TÜRKİYE CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY KIBRIS TÜRK DEVLETİ’Nİ TAYINIZ ÇAĞRISI YAPARKEN
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı sayın Fuat Oktay: “Biz altılı masadakilerin yaptığı gibi Kıbrıs Türk’ünü bir kıyıya köşeye koyup, iki yüzlü uluslararası toplumun gözlüğünden bakacak değiliz. Kıbrıs Türk’ünün dimdik var olması, Kıbrıs Türk Devleti’nin güçlenmesi bizim olmazsa olmazımızdır.” Dedi.
Kuzey Kıbrıs’ta diğer pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da reforma ihtiyaç olduğunu ama arzu edilen seviyede mesafe alınamadığını vurgulayan sayın Fuat Oktay; okul öncesi eğitimden başlayarak, eğitim ve öğretimin her kademesinde , Kıbrıs Türk’ünün nitelikli eğitime erişmesi için destek verdiklerini belirtti.
Kıbrıs Türk Halkının yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini dile getiren sayın Fuat Oktay: “Eğitim alanında da ekonomik ve kalkınma işbirliği çerçevesinde ve Sivil Toplum Kuruluşları arasındaki dayanışma yoluyla karşılıklı işbirliklerinin sürdüğüne dikkati çekti.Sayın Fuat Oktay; “Eğitim, altyapısının iyileştirilmesinden öğretmen kadrosunun güçlendirilmesine , yeni yöntemlerin uygulamaya konulmasından, öğrenci yeteneklerinin geliştirilmesine kadar bir çok alanda çalışmalar yürütüldüğünü” aktardı.
Kıbrıs Türk Devleti’nin kalkınma mücadelesinde eğitimin kritik öneminin farkında olduklarının altını çizerek, “Kuzey Kıbrıs’ın geleceği, aslında ‘Kuzey’ demek istemiyoruz artık, Kıbrıs Türk Devleti’nin geleceği, bugün eğitim çağında olan çocuklarımız, gençlerimizdir. Kıbrıs Türkü gençlerimizin nitelikli olması, kaliteli eğitim alması, bilimde, sanatta, kültürde, sporda gelişmesi son derece önemlidir” ifadelerini kullandı..
..Okuyan, araştıran, sorgulayan, katma değer üreten ayni zamanda ahlaklı ve erdemli gençler yetiştirmeyi amaçladıklarını belirten Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı sayın Fuat Oktay “Onlara ne kadar eğilir, analitik ve bilimsel gelişmelerinin yanında milli manevi yönlerden de onları ne kadar güçlendirirsek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yarınları o kadar aydınlık olacaktır” diye konuştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde mevcut eğitim yapısına bakıldığında öğretmenlerin mesleki gelişimi ile müfredattaki eksiklik ve çarpıklıkların öne çıktığını dile getiren sayın Fuat Oktay, bunların yanı sıra KKTC’de diğer pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da yapısal reforma ihtiyaç olduğunu ama arzu edilen seviyede mesafe alınamadığının da bir gerçek olduğu kaydetti..
Bugün Kıbrıs Türkü’ne uğurlayacağımız 14 tırın içinde okul öncesi eğitim setlerinden akıllı tahtalara , mesleki eğitim donanım sistemlerinden yardımcı kitaplara binlerce eser ve materyal bulunuyor. Ama asıl önemlisi bu tırlar , milletimizle Kıbrıs Türkü’nün gönül birlikteliğini, kültür birliğini ve ses bayrağımız Türkçeyi taşımaktadır. Ülkemizin desteğiyle Kuzey Kıbrıs’ta yükselen hastaneler, yollar, tarım tesisleri gibi Türkiye’nin milli davasına olan inancını sembolize etmektedir ayni zamanda. Biz altılı masadakilerin yaptığı gibi Kıbrıs Türkü’nü bir kıyıya köşeye koyup, iki yüzlü uluslararası toplumun gözlüğünden bakacak değiliz. Kıbrıs Türk’ünün dimdik var olması, Kıbrıs Türk Devleti’nin güçlenmesi bizim olmazsa olmazımızdır. Bundan sonra da Kıbrıs Türklerinin kalkınma ve gelişme mücadelesine Türkiye olarak en güçlü desteği vermeye devam edeceğiz” diyen sayın Fuat Oktay: “KIBRIS TÜRK DEVLETİ’Nİ tanımaya çağırıyoruz” dedi.
BM Güvenlik Konseyi’nin, 30 Ocak’ta aldığı Kıbrıs Adası’nda konuşlu BM Barış Gücü’nün görev süresini bir yıllığına uzatan kararına da değinen sayın Fuat Oktay, bu kararla Kıbrıs konusunda yıllardır yapılan yanlışlara bir yenisinin eklendiğini söyledi. T.C Cumhurbaşkanı Yrd. sayın Oktay, BM Barış Gücü’nün görev süresi uzatılırken, Rum kesiminden tek taraflı rıza alınmasının ne insani ne diplomatik ne de hukuki bir karşılığı olduğuna işaret ederek, konseyin bu kararıyla denenmiş ve başarısızlığı ispatlanmış çözüm modelleri üzerindeki ısrarından vazgeçmediğini gösterdiğini, uluslararası toplum kılıfında Akdeniz’de korsanlığın devam ettiğini kaydetti.
