ve öncelik verdiğini göstermiş ve dünya tarihine altın harflerle kayıt geçmiştir..
..İstanbul’daki İlkokul öğrencileri 23 Nisan 1929 tarihinde Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, şu telgrafı çektiler: “Bugün hakimiyet-i Milliye Bayramı. Bayramınızı tebrik ederiz. Biz, bütün Türkiye çocukları büyük bir sevinç içindeyiz. Bu mübarek hakimiyet-i Milliye gününde çocukların da hakimiyetini kabul ettiğiniz için size ayrıca teşekkür ederiz.” Kaynak: Yahya Aksoy, Çocukların Gönlünde Atatürk, Bütün Dünya, s. 11, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, 1 Nisan 2019
Sonuç olarak; 23 Nisan 1920, Türkiye milli tarihinin başlangıcı, yeni bir dönüm noktasıdır. 23 Nisan 1920, Türk Milletinin milli iradesini temsil eden TBMM’nin açıldığı gündür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu mutlu günde kuruluşunun 103. Yılını gurur ve coşkuyla kutladığımız Birinci Meclisimizin kahraman üyelerini rahmet ve şükranla anıyoruz.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyanın ilk ve de tek çocuk Bayramıdır. Hakimiyetin kayıtsız Şartsız Türk Ulusunun olduğu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurulduğu gündür bugün!. Türk Milleti olarak; bu anki varlığımızı, özgürlüğümüzü dünya ulusları içinde alnı dik bir şekilde bağımsız bir devlet olarak haykırdığımız gündür bugün!.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılış tarihi olan 23 Nisan 1920 anavatanımız Türkiye Cumhuriyetinin temeli olduğu gibi, 23 Nisan ilk milli bayram ve dünyada ilk çocuk bayramı olmuştur.
Atatürk ; egemenliği Türk Ulusuna , Ulusu da çocuğa dayandırmak gerektiğini kavrayan örnek liderlerden biridir. Atatürk, yalnızca Türk milletinin değil, tüm dünya uluslarının örnek aldığı, saygı duyduğu, sevdiği bir liderdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 20. yüz yıla damgasını vuran bir liderdir.
Büyük Türk Milleti; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına minnettardır. Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, kahraman Mehmetçiklerimizi, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla selamlıyorum..
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Kutlu Olsun ..
Ne Mutlu Türküm Diyene..