Gülşen hakkında 10 ay hapis cezası verildi, hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Sanığa verilen hapis cezasının iki yıldan az olması halinde, verilecek hükmün açıklanması beş yıl süreyle geriye bırakılıyor. Bu durumda hüküm, 5 yıllık denetim süresi boyunca hukuki bir sonuç doğurmuyor.
Bu sürede kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarına uyulursa ceza kararı ortadan kaldırılıyor. Aksi bir durumda ceza uygulanıyor.
Gülşen, 25 Ağustos’ta tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'ne gönderilmiş, 29 Ağustos tarihinde tutukluluğuna yapılan itirazın kabul edilmesiyle konutu terk etmeme adli kontrol şartıyla tahliye edilmiş ve bu şart da 12 Eylül'de kaldırılmıştı.
Ardından Gülşen'in yurt dışına çıkış yasağı da, 250 bin TL'lik güvence miktarı yatırması karşılığı mahkeme tarafından kaldırılmıştı.
Dün İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya katılmayan sanık Çolakoğlu'nu avukatları Altın Mimir, Ziya İlker Göktaş, Orhan Erol Müezzinoğlu ve Emek Emre temsil etti. Bazı müştekiler ise mazeret dilekçesi sunarak duruşmaya katılmadı.
Duruşma savcısının, daha önce verdiği esasa ilişkin mütalaasını tekrar ettiğini bildirmesi üzerine sanık avukatlarına diyecekleri soruldu.
Avukat Emre, şehir dışında yaşayan bazı müştekilerin ifadelerinin henüz alınmadığını, bu kişilerin ifadeleri alınmadan dosyanın eksik kalacağını belirterek, müvekkilinin beraatını talep etti.
Avukat Mimir, müvekkilinin söyleminin tüm imam hatipliler yönelik olmadığını, sadece sahnedeki bir arkadaşına yönelik şakadan ibaret olduğunu savundu.
İmam hatiplilerin Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki liselerden biri olduğunu aktaran Mimir, "Sosyal bir sınıf kategorisine konulmaları hukuken olanaksızdır. Mütalaada sosyal tehlike olarak nitelendirilen olaylar, sosyal medya üzerinden birileri yönetilerek oluşturulmuştur. Müvekkilin beraatını, aksi halde tüm lehe hükümler uygulanarak en az cezanın verilmesini talep ediyoruz." diye konuştu.
Avukat Göktaş, suçun oluşmasının kastın varlığına bağlı olduğunu öne sürerek, "Müvekkil bir arkadaşına şaka yapmıştır. İzni olmaksızın biri tarafından çekilmiş, sosyal medyada paylaşılmıştır. Müvekkilin ifadesinden sonra imam hatiplere bakış mı değişmiştir? Böyle bir suç olmadığı için müvekkilin beraatini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Avukat Müezzinoğlu ise bir müştekinin CİMER'e yazdığı dilekçeye değinerek, müştekinin bahsettiği eylem ile soruşturma savcılığının iddianamede bahsettiği olayın örtüşmediğini iddia etti.
Görüntüleri çeken kişiye ulaştıklarını, bu kişinin ifadeye dahi çağrılmadığını kaydeden Müezzinoğlu, "Bu organize eylem sonrası müvekkil 'Gülşen' olduğu için yargılanmaktadır. Beraat dışında bir kararı kabul etmeyeceğiz." dedi.
Duruşmaya katılmayan bazı müştekilerin mazeretlerini reddeden mahkeme davayı karara bağladı.
Sanığı "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan önce 1 yıl hapse mahkum eden mahkeme, sanığın fiilden sonraki davranışları ve duruşmalardaki saygılı tutumunu dikkate alıp cezayı 10 aya indirdi.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren mahkeme sanığın 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına hükmetti.
Mahkeme, sanığın, yurt dışı çıkış yasağının kaldırılması için ödediği 250 bin lira güvence bedelinin iadesine hükmederek ayrıca 39 bin 150 liralık yargılama bedelinin sanıktan tahsil edilmesini kararlaştırdı.