BM Güvenlik Konseyi’nin Maraş konusunda da at gözlüğünü çıkarmadığını anlatan sayın Fuat Oktay, kararda, Kıbrıs Türk Devleti toprağı olan Maraş’ta atılan ve atılacak adımlara dair kullanılan tehditkar ifadelerin, Rumların çarpık zihniyetinin Konseyi nasıl rehin aldığını gösterdiğine dikkati çekti.
4 Şubat 2023 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan ve de bu tehditlerin ne Kıbrıs Türk Devleti makamlarını ne Türkiye’yi korkutabileceğinin altını çizen sayın Oktay: “Herkes Bunu Böyle Bilsin. Adada Barışın Teminatı BM Barış Gücü Değil, Garanti Antlaşmasından Doğan Hak ve Yükümlülükleriyle Türkiye’nin Garantörlüğü ve Adada Bulunan Türk Askeridir. Eğer BM samimiyse çözümde samimiyse Barış Gücü’nün devamında samimiyse masaya oturur ve var olan Kıbrıs Türk Devleti ile de konuşur, görüşür, sonrasındaysa da Barış Gücü veya başka ne tür çözümse de bunlar konuşulur, değerlendirilir. Ama tek taraflı kararlar alamaz. Alırsa da tanımayız. BM Güvenlik Konseyi’ni ve uluslararası toplumu bir kez daha Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü tescil etmeye, Kıbrıs Türk Devletini tanımaya çağırıyoruz..
..Kıbrıs meselesinde, yalnızca Kıbrıs Adası’nın değil, Doğu Akdeniz bölgesinin de istikrar ve refahına katkı sağlayacak bir çözüm için gayret göstermeye devam edeceğiz. Kıbrıs Türk Devleti’nin gelişmesi yönünde her alanda kalkınma desteklerimizi de sürdüreceğiz. Bu kazanımların sürmesi için Kıbrıs’ta istikrar son derece önemlidir. Gündelik polemiklerle değil ancak Kıbrıs Türkü’nün istiklali ve istikbali için dertlenen mekanizmalarla metotlarla yapılarla mümkündür” dedi.
16 Şubat 2023 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ziyaret eden İngiliz parlamenterler heyetini kabul etti. Ülkeyi ziyaret eden bazı parlamenterler, KKTC’de bir çok şeyi yerinde öğrendiklerini, KKTC’nin bir devlet olarak var olduğunu söyledi ve Kıbrıs Türk Halkının izolasyonlardan kurtulması gerektiğini belirtti.
Konuk heyetle görüşmesinde Kıbrıs Türk Halkının üzüntülerle dolu bir hikayesi olduğunu vurgulayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; Kıbrıs adasında Enosis uğruna Kıbrıs Türk Halkına yönelik bir katliam yaşandığını, 20 Temmuz 1974’te Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatını gerçekleştirdiğini anlattı.
Sayın Ersin Tatar, Kıbrıs’ta iki ayrı devletin bir gerçek olduğunu belirterek Kıbrıs Türk Halkının müktesep hakkı olan egemenliğin var olduğunu, 1963 yılından beri Kıbrıs Türk Halkının kendi kendini yönettiğini ve kendi devletini kurduğunu vurguladı.
İngiliz Eski Başbakanı Harold Macmillan ve eski Dışişleri Bakanı Lenox-Boyd’ın, Kıbrıs’a bağımsızlık verilmeden önce yaptığı açıklamada, İngiltere eski Parlamento kayıtlarından da görüleceği üzere, açıkça Kıbrıs adasında iki egemen halkın olduğunu vurguladıklarını ifade eden KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, açıkça Kıbrıs Türk halkının da self-determinasyon hakkının olduğunun altını çizdi.
2004 yılında Annan Planı’na eş zamanlı ve ayrı olarak yapılan referandumlarda Türk tarafının ‘Evet’, Rum tarafının ‘Hayır’ dediğini anımsatan KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, dönemin eski İngiliz Başbakanı Jack Straw’ın Rumlar tarafından kandırıldığını, Kıbrıs’ta federal ortaklığa dayalı bir çözümün artık mümkün olmadığını söylediğini ve Kıbrıs Adası’nda iki ayrı devlete dayalı bir antlaşmaya açıkça destek verdiğini söyledi..
..Rum tarafının , Kıbrıs adasını bir Helen adası olarak gördüğünü belirten Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, adada Kıbrıs Türk halkıyla eşitlik temelinde yönetim ve gücü paylaşmak istemediğini , Kıbrıs Türk Halkının insanlık dışı izolasyonlara maruz kaldığını anlattı.
Heyet adına konuşan Stephen James Metcalfe ise, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilk kez ziyaret etmekten mutluluk duyduklarını belirterek KKTC’de bir çok şeyi yerinde öğrendiklerini söyledi.. KKTC’nin bir devlet olarak var olduğunu ifade eden Stephen James Metcalfe, önceki gün Meclis’i ve yeni Havalimanı’nı da ziyaret ettiklerini dile getirerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dünyaya açılması ve Kıbrıs Türk Halkının izolasyonlardan kurtulması gerektiğini belirtti.
Sonuç olarak; Kıbrıs Türk Halkına düşen görev birlik ve beraberlik içinde hareket ederek, anavatanımız Türkiye’nin desteğinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını sağlamak için harekete geçmektir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